|
||
Zengin Emniyet Müdürleri | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
İki gün önce gözüme çarpan; “Eski Emniyet Müdürü, Emlak Zengini çıktı.” başlıklı haber, İstanbul’un öncekiEmniyet Müdürü Celalettin Cerrah’tan bahsediyordu. Şaşırmadım,çünkü ondan çok daha zengin Müdürler var. Değerli okuyucularım, bu sütunlarda sık sık yazdım ve kendimden de bahsettim. Kişinin kendinden söz etmesi, eşyanın tabiatına aykırı gibi görünse de, gerekli olduğu için yazmak zorunda kaldım. Çünkü, yalancı/megaloman bir gazetenin saldırısına ve alçakça iftiralarına, nasıl maruz kaldığımı yazmak zorunda kaldım. Neden yazmayayım ki? İstanbul Milli Eğitim Müdürü iken, kızıma aldığım 500 liralık (yanlış okumadınız, beşyüz liralık) çeyizin hesabını bana soran yargı, yolsuzlukları ayyuka çıkan bu adamları görmüyor, kimi vatandaşlarımız da;“Çalarlarsa, beni paramı çalıyorlar.”diyebiliyorsa, söyleyin bana nasıl yazmayayım? İki gün önce, çok satılan bir Gazetede; “Eski Emniyet Müdürü Emlak Zengini Çıktı.” başlıklı bir haber okudum. Bu Emniyet Müdürü, İstanbul’un bundan önceki MüdürüCelalettin Cerrah’tı. Haber, bana daha önceki Müdürleri hatırlattı. O sebeple, şaşırmadım. ŞÜKRÜ BALCI’NIN ELİNE SU DÖKEMEZLER Rahmetli Şükrü Balcı, İstanbul’da namlı bir Emniyet Müdürü’ydü. İstanbul Valisi’nin emrinde olmasına rağmen, sanki kendi başına buyruktu. Bir akşam üzeri, makamında Vali ile görüşüyordum. Odaya, Şükrü Balcı girdi. Elleri cebindeydi. Selam bile vermeden, sehpanın üstündeki şeker kutusunuavuçladı ve camın önüne dikilip, yemeye başladı. Onun bu haline, önce şaşırdım. Vali’nin tepkisiz kalmasına ise, daha çok şaşırdım. Sebebini araştırdım ve Vali’yle sınıf arkadaşı olduklarını öğrendim. Kendi başına buyruk Şükrü Balcı merhum yürüttüğü göreviyle değil, daha çok zenginliğiyle tanınıyordu. Ve, bu görevde iken kısa sürede zengin olması, önemli bir başarı olarak görülüyordu(!) Ondan sonra gelen Emniyet Müdürleri’nin onu solladığını ve ondan da zengin olduklarını, bir Mülkiye Müfettişi’nden öğrenmiştim. KEMAL YAZICIOĞLU, UCUZ KURTULDU Mesut Yılmaz’ın Başbakanlığı döneminde, Kemal Yazıcıoğlu İstanbul Emniyet Müdürü’ydü ve Başbakan’ın gözdesiydi. Mesut Yılmaz onu hep Emniyet Genel Müdürü yapmak istedi, ama Cumhurbaşkanı’nın onayını alamadı. Yukarıda sözünü ettiğim o megaloman Gazete, bu defa ona taktı ve İstanbul Emniyet Müdürü iken Kadıköy’de 1 milyon 300 bin dolarlık ultra lüks bir ev satın aldığını yazdı. Para, büyük bir paraydı. Ev’in resimlerini de birinci sayfaya koyup, yayınını sür manşetten 3 gün sürdürdü. Yazıcıoğlu, okkanın altına girmek üzereyken Mesut Yılmaz devreye girip, gazetenin yayınını kestirdi. Hakkında tahkikat açtırmadı ve onu Ordu Valisi yaparak ödüllendirdi. O da, sessiz sedasız 2006 yılına kadar bu görevini sürdürdü. Yerim dar olduğu için, öteki zengin Müdürleri yazmıyorum. CELALETTİN CERRAH, EMLAK ZENGİNİ Bundan önce İstanbul Emniyet Müdürlüğü yapan Celalettin Cerrah’ın, basına yansıyan mal varlığı da dudak uçuklatıyor. Gazete;“Cerrah, lüks daireleriyle gündemde” diyor ve onunZeytinburnu’ndaki meşhur16:9 adlı kulelerdeki ultra lüks dairesinin dışında,biri İstanbul’un Avrupa, diğeri Anadolu yakasında iki lüks konutunun olduğunu, meşhur Ataköy Konakları’nda B2-6 Blok’ta,denize nazır başka bir evinin bulunduğunu,Kiptaş’ınÇekmeköy’de yaptığı Yeşil Vadi Konakları’nda ve Çekmeköy Kavşağı’ndaki Sitede 267 m2’lik birer dairesinin olduğunu, her bir dairenin 1 milyon 350 bin lira ile 1 milyon 500 bin lira değerinde olduğunu, mekan ve fiyat belirterek yazıyordu. Onu, bu göreve getiren iktidar boş durmayıp, mensuplarını ve yandaşlarını ihya ederken,kimi Bakanlar ve çocukları kasalarla paraların içinde yüzerken ve Başbakan da; oğlu ve yakınlarıyla paralarını bir gün bir gecede ancak sıfırlarken, Cerrah da boş duracak değildi elbet. BİR GÜN HESAP DÖNMEZSE … Söz, Süleyman Demirel’e ait. Yolsuzluklar gündeme geldiğinde ve iktidara kızdığında o her seferinde; “Keser döner, sap döner, gün gelir, hesap döner.” derdi. Ama,beklenen o gün geldiğinde, hiç kimseye hesap sorulmazdı. Değerli okuyucularım; Emniyet Müdürleri’nden başka, bu iktidarın köşe başlarını tutan bütün bürokratları, 12 senede zengin değil, “çok zengin” oldular. Fransa’da yaşayan ve büyük bir servetin sahibi iken mallarına el konulan Cem Uzan bile;“El koydukları servetimi devlet değil, onun bürokratları paylaştı.” diyordu. O devlet ve adaleti ki, dürüst ve haklı olduğum gün gibi ortada iken ve daha sonra bu durum Resmi Gazete’de bile yer alırken, bana kızımın 500 liralık (yazıyla beşyüz lira) çeyiz parasının hesabını sormuştu. Keser ister dönsün, isterse dönmesin, keza sapı da dönsün veya dönmesin. Bana zulmeden bu devlet ve adalet,bir gün gelir de bu iktidar döneminde ayyuka çıkan bu hırsızlıkların hesabını sormazsa, yüksek bir yere çıkıp; “Batsın bu memleket!” diye bağırmazsam, namert’im. Hem de, namert oğlu namert! |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.