Moved Permanently

       “Ucuzdur, vardır illeti; Pahalıdır, vardır hikmeti” diye biliyorduk, ama bu defa yanıldık. Yanıldık, çünkü söylenenin tam tersi oldu. Ekmek fiyatları pahalılandı, ancak hikmetiyle değil, bu defa illetiyle karşılaştık.

        Yaşı, benim gibi kemale ermiş okuyucularım hatırlayacaklardır. Eskiden fırınlarda yuvarlak somun ekmekler çıkarılırdı. Bunlara, kiloluk ekmek de denirdi. Fırından bir somun ekmek alan, o ekmekle sabah akşam idare ederdi. O ekmeklerin yanında, katık bile aranmazdı. 

        Devir değişti, önce un’un kalitesini, daha sonra da ekmeğin tadını ve kalitesini bozdular. Çok kazanmak için ağırlığını azaltıp fiyatını artırınca, ekmeği kuşa çevirdiler.

       Yakın geçmişe kadar 300 gram olarak satılan ekmek, önce ikili/üçlü ekmek diye adlandırılıp fiyatı artırıldı. Daha sonra da, 300 gramlık ekmeğin gramajı, 250 grama düşürüldü. “Tekli” denilen ekmek, bu gün hemen bütün fırınlarda 250 gram olarak satılıyor.

       Zam meraklısı fırıncılar, sık sık zam yapmanın riskini göze alamayınca, ekmeğin gramajını düşürerek, böylece “Gizli Zam” yapmış oluyorlardı.

                               PİYASADA, DOĞAL EKMEK KALMADI

      Hemen herkes biliyor ki ekmek; un, maya, tuz ve su’dan yapılır. Siz, öyle sanın. Paketlenip satılan öyle ekmekler var ki, içinde tam 18 çeşit katkı maddesi bulunuyor.

           Ekmeğe ayrı bir tat verdiği söylenen bu maddelerin çoğu tat vermesi için değil, ekmeğin bayatlamaması için, yani raf ömrünü uzatmak için hamura katılıyor.

     Hiçbir faydalı yanı olmayan bu maddeler, insan sağlığına zarar veriyor.

     Son yıllarda diyet merakı olan vatandaşların sayısının artması üzerine, kepekli ve çavdarlı ekmekler tercih edilince, hile bu ekmeklerde daha çok görülmeye başladı. Şöyle ki, Un Fabrikaları’nda yapılan bu hileye göre un’un ve kepeğin içine gıda boyası katılarak, renk değiştiriliyor ve diyet olarak üretilen bu ekmekler de, böylece zararlı birer besin haline getiriliyor. Katılan boyalarsa, piyasanın en ucuz ve en kalitesiz olanları.

                            MAYALAR VE KABARTMA TOZLARI

      Ekmekte başka bir hile de, hamur mayalarında ve kabartma tozlarında yapılıyor. Fırınlar, hamurdan üretilmesi gereken tabii maya yerine, haricen satılan ve tabii olmayan yaş ya da kuru mayaları kullanıyorlar.

     Bununla da yetinmeyip, un’un içine kabartıcı ve ekmeği dolgun gösterici katkı maddeleri koyuyorlar.

    Ekmeği iri ve dolgun gösteren bu maddeler kullanıldığında, ekmeğin içi kabarcık ve boşluklarla dolu, yani delik-deşik hale geliyor. Ekmek, ekmek olmaktan çıkıp, adeta kağıt helvaya dönüyor.

                   İLÇEMİZDEKİ FIRINLARDA DA DURUM AYNI

      İlçemizde faaliyet gösteren 9 fırın var. Adına “Matador” denilen elektrikli fırınlar yerine, artık Odun Fırınları kullanılıyor. Bu durum, ekmekte kaliteyi artırıyor.

     Ne var ki, iki ya da üç fırının dışındaki öteki fırınlar, ekmek üretiminde gerekli titizliği göstermiyorlar. Ekmekler, tabii olmayan yolla şişirilmiş olarak piyasaya sürülüyor.

     Hijyen, yani sağlıklı üretime gelince, onu zaten denetleyen yok ki. Denetimle görevli İlçe Tarım Müdürlüğü’nün bu görevini yapmadığını, buradan haykırarak söyleyebilirim.

     İki yıl önce göstermelik bir denetim yapıldığını, bu 9 fırından 4 ünün kusurlu bulunup, durumlarını düzeltmeleri için kendilerine süre verildiğini duymuştuk. Ancak, takip edilmediği için hiçbir düzelme olmadığı öğrenildi, görüldü.

      Sözlerimi bağlarken, burada iki önemli hususa işaret ederek, fırıncı esnafına sesleniyorum.

     Son yapılan zamla istediğiniz fiyatı elde ettiğinize göre, unlarını katkı maddeleriyle şişiren Un Fabrikaları’ndan artık un almayın. Ürettiğiniz ekmeğin içi, böylece delik deşik olmasın. Hamuru aşırı kabartıp, halkın gözünü boyamaya kalkmayın.

    İkinci husus da, temizlik kurallarına riayet edip, hijyenik ortamda sağlıklı üretim yapın.

    Sakın, halkın ekmeğiyle oynamayın. Aksi halde, kendi ekmeğinizle oynamış olursunuz.

    Dip Notu : Gıda üreten diğer esnafla, kimi Lokantalardan da halkın şikayeti var. Başka bir yazımda, o konuya da değineceğim.