Moved Permanently

        Değerli okurlarım; son zamanlar da, daha doğrusu “17 Aralık Büyük Yolsuzluk Operasyonu”ndan sonra öyle olaylar yaşıyoruz ki, insan küçük dilini yutacak gibi oluyor.

       Başbakan’ın, bir ev dolusu parasını baskından kurtarmak için oğlu ile yaptığı telefon konuşmalarının ortaya çıkması, Bakan çocuklarının paralar ve para kasalarıyla basılması,  iktidara yandaş bir Banka Müdürü’nün evde ayakkabı kutularıyla 4.5 milyon dolarlık ayrı bir Banka kurması,  iktidarı ve Başbakanı iyice panikletti.

     Başbakan, 2.5 aydan beri bu rezaletten kurtulmak için bir çıkış yolu arasa da, bu pisliğin öyle kolay örtülemeyeceği anlaşılıyor.

    Seçime 20 gün kaldı. Şimdi herkes, bu pislik işlerin halk tarafından ne derece algılandığını anlamanın derdinde.

     Benim düşüncemi sorarsanız, halkımız galiba kış uykusundan henüz  uyanmamış gibi görünüyor.

    Geçen gün, İstanbul’da büyük bir hastanede muayene kuyruğuna giren vatandaşlarla görüştüm. Daha doğrusu,  aralarında  bu konu konuşuluyordu. Ben de aralarına katıldım.

   Kimi vatandaşlarımızın gerçeği iyice anladıkları belli olurken, hala inanmakta tereddüt edenler var.

   İşte, bunu bilen Başbakan, son saldırılarını yapmaya devam ediyor. Başbakan, kasetlerin  düzmece olduğunda artık ısrar etmiyor ve doğruluğunu, o da kabul ediyor. Kurtuluş çaresini ise, muhalefete ve 11 sene işbirliği yaptığı cemaate yüklenerek bulmaya çalışıyor.

    Halkın kendisine inanıp inanmadığı, 20 gün sonra belli olacak.

    Şimdi, iki önemli nokta üzerinde durup, yazımı bağlıyorum.

       1.  KOLTUĞUNU KORUMAK İÇİN, HER ŞEYİ YAPARMIŞ !

   Abdüllatif Şener, AKP’nin kurucularından  olup, bir zamanlar Başbakan’ın en yakın arkadaşı ve Maliye Bakanı’ydı. Bu tür rezaletleri görünce, partiden ve hükümetten ayrıldı.

   Bakın,  o  şimdi  ne diyor?  “AKP kurulduktan sonra, 5 yıl boyunca Erdoğan’la beraberdim. Korkunç bir para eğiliminde olduğunu, daha o günlerde tespit ettim. En çok da, bu huyundan rahatsız oldum. Onunla, oğlu arasında geçtiği iddia edilen kasetlerde montaj ihtimali sıfır’dır. O, ‘Kriptolu telefonlarımızı bile dinlemişler’ diyerek, bu ses kayıtlarının kendilerine ait olduğunu, zaten itiraf etti. Bu ülke, tarihinde hiç görülmediği kadar bu iktidar tarafından soyulmuş ve yağmalanmıştır.  Erdoğan, kendisine o kadar odaklı bir kişi ki, düşmemek, devrilmemek, ayakta durmak ve koltuğunu kaybetmemek için gerekirse, ülkeyi kanlı bir iç savaşa bile sürükler. Bu kadar kir’in içine batmış olan bu insan, kendisini ayakta tutmak için her şeyi yapar. Hukuk düzeni filan da tanımaz.”

      Abdüllatif Şener bunları söylerken, o meydanlarda; “Evlatlarıma, bu güne kadar helal lokma yedirmedim.” diyordu.

      Söylediğinin dil sürçmesi olduğunu, elbette kabul ediyoruz. Ama, bu sözü  kendi iradesi değil, ona Allah söyletiyordu.

     Tıpkı, geçen hafta  Belediye Başkanları Kadir Topbaş’ın  meydanda halka söylediği gibi. Dili sürçen Topbaş da;  “Gece gündüz çalışıyoruz.” demek yerine, “Gece gündüz çalıyoruz.” demişti.

        2.  GÜNAH İŞLEME ÖZGÜRLÜKLERİ  VARMIŞ !

      İktidarın bu kadar çalıp çırpmasına karşılık, Metin Külünk adındaki  AKP İstanbul Milletvekili; “17 Aralık Operasyonu, bireylerin ‘günah’ işleme özgürlüğüne bir darbedir.” diyor.

    İlahi adaletin önünde “Günah” diye tanımlanan eylem, beşeri adalete göre “Suç” tur.

    Bu zat, Allah’ın insanlara günah, yani suç işleme özgürlüğü verdiğini söylemeye çalışıyor ve hiç sıkılmadan da söylüyor. Bu söylem, o zırvacının yüce Yaradan’a açık bir saldırısı ve dinini inkar etmesidir.

    Ve bu zat, TBMM de bu milleti temsil edip, millet adına kararlar veriyor, kanunlar çıkartıyor.

      Başbakanı Allah’a benzeten başka bir Milletvekiline ses çıkarmayan Başbakan,  bu “zırvacı” Milletvekiline de ses çıkarmıyor ve hiçbir tepki vermiyor.

     Dip Notu :  Telefonla arayan kimi okurlarım, bazı zamanlarda Gözlem Gazetesi’ni bulamadıklarını belirtiyorlar.

        O gibi durumlarda, yazılarımı İnternet’ten de izleyebilirsiniz.

       Google’den, “Gözlem Ana Sayfa” yazdığınızda, açılan ekranda aynı ibareyi tıklayıp, tekrar açılan ekranda  NACİ AKAY’ı  tıklayarak, son 5 yıla ait bütün yazılarımı bulabilirsiniz.