|
||
Öpüşmek Doğru mu Yanlış mı? | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
İlginç bir soru, değil mi? Buna, “doğru ve gerekli” diyenler de var. Sakıncalı bulanlar da. Öpüşmeyi, sosyal ilişkiler ve sağlık açısından ele alırsak, söylenecek sözler var. Merhum Dr.Yıldırım Aktuna, herkes tarafından tanınan popüler bir şahsiyetti. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimi olunca, hastaneyi “Tımarhane” olmaktan çıkardı ve hastane yaptı. Sonra, Bakırköy Belediye Başkanı, daha sonra da Milletvekili seçilip, Sağlık Bakanı oldu. Rahmetiyle, iyi bir dostlumuz vardı. Bir gün beni arayıp, Milletvekilliğine aday olacağını, kendisini biraz daha tanıtmak için okullarda öğrencilere ve halka sağlık konusunda konferanslar vermek istediğini söyledi. Bunu yapabilmek için de, benden izin ve duyuru yapmamı istiyordu. Nişantaşı’daki Şişli Terakki Lisesi’nin Konferans Salonu’nu tahsis ettim. O da, her hafta Çarşamba günü konferanslarına başladı. İLK KONFERANSI, ÖPÜŞMEK ÜZERİNE … Kürsüye çıkan Aktuna, “Bugünkü konumuz öpüşmek.” dedi. Konu, herkesin ilgisini çekti ve salondakiler dikkatle dinlemeye başladılar. Dr.Aktuna’ya göre, biri salt “Aşk” üzerine, diğeri “Sevgi, hasret ve dostluk” üzerine olmak üzere, iki çeşit öpüşmek vardı. Birincisi duygusal ve içgüdüsel, ikincisi bilinçli ve tercihe bağlı olarak yapılandı. Birincisini anlatırken, Tarih’ten girdi, Coğrafya’dan çıktı. Biyoloji ile Psikoloji’yi de ihmal etmedi. Ancak, ikincisi üzerinde daha çok konuştu. ÖPÜŞMEK, SAĞLIĞA AYKIRI ! Aktuna, ne maksatla olursa olsun, öpüşmenin “sağlığa aykırı” olduğunu ısrarla vurguladı. Öyle ilginç olaylar ve örnekler verdi ki, insanın en yakınlarını bile öperken duyarlı ve dikkatli olması gerekiyordu. Öpüşme aygıtı olan dudakların, sindirim sistemiyle sürekli temasta ve açıkta olması, üremeye müsait mikropların en iyi taşıyıcısıydı. Dostluk öpücükleri her ne kadar dudakların değil de, yanakların temasıyla olsa da, nefes yakınlaşmasının bile mikrop iletişimine sebep olacağını, özellikle belirtti. Yıldırım Aktuna Sağlık Bakanı olunca, bu konuyu bir televizyon programında da sorulu-cevaplı anlatmış ve büyük ilgi toplamıştı. O, her sözünün başında,”Öpüşmekten vazgeçin.” diyordu. ÖPÜŞME BİÇİMİ DEĞİŞTİ Zaman içinde, öpüşmedeki yakın temasın sakıncalarını anlayan halkımız, artık samimi öpüşmeler yerine, “Kafa Tokuşturma”yı tercih etmeye başladı. Göktürkler’den günümüze ulaşan Kafa Tokuşturma, aslında bir öpüşme usulü değil, “Ben, sana yakınım, Ben, senin dostunum.” anlamını ifade ediyordu. Ne var ki, kafa tokuşturmak da, yanak öpmek kadar yakın olmasa da, mikrop alış-verişi için yine sakıncalı bir davranış olarak görülüyor. Bazen öyle durumlar oluyor ki, birbirini hiç tanımayan kişiler de bu öpüşme yoluyla, yapay bir samimiyet içinde olduklarını anlamıyorlar. Ve, gereksiz bir davranışın içine giriyorlar. GELİN, ÖPÜŞMEKTEN VAZGEÇELİM Değerli okuyucularım; dostluğun ifadesi ve pekişmesi için öpüşmek yerine “El Sıkışmak”, hem gerekli hem de yeterlidir. Oryantal bir tavır olarak algılanan öpüşmek, Arap ülkelerinde çok yaygın olsa da, batı ülkelerinin hemen hepsinde onun yerine, samimi ve birbirini iyi kavrayan bir “el sıkışması” vardır. El sıkışmak, Türkiye’ye 1950 li yılların başında dönemin CHP Genel Sekreteri merhum Kasım Gülek tarafından getirilmiştir.Ve, kısa sürede benimsenmiştir. İster yanaktan, ister kafa tokuşturarak olsun, bu öpüşme modeli sıcak ve samimi duyguları ifade etmediği gibi, sağlık yönünden de sakıncalı bulunuyor. O halde, gelin bunu bırakıp, birbirini sıkıca kavrayan ellerimizle “el sıkışalım.” Hayvan Pazarları’ndaki celeplerle mal satıcılarının o el sıkışmaları var ya, öpüşmeye de, koklaşmaya da on çeker. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.