Bu seçimi halkın adayı Nazmi Çoban kazandı, Cumhuriyet Halk Partisi kaybetti. Seçimi kim kazandı, kim kaybetti söylemenin güç olduğu seçimlerden biri oldu 30 Mart. Anlayacağınız Nazmi Çoban bir 5 yıl daha saltanatını sürdürecek. Türkiye genelindeki yolsuzluklara ve halkın öfkesine rağmen AK Parti'nin çok büyük bir düşüş yaşamaması, hâlâ birinci parti olması bir başarı. Bunu sandık ilk açıldığında yapılan “maniplasyon”a bakarak söylemiyorum. Sandıkların yüzde 100’ü açıldığında; hem AK Parti’ye yönelik tepkiyi, hem de AK Parti’nin direnme bandını görmek daha mümkün. Bu, AK Parti’nin ya da Erdoğan’ın başarısı değil; “AK Parti karşıtlarını toparlama” stratejisi ile yetinen “birbiriyle didişen” muhalefetin başarısı maalesef... Saray'da da durum bu. Saray'da halkın adayı Nazmi Çoban kazanırken, Cumhuriyet Halk Partisi kaybetti. Buna Saray'da CHP kazandı denilemez. Saray'da CHP meclis üyeleri, belediye başkanlığından dahi fazla oy alıyor ise bu, CHP Saray'da seçimi kaybetmiştir demek oluyor.
"MUHALEFET YOK" Asıl mesele halkın adayı Nazmi Çoban'a karşı muhalefetin yetersizliği. Saray'da muhalefet edecek siyasilerin olmayışı Başkan Çoban'ın şansına. İktidarları kimler çalıştıracak ve kimler harekete geçirecek? Elbette muhalefet. Ama bizim ilçede ne hikmet ise, muhalefet yok ve muhalefet edecek hiç bir siyasi kanat yok. Bu yokluktan dolayı Başkan Çoban, 5 yıl daha bu işi bir şekilde götürecek. Saray'da bir Cumhuriyet Halk Partisi tabanı var. Bu görmezlikten gelinecek gibi değil. Bugün CHP Saray'daki oy kaybettiyse, bu düşüşün sorumlusu Nazmi Çoban'dır. Tekirdağ genelinde CHP seçmeni büyük bir başarı gösterdi. Ben kendi adıma seçmeni canı gönülden kutlarım. Saray'da da aynı duygunun yaşanmasını isterdik. Ama tekrardan söylemek istiyorum ki, bu seçmeni başka partilere yönlendiren Nazmi Çoban'dır.
DURAKLI ARTIK SİYASETİ BIRAKIR İbrahim Duraklı artık bu saatten sonra siyaseti bırakır diye düşünüyorum. Duraklı, 2004 seçimlerinde 12 oyla seçimi kaybetti. 10 yıl boyunca onun acısıyla yaşadığını ve aklına geldiğinde gözyaşı döktüğünü her defasında vurguluyordu. Gözyaşlarını dindirmek için 2014 yerel seçimlerine 6 ay kala yine ortaya çıkan Duraklı, yine hayal kırıklığına uğradı. Bence İbrahim Duraklı artık siyaseti bırakır. Bu benim görüşüm. Genel Merkez'in de artık bu saatten sonra Duraklı'yı tekrar adayı göstereceğini sanmıyorum ama Duraklı'nın Saray'a belediye başkanı olma isteği bitmez. Bu durumu bir fıkrayla özetlemek istiyorum. Adamın birine para lazımmış. Adam para sorununu nasıl gidereceğini düşünürken, aklına bankadan kredi kullanmak gelmiş. Adam gitmiş banka müdürüne, "Müdür bey benim biraz paraya ihtiyacım var. Bana biraz kredi verir misiniz?" demiş. Banka müdürü de, "Hay hay, neden olmasın. Sen git bir gözünün ve bir de poponun fotoğrafını çek getir bize" demiş. Adam gitmiş iki tane fotoğrafı çekmiş getirmiş ve banka müdürüne vermiş. Banka müdürü tamam sen git biz bu fotoğrafları inceler, sana döneriz demiş. Banka müdürü kendisine bir türlü dönmeyince adam gelmiş,"Müdür bey benim kredi ne oldu?" diye sormuş. Müdür beyin cevabı şu olmuş: "Sen de kredi alacak göz var ama ödeyecek g..t yok. Kusura bakma sana kredi veremiyoruz" demiş. Şimdi ben de diyorum ki, İbrahim Duraklı'nın belediye başkanlığında gözü var ama belediye başkan adaylığı sürecini yönetecek ve siyaset yapacak yetenek yok. Neyse Saray için hayırlısı olsun.
|