2009 yerel seçimlerinde halkın başkanı olarak meydanlara inen Nazmi Çoban, öyle iddialı konuşmuştu ki, yeni bir Saray inşa edeceğine neredeyse bizi inandırmıştı. Yapacağı çalışmalarla insanların zihninde kendini halkın başkanı olarak yer ettireceğine dair iddialarda da bulundu. Ama vatandaş bunlara kanmadı. Her şeyin bir balon olduğu kısa sürede netleşti. Yani kısa sürede "Kep düştü kel göründü." Başkan Çoban göreve gelir gelmez ilk olarak belediye çalışanlarını sendikalaştırdı.
Çalışanları sendikalaştırmak isabetli bir çalışma oldu. Hele ki belediye sosyal demokrat bir belediye ise, sendikasız işçi çalıştırmak bence bir utanç kaynağı. İşçi hakları ve sosyal haklar diye bir şey var. Ama belediyenin bütçesi buna müsait olur mu olmaz mı, bu ayrı mesele. Ancak işçiler adına alınan bu karar doğru bir karar. Başkanın bu konudaki çalışması göz ardı edilemez.
ÇOBAN, ÇÖP TOPLAMAYI BELEDİYE BÜNYESİNE ALDI Başkan Çoban, bir diğer icraatıyla da özel firmanın yaptığı çöp toplama işlerini belediye bünyesine aldı. Özel firma tarafından çöp tamlama işlerinin belediyeye pahalıya patladığını açıklayan Çoban, çöplerin bundan sonra belediye tarafından toplanacağını belirtmişti. Başkan Çoban çöp toplamak için yeni araç aldı. Hatta caddeleri süpürme aracı dahi aldı almasına ancak caddeler bu aracın kullanılmasına uygun değildi. Şehir merkezi tamamıyla, alınan aracın çalışmasına uygun değil. Caddeleri süpürme aracı alımından önce caddelerin yapılması gerekirdi. Ama başkan işin tersinden başladı.
BELEDİYEYİ KARA GEÇİRMEYE ÇALIŞTI AMA BECEREMEDİ Belediye Başkanı Nazmi Çoban, göreve geldiğinde Saray'ın çöp toplama işini bir özel firma yapıyordu. Hatta belediyenin bu özel firmaya biraz da borcunun olduğu açıklanmıştı. Çoban, çöp toplama işleminin belediye tarafından yapılmasının daha az maliyetli ve daha düzenli yapılacağını ifade ederken, her konuşmasında çöp toplama işleminin belediyeye ayda 15 bin liraya mal olduğunu söylüyordu. Yani belediyeyi bu şekilde kara geçirdiğini söylüyordu. Ancak bırakın belediyeyi kara geçirmeyi maliyet daha da arttı. Ayrıca şehir merkezi çöpten pislikten de geçilmiyor... Firmanın aylık çöp toplama maliyeti belediyeye 70 bin lira. Belediye toplarsa aylık maliyet 15 bin lira. Belediyenin 4 çöp toplama aracı ve 24 çalışan işçisi olduğunu öğrendim. 24 X 2500 = 60 bin lira. Aylık 4 aracın mazot yakıtı 12 bin lira olarak hesapladığında çöp toplama maliyeti 72 bin lira olarak çıkıyor. Ayrıca araçların bakım ve diğer giderleri de bunun dışında. Yani anlayacağınız Nazmi Başkan 5 yıl kendini kandırdı. Kimse de sesini çıkaramadı. Buna belediye meclis üyeleri de dahil.
KENT KONSEYİNİN KISACA GÖREVİ ŞU Belediye Başkanı Nazmi Çoban önce Saray Belediyesi bünyesinde kurulan ve daha sonra bağımsız olarak Saray'da görev yapması gereken Kent Konseyini gerektiği gibi çalıştıramadı ve Kent Konseyi farklı şekilde kullanıldı. Yani Kent Konseyi asıl görevini yapamadı ve yaptıramadı. Kent Konseyi oluşumu, daha önce düşünülmüş ve İçişleri Bakanlığı Belediyeler Kanunu’na dayanarak, 2006 yılında yönetmeliğini çıkarmıştı. Kent Konseyi’nin amacı, özellikle Belediye teşkilatı olan yerlerdeki kent yaşamında, kent vizyonunun ve hemşehrilik bilincinin geliştirilmesi, kentin hak ve hukukunun korunması, sürekli kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma, hesap sorma ve hesap verme, yönetime katılım ve yerinden yönetim ilkelerini daha aktif bir biçimde hayata geçirme olarak belirlenmişti. Ama bizim ilçemizdeki Kent Konseyi'nin yukarıda bahsedilen yönetmelikle alakası yok.
"SARAY'IN ARTIK BİR KENT KONSEYİ VAR" DİYE GAZETEMİZDE HABER YAPILMIŞTI 2009 yerel seçimlerinin hemen ardından yeni belediye başkanı, seçim öncesi verdiği sözü tuttu ve yönetmelikteki süre içinde Saray’ın “Kent Konseyi”ni kurdu diye defalarca gazetemizde haber yapmıştık. Ancak Kent Konseyi 5 yıl boyunca çalıştırılamadı. Kent Konseyi bir takım sosyal ve kültürel çalışmaların yanı sıra birçok etkinliklerde bulundu.
Buna sözümüz yok. Ancak yapılması gerekenler yapılmadı. Örneğin, belediyenin eksiklikleri konusunda vatandaşların Kent Konseyi'ne verdikleri dilekçeler sumen altı yapılıp ve bunların çoğunun yırtıp atılması utanç verici bir tablo oldu. Vatandaşların dilekçelerine bir türlü cevap verilemedi. Tabi ki bunun takipçisi olan da olmadı. Bana bu konuda bizzat birkaç kişi başvuruda ve şikayette bulundu. Ben belki yanlışlar bir daha yapılmaz düşüncesiyle haber yapma gereği duymadım. Polemik yaşanmasın diye bu gibi haberlere fazla yer verme gereği duymadım. Çünkü Saray'a bir şeylerin kazandırılmasını istedim.
BİZİM GAZETE NAZMİ ÇOBANA 5 YIL BOYUNCA YARANAMADI Çoban, belediye başkanı seçildiği günden itibaren kendisine haberlerimizde yer verdik. Ama bir türlü yaranamadık. Sanırım 'padişahım sen çok yaşa' dememiz gerekiyordu. Ama bunu yapamadık ve Nazmi Çoban’ı bir türlü mutlu edemedik. Çoğunuz hatırlıyorsunuzdur, Nazmi Çoban 2012 yılında festival açılışında yaptığı bir konuşmada "Saray'ı yabancılaştırmayacağız" demişti. Bunu dile getiren başkan, sosyal demokrat, solcu ve cumhuriyetçi bir başkan. Bu başkan Atatürkçü bir başkan... Yani Türkiye'de Recep Tayyip Erdoğan, Saray'da Nazmi Çoban. Almanya'da Naziler, Saray'da Nazmi Çoban.
"BU BAŞKAN DOBRACI BAŞKAN" 2009 yerel seçimlerden hemen sonra gazetemizin köşe yazarı Sayın Naci Akay 15 Temmuz 2009 tarihli arka sayfanın tamamını kendisine ayırarak bir röportaj yaptı.
Röportajın başlığı şöyle: Başkan Çoban'la Dobra Dobra ... Dayatmacı değil, katılımcı yönetimden yana olduklarını belirten Saray Belediye Başkanı Nazmi Çoban iddialı konuşuyor ve şöyle diyor: "Seçim öncesi yaptığımız bütün vaatlerimize sahibiz. 5 yıl sonra, Saray’daki farkı herkes fark edecek" dedi. Allah aşkına 5 yıl geçti, farkı gören var mı? Gören varsa bana da göstersin. Röportaj devam ediyor... "29 MART’TA NASIL BİR BELEDİYE DEVRALDINIZ?" Bu soru kendisine sorulduğunda, "Sormasaydınız, bu soruyu ben sorup cevaplayacaktım" diyen Başkan, selefi de kendi partisinden olduğu için, hiçbir "enkaz edebiyatı" yapmadı, ama "borç içinde bir belediye devraldıklarını" da, tereddüt etmeden söyleyiverdi. Kendisinden önce, Saray Belediyesi’ni 20 yıl yöneten seleflerinin, sosyal demokrat kimliklerine rağmen sendikasız işçi çalıştırdıklarını ve çalışanları sosyal hakları yönünden mağdur ettiklerini itiraf eden Çoban, "İlk işim, onların haklarını teslim etmek oldu" dedi ve ekledi. "Belediyede 3 yıl ile 10 yıl arasında hizmet verip ayrılan bir çok kişinin, tazminatları ödenmemiş. 300 bin liralık bir alacak birikmiş. O nedenle, Belediye icralık olmuş. Hal böyle olunca, borç 500 bin liraya yükselmiş. Biz, çalışanlarımızı sendikalı yaptığımız gibi, bu alacakları 6 aylık taksitlere bağlayan bir protokolle, hak sahiplerinin mağduriyetini önledik."
"BÜTÜN VAATLERİMİZE SAHİBİZ" Seçim öncesi, halka yaptıkları vaatlerin hepsine sahip çıkacaklarını söyleyen Nazmi Çoban, "Vaatlerimizin hiç biri, göz boyamak ya da halkı kandırmak gibi bir maksat taşımaz. Hepsine sahibiz. Hepsi, sırayla gündeme gelecektir. Belediyenin bütün imkanlarını, Saray halkının refah ve mutluluğu için kullanacağız. Bu amaçla, maddi, manevi bütün gücümüzü ortaya koyacağız. Belediye Meclisi’nde, muhalif arkadaşlarımız da dahil, tam bir uyum içinde çalışıyoruz. Amaç, Saray’a hizmet olduğuna göre, bizim muhalefet anlayışımız ikinci planda kalıyor." diyor ve bunları söylerken gözleri parlıyor. Bu röportajın devamını okuyan bilir.
|