Moved Permanently

      Onun için, “Ağlamaktan sorumlu Başbakan Yardımcısı” diyorlar, ama ifade biraz “müstehzi” olduğu için, o söyleme katılmıyorum.

      İnsanlar, kimi durumlar karşısında duygusal olabilirler. Bazıları, duygularını içine atarken, bazıları belli ederler. Bülent Arınç, bunu kolay belli edenlerden. Bu, bir kusur mudur? Hayır. Benim de, böyle yanlarım olmuştur. Ama, ben kolay kolay belli etmem.

      Gelelim, esas konumuza. Geçtiğimiz hafta Bülent Bey, toplumun dikkatini çeken büyük laflar etti.“İffet” ten söz ederek kadının, hatta erkeğin iffetli olmasını, kadının erkeği cezbeden davranışlardan kaçınmasını ve örnek olarak da uluorta “kahkaha” atmaması gerektiğini söyledi.

      Kadının gülmesi bir yana, “iffet” konusundaki sözleri yanlış mıydı? Hayır! Aynı sözlerin, üstelik biraz fazlasını mesela Kemal Kılıçdaroğlu söyleseydi, herkesden alkış alırdı.

      Bülent Arınç’ınmisyonu“mim”li olduğu için, sözleri kimi kesimlerin hemen tepkisini çekti.

Bu sözlerine değil de, iktidarının başka eylemlerineben de diyorum ki;

     “Bülent Bey; sözlerinize katılıyorum, ama söyleminiz başka, eyleminiz başka. Devr-i iktidarınızda, fuhuş sokaklara düştü. Tamamen bu maksatla yapılan sahte evliliklerin önü alınamıyor. Çocuk yaştaki kızların, bu maksatla evlendirilmeleri, sizin iktidarınızda tavan yaptı. Kadını bir “seks objesi” gibi algılayan zihniyetlebirlikte “kuma dönemi”, sizin iktidarınızda yeniden hortladı. Partinizin Vekillerinin bir çoğu, bir-kaç bayanla evli. Seks kasetleri, en çok sizin iktidarınızda konuşuluyor. Sizin iktidarınızda sayıları giderek artan ve toplumun ahlakını yozlaştıran televizyon dizilerinden geçilmiyor. İşinize gelmeyen durumlarda yasak koyduğunuz sosyal medya’dan ve internet siteleri’nden pislik akıyor. Okullardaki kız-erkek öğrenci ilişkileri bile, sizin iktidarınızda rayından daha çok çıktı. Çarpık ilişkilerden doğan kadın cinayetlerini her gün izlerken, ürkmekten öte bıktık usandık. Başka örnekler de var ve sayılamayacak kadar çok.”

ADNAN HOCA TİYATROSU DA, NEYİN NESİ?

           Hocalığı kendinden menkul Adnan Oktar adlı bir zat, kurduğu bir özel televizyon kanalında, her gece sazlı-sözlü tiyatro oynatıyor.

          “Bunda ne var?” derseniz, “Din sömürüsü var, yüce dinimize hakaret var. Dinimizi hafife almak var. Yeni yetişen nesle, dinimizi yanlış tanıtmak var. Açıkçası, dinle adeta alay etmek var.”

Aşırı makyajlı ve dekolteligenç bayanlarla, bir o kadar genç erkeği bir arayagetiren bu kişi, gece gündüz diline doladıkları “Evrim Teorisi” ile “Mehdi”yi malzeme yapıp, sazlı, sözlü, varyetelibir tiyatro oynatıyorlar.

         Kur’an-ı Kerim’in tefsirini yaparken birden konuşmayı kesip, daracık deri pantolonlarla kızlı erkekli şuh ve kıvrak danslara geçiyorlar.

        İzleyenleri “ahmak” yerine koyan bu kişi; Evrim Teorisi’nin çoktan çöktüğünü, onu ortaya atan İngiliz Bilgin’in bile ona inanmadığını, Kur’an-ı Kerim’de bir Mehdi olgusunun da mevcut olmadığını çok iyi bildiği halde, ikisini de tiyatrosunda kullanmakta sakınca görmüyor.

       Adnan Oktar’ı, televizyonda görmekten öte hiç tanımam. Kişisel bir husumetim de yok. Bir televizyon kanalı kurması da normaldir.

       Ancak, yeni neslin eğitiminde görev alan kurumların tepesinde yıllarca görev yapmış bir kişi olarak söylüyorum ki, bu yayınlar halkımızı hoşnut etmiyor.

Yüce dinimizi kullanıp, onun kuralları ile örtüşmeyen bir televizyon yayınının yapılması, bu yayınları denetlemekle yetkili Bülent Arınç’ı ise, hiç hoşnut etmemesi lazım.

      Filvaki, daha önce bu kişiye bir uyarıda bulunmuştu. Bu, uyarıdan ötebir eleştiriydi. Arınç, bu kişinin kurduğu Çadır Tiyatrosu’na işaret edip, “İnşallah, maşallah’la işi götürüyorlar.” dediyse de, kendisi de bir yerlerden uyarı almış olmalı ki, sesi birden kesiliverdi.

UYARI, ACABA “TAYYİP HOCAM”DAN MI GELDİ?

      Adnan Oktar, tiyatrosunda siyasi yorumlar da yapıyor. Yalnız iç politikada değil, dış politikada görüş beyan ediyor. Ve, pek büyük laflar ediyor.

      Etrafına topladığı “müritleri” kapıyı açıyor, o yorumunu hemen ekliyor.

      Bülent Arınç’ın, kendilerini eleştirmesine cevabı da pek sert oldu. Yeri geldiğinde, Arınç’a dokundurmaktan geri kalmıyor.

      İhtimal o ki, Adnan Oktar Başbakan’a güveniyor. Konuşmalarında sık sık “Tayyip Hocam” diyerek, Başbakan’a övgüler düzüyor. Hem de, ne övgüler.

      Demek oluyor ki, bu gidişle bu tiyatro böyle sürüp gidecek.

      Ben de buradan Bülent Arınç’asesleniyorum.  “Bülent Hocam, siz de yetkili olduğu kadar etkili olması gereken bir kişi olarak, bu tiyatroyu seyretmeye devam edecek misiniz?”