|
||
Biz ne kadar demokratız? | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Düşünce, inanç ve girişim özgürlüğü” başta olmak üzere, insan hak ve özgürlüklerinin önünün kesilmesi demokratlığa sığmaz. Demokratlığın temeli, işte bu hak ve özgürlüklerdir. Demokrasinin temeline “insani değerleri” de koyarsanız, işte siz o zaman tam anlamıyla “gerçek bir demokrat” olursunuz. Öncelikle sağlam bir ahlaki alt yapı ister. Dürüstlük ister. Doğruluk ister. İfade özgürlüğü, İnsan sevgisi, şefkat, hoşgörü, vefa ister. Genel geçer ahlaki değerlere sahip olabilmenin temelinde yatan önemli unsurlardan olan inancı ister. Önce inanacaksın ki, ondan sonra yaşayacaksın. İnanmadığın bir şeyi nasıl yaşayabilirsiniz ki. "Önce inanmak gerek" Üzerinde önemle durulması gereken bir sorudur, 'Biz ne kadar demokratız?' sorusu. Ya da demokratlığın neresindeyiz? Sadece kendimize veya taraftarlarımıza mı demokratız? Çoğumuzun laf sırası geldiğinde yerli yersiz, haklı ya da haksız kendisine yakıştırdığı demokratlığı düşünürüm. Hani iyi bir şeydir ya demokrat olmak. Bende de olsun, “nede olsa fazla nam göz çıkarmaz” kabilinden yükseli verir sesler olur olmaz. Laf sırası geldiğinde kimisi” bi dakka, bi dakkaaa, demokratlık benim göbek adımdır” der. Kimisi de” demokratlığın kitabını biz yazdık abi.. Size de ne oluyor…” diye ahkam keser. Nedir demokratlık? Dendiğinde, cevaplar “ eeee, şeey, kem, küm..” den ibaret kalır. Oysa bize göre hepimiz demokratızdır. Manasını bilmesek de, içini dolduramasak da, “en kral demokratlarızdır.” Ama çoğulculuğu hazmedemeyiz. Paylaşmayı, huzur içerisinde yaşamayı beceremeyiz. Hak ve hukuk gözetmeyiz. Birlikte yaşama sanatından sınıfta kalırız. Rahatlıkla ötekileştirilir, ötekileştiririz. Hor görmek, aşağılamak serbesttir. Sen, ben, biz olur “mazaallah” bir türlü hepimiz olamayız. Buna rağmen “eski kulağı kesik demokratlığı” yine de elden bırakmayız. Demokratik toplumlar olmazsa, demokrasi olmazsa, demokratında olamayacağını bile bile demokratlığımıza toz kondurmayız. Ne menem iştir diyerek? Fırsat buldukça evirir çevirir tekrar tekrar düşünürüm, gerçek demokratlığı. Düşünce âlemimin daha ilk nüvelerinde, demokrat olabilmenin zorlukları karşılar beni. Düşüncelerimin ötelere geçmesini zorlar gibi olurlar. Bu yüzden de demokrat olabilmek için “zorun ötesinde zor mu zor bir zanaattır” diyebilirim. Normal şartlarda katlanmamız imkânsız olan her şeye, severek katlanabilme zanaatıdır. “Yaradılanı yaradandan ötürü hoş görebilme” hürmet ve saygı ve efendilik zanaatıdır. Zorluğu, ona doğru ilk samimi adımı atabilmektedir. Demokratlığın bu ilk adımı, demokratlığı genel kabul görmüşlerin ona dair eserlerinin bolca okunmasıdır.” Demokrat doğulmaz, demokrat olunur” tezinden hareketle ilk adımı, okumaktır. Sonraki adımı yine okumaktır. Benimseme, içe sindirme ve pekiştirme diğer adımlardır. Son ve en önemli adım ise tatbik yani hayata geçirmektir. Toplumsal hareketlerimizde aksi sedasını bulmasıdır. Sosyal yaşama tatbikinde birçok unsuru da beraberinde ister demokratlık. Birisi olmazsa, olmaz. Bal gibi olur dense bile, bunun adı demokratlık olmaz. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.