|
||
Saray da Trafik Çorba! | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Artan araç sayısıyla birlikte yaz sezonunun başlaması, Saray’da tam bir “Trafik Keşmekeşi”ni ortaya koydu. Emniyet’in, çözüm aradığı filan yok. Çünkü bulamıyor. Çözümsüzlük, sanki çözüm olmuş. Bu sorun, aslında bugünün sorunu değil, yıllardan beri sürüyor. Ancak, bu yıl biraz daha çekilmez bir hal aldı. İlçemiz ve köylerinde artan araç sayısına paralel olarak ilçe dışından gelen araçlardan, yollarda geçecek yer kalmadı. Yaz sezonunun başlamasıyla araç sayısı biraz daha arttı ve ilçemizde şimdi tam bir “Trafik Keşmekeşi” yaşanmaya başladı. Açık söylemek gerekirse, bu sorunu biraz da biz araç sahipleri olarak yaratıyoruz. Herkes, aracından uzak kalmamak için aracını işini görmek istediği çarşının ortasına bırakmak istiyor. Çarşıyı oluşturan caddelerin, o sebeple iki yanı da park edilmiş araçlarla dolduruluyor. Yetmiyor, ikinci sıralara araçlar park ediliyor. O da yetmiyor, yaya geçitlerine, yaya kaldırımlarına ve insan geçişlerine engel olabilecek her yere araç park ediliyor. Araç sahipleri, biraz yürüme külfetine katlanıp, araçlarını sokak aralarına bırakmak istemiyor. Keza, Çarşamba Pazarı’nın kurulduğu boş alana park etmek de, bir çok kişiye zor ve uzak geliyor. Araçlarını bu sakıncalı yerlere park edenler, gün boyu araçlarını çekmiyor ve bulundukları yerleri işgal ediyorlar. Uzun lafın kısası, hemen herkes anasından otomobille dünyaya gelmiş gibi davranıyor. Genç nesil bir yana, büyükler bile o yolları yaya olarak nasıl yürüdüklerini, bırakın otomobili, otobüse bile binmenin bedelini karşılayamadıkları için çektikleri o sıkıntılı günleri çabuk unutmuşlar. Hiç kimse, arabasız bir yerden bir yere gitmek istemiyor. Şükür olsun, artık herkesin ayranı var içmeye. Arabasız niye gitsin çeşmeye? EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ, ACABA NE DÜŞÜNÜYOR? Ne düşündüğünü, tabii ki bilmiyoruz. İlçe merkezinde oluşan bu trafik karmaşasının giderilmesi için bir şeyler düşünseydi, her halde tatbik ederdi. Demek ki o da, çözüm için bir şeyler düşünemiyor. Anlaşılan o ki, “Saldım çayıra, Mevla’m kayıra” demekten başka bir çare üretemiyor. Kanaatim o ki, ilk çare olarak yeni otopark alanları üretmek gerekiyor. Bir zamanlar, büyük merkezlerde anayol kenarlarının paralı otopark haline getirilmesi de işe yaramadığına göre, araçların sokak aralarına dağılmalarının sağlanması, belki bir çare olabilir. Ana caddelerin iki yanları yerine, sadece tek yanlarının araç parklarına açık olması, diğer yanlarının yasaklanması, caddenin daha geniş tutulmasına yarayabilir. Başka bir söylemle, trafiğin biraz olsun rahatlaması için kimi yerlere park yasağı getirilmesi ve (pek arzu edilmediği halde) ceza uygulaması da düşünülebilir. Trafik Memurları’nın, megafonla yaptıkları uyarı anonsları öteki vatandaşları rahatsız ettiği için, pek tercih edilen bir yol gibi görünmüyor. Çözümsüzlük, tabii ki çözüm olamaz. Bu dünyada, ölüyü diriltmekten gayri her derdin bir çaresi bulunduğuna göre, bu sorunun da elbet bir çaresi bulunacaktır. Trafik Komisyonu’nun işi ne? |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.