Moved Permanently

     Bildiğiniz gibi, olay çıkarmak isteyen üç İsrail’li genç, Filistin’liler tarafından öldürüldü.Suçları var mıydı, yok muydu? Hiçbir soruşturmadan, İsrail her zaman yaptığını yaptı ve katliama başladı.

       Elinde, Amerikan malı çok etkili silahlar ve savaş araçları var. “Sen misin, bize yine yan bakan?” deyip, 15 gün süreyle,Gazze’de ateş kustu.

      Bu yazının kaleme alındığı sırada, Gazze’de öldürdüklerinin sayısı 1100 civarındaydı.

      Değerli okuyucularım; irili-ufaklı 194 ülkenin oluşturduğu dünya kamuoyu, bütün bu olup bitenleri sadece seyretti. İsrail’e komşuya da komşu kadar yakın 55 İslam ülkesi ise, kılını bile kıpırdatmadı.

TÜRKİYE, ŞOVYAPIYOR !

      12 yıldan beri ülkeyi yöneten AKP iktidarı döneminde ise, Türkiye Başbakanı Filistin’lileresadece göstermelik destek verip, bu katliamlara karşı hep şov yaptı. Hala, yapmaya devam ediyor.

      ABD’nin güdümündeki siyasi iktidar, Amerika’nın sözünden çıkamadığı için İsrail’in saldırılarına, daha doğrusu bu alçakça katliamlarına karşı, ciddiye alınmayan sözler söylüyor ve sabun köpüğü kadar değersiz tehditler savuruyor.

      İsrail’den madalya alan Başbakan’ın sözleri, yalnız Türkiye kamuoyunda değil, dünya kamuoyunda da ciddiye alınmıyor. İsrail’de de, hiçbir yankı bulmuyor.

YAŞASIN CEHENNEM !

 İsrail’e karşı yaptığı sert çıkışları geçen hafta da ciddiye alınmayan Başbakan, ne var ki benim de hoşuma giden güzel bir söz söyledi. Ve, bu Yahudi katiller için,“Yaşasın Cehennem!” dedi.

       Bu sözü, hiç kimse ciddiye almasa bile, ben ciddiye alıyorum, hem de çok ciddiye alıyorum.

      Haksız, suçsuz ve günahsız yere bu masum insanları katledenlere, Yüce Yaradan bu yaptıklarının hesabını elbette soracak ve inanıyorum ki, onlara çok büyük “Cehennem azabı” verecektir.

  İNSANLIK ZULMÜ, HER YERDE VAR

     Adaletin olmadığı yerde, her zaman zulüm vardır. Ve bu zulüm, sadece Yahudilerde değil,  az veya çok her yerde olmuştur.

     Ötekileri için de, “Yaşasın Cehennem!” demeden geçemeyiz.“Nasıl?” derseniz, işte şöyle;

     Kendileri, terlemeden bu dünyanın bütün nimetlerinden yararlanırken, alın teriyle ekmeğini kazanmak isteyenlerin hakkını vermeyenler için; “Yaşasın Cehennem!”

  Yolsuzluğu hırsızlığa çevirip devletin ve milletin malını götürenlerle,  parasını arsızca yiyenler için; “Yaşasın Cehennem!”

     Kendileri, lüks otellerdeve en güzel yemeklerle tıka basa karın doyururken, sokaklara kurulan İftar Çadırları’ndaki kuru fasulyeyi bile halka çok görenler için; “Yaşasın Cehennem!”

      Hırsızlık yapanlara hesap sormak yerine, onlara arka çıkanlarla, takipsiz bırakıp cezadan kurtulmalarını sağlayanlar için; “Yaşasın Cehennem!”

  Adalet dağıtmakla yükümlü iken, devletin bu gücünü hırsız ve yolsuzları korumakta kullanan ve onlar hakkında kayırıcı hüküm kuranlar için; “Yaşasın Cehennem!”

      Haklının hakkını vermeyip, kendisine yandaş olanları kayıranlar için; “Yaşasın Cehennem!”

      Devletin bütün imkanlarını kendileri için kullanan, adaleti ayaklar altına seren, tehdit ederek ve korkutarak insanları sindirip haklarını gasp edenler için; “Yaşasın Cehennem!”

 Halkı ikiye bölüp, birbirine düşman edenler için; “Yaşasın Cehennem!”

     Halkın seçme hakkını hileyle ortadan kaldırıp, katakulli ile kendisinin kazandığını ilan edenler için; “Yaşasın Cehennem!”

     Bölücülerle ve katillerle iş birliği yapıp, bu güzel vatanı bölmek isteyenler için; “Yaşasın Cehennem!”

     Yıkılan ve yakılan bir devletin küllerinden yeni bir devlet yaratan kahramanlara hakaret edip, Türkiye Cumhuriyeti’ni yok etmek isteyenler için; “Yaşasın Cehennem!”

Ve,bu hırsızlarla yolsuzlara arka çıkıp onları alkışlayan, onlar için meydanları doldurup onlara cesaret veren, onları milletin başına dert eden ve kendi küçük çıkarlarını gözeterek, onların kusurlarını gizleyip destekleyen cümle akılsızlar için bir kere daha; “Yaşasın Cehennem!”

                                                ***

BüyükyoncalıGitti, Sefaalan Sırada!

“Gitti, gidecek” derken, Büyükyoncalı beldemiz gerçekten gitti. Belediye’nin ihmali yüzünden, Saray’dan kopupKapaklı’ya bağlandı.

    Resmi işlemler henüz yapılmadı, ama bu gidişle  Saray ilçesi çok büyük kayba uğrayacak.

    Daha önce de, bu sütunlarda iki defa yazdım. Kayıplar, sadece ekonomik ve sosyal yönden değil, “moral”yönünden de büyük olacak.

     Halk istedikten sonra, böyle bir kopma elbette olurdu. O sebeple, Belediye’yi  fazlaca suçlamak doğru değil.

     Değil, ama aylardan beri konuşulan bu konu üzerinde, Belediye’nin karşı hiçbir atağı olmadı. Belediye, üzerine düşeni yapmak yerine, sadece olup-bitenleri seyretti.

    Bakın şimdi Sefaalan da, Pınarca üzerinden Kapaklı’ya bağlanmak istiyor. Olur mu, olmaz mı? Onu, zaman gösterecek.

    Mizahı sevenler durduk yere;“Oldu olacak, Saray’ı da Kapaklı’ya bağlayalım.”diye boşunademiyor.

                              BİZİM BAŞKAN, TONYA’LI GİBİ…

       Trabzon’un Tonya İlçesinde arkadaşına 500 lira borç veren  adam, parasını alamayınca mahkemeye gidiyor.

Hakim, alacaklıyı gösterip borçluya, “Bu adamı tanıyor musun?” diyor. Borçlu, “Tanimayurum.” deyince, alacaklıhemen fırlıyor, “Hakim bey, ben de onu tanimayurum.” deyip,  davayı bitiriyor.

      Bizim Belediye Başkanı’na da; “Büyükyoncalı’lar sizi istemiyor.” dediklerinde, Başkan cevabı hemen yapıştırıyor. “Biz de onları istemiyoruz.”

      Kolay cevap değil mi?