Kedi misali sen beslersin o tırmalar, yapılan iyiliklere kötülükle karşılık veren insancıktır. Nankör, verdiğin değeri inkar edene, iyi niyeti suistimal edene anne ya da babasını yaşlandığı zaman huzurevine tıkayan kötü evlatlara denir. Nankör insana ne yapsanız, ne etseniz ona kul köle de olsanız, yaranamazsınız. Çünkü o, hiçbir zaman azıyla yetinmeyecek ve hep daha fazlasını isteyecektir. Nankör insan kendini toplumda çok çabuk belli eder. Sürekli eleştirel yaklaşırlar ve doyumsuzdurlar. Nankör adamı memnun etmek çok zordur. Kendilerine hizmet edilmesinden büyük bir keyif alırlar. Nankör insan kendisini toplumda merkez olarak görür. Eşine ve yakınlarına sürekli eleştirel yaklaşır. Hiçbir şeyi beğenmez, çevresindekilerin ona hizmet etmelerini mecburiyet sanır, ilk fırsatta insanları küçümser. Nankör insanın çok fazla arkadaşı yoktur, yalnızdır… Ve aynı zamanda da bencildir. Aslında nankör insan hastadır. Onun hastalığı kendi iç dünyasında yaşadığı fırtınalarının dışa negatif olarak yansımasıdır. Kompleksli ve utangaçtır.
Bence, kendisine yapılan iyilikleri inkar edene, kadir kıymet bilmeyene, geleceği adına her türlü yaptırımı uygulayanı bir kalemde silene, ustasını ve eğitimcisini hiçe sayana, ahde vefa bilmeyene, aşkı ve sevdayı koz olarak değerlendirene, köprüyü geçinceye kadar işini görene ve vatanını, milletini çıkarları uğruna satana denir. Ayrıca da nankör insan çıkarları adına her türlü yapıya girer, çok güzel dost, arkadaş, kardeş, sevgili, eş rolü oynar, bir saniyede adam satar. Bu denli nankör insan sizce başını yastığa koyduğu an mutlu mudur? Bence kocaman bir hayır. Gerçi bu şahsiyetsiz insanlar bu denli düşünceli olmuş olsaydı zaten nankör olmazdı. Peki, Tekin Sönmez bu nankör meselesi nereden çıktı diyeniniz olacaktır, olmalıdır da. O zaman sizleri aydınlatmak ve bilgilendirmek benim görevimdir. Ama bunu şimdi açıklamayacağım. Önümüzdeki günlerde ve aylarda bir ara anlatacağım. Fethullah Hoca Efendi’yi seversiniz ya da sevmezsiniz. Bu zatın yurtlarında Türkiye'de ve yurtdışında birçok insan kaldı. Kimisi okuyup iş güç sahibi, kimisi de mevki makam sahibi oldu. Ama şimdi herkes, çocuklarını Hoca Efendinin okullarında ve yurtlarında parasız pulsuz okutanlar da dahil Hoca Efendi’ye düşman kesildi. Hoca Efendi, iyi bir din adamı idi.
Ne oldu şimdi Hoca Efendi vatan haini mi oldu? Onlar da vatansever oluverdi. Hadise vatansever olmak veya vatan haini olmak değil. Hadise "Dik durmak, şahsiyetli, onurlu ve saygın" olmak. Çakal, nankör, çıkarcı, yalancı, şahsiyetsiz ve onursuz yaşamamak. Çıkarı için asla nankörlük yapmamak. Neyse konuyu fazla açmak istemiyorum, lakin bu nankör, yalancı, insanlar köprüyü geçmiş, işine geldiği gibi hareket ediyorlar. Bu tip insanların dik duruşu asla olamaz. Hele bunların dostluğuna asla güvenilmez. Cinsiyet ayrımı yapmak istemem ama bu camiada yetişen kadın ve erkekler arasında kadınlar daha dik duruşludur ve merttir. Asla nankörlük etmezler. Tabi istisnalar hariç. Tekrarlamak istiyorum ki; kadını veya erkeği cinsiyeti ne olursa olsun böyle nankör, şahsiyetsiz, yalancı insanlara ödün verildiği sürece bu şahsiyetler çoğalacaktır. Bilmem anlatabiliyor muyum? Bu anlamda bu denli nankör insanları hep birlikte dışlayalım, bu şahsiyetsizlere ödün vermeyelim.
|