301 Moved Permanently

Moved Permanently

The document has moved here.

Haber Detayı
21 Ocak 2014 - Salı 00:14 Bu haber 1311 kez okundu
 
Abdullah Gül ün Gizli Banka Hesapları
Köşe Yazıları Haberi


İşçi Partisi’nin Genel Başkan Yardımcısı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün İsviçre Bankalarında gizli hesapları olduğunu söyledi. Ve, “Cumhurbaşkanları vatana ihanetten başka bir suçlamayla yargılanamıyor, ama onun bu yaptığı vatana ihanettir.” dedi.

------------------------------------------------------------------------ 

    

       Celal Bayar Cumhurbaşkanı iken Afganistan’a bir ziyaret yaptı. Afgan Kralı, bu ziyaretin anısına kendisine bir “Afgan Tazısı” hediye etti.

        Tazıyı birkaç gün Çankaya’da besleyen Bayar, başa çıkamayacağını anlayınca Tarım Bakanı Nedim Ökmen’i çağırdı ve köpeği Atatürk Orman Çiftliği’ne hediye etti.

        İşgüzarlık yapan Nedim Ökmen, tazının 100 lira olan bedelini ödemek isteyince Bayar, “Parayı, bir hayır kurumuna verin.” dedi ve öyle yapıldı.

       27 Mayıs 1960 darbesinde kusur arayışına giren darbe yönetimi, kendisine devlet adına hediye edilen köpeği sattığı iddiasıyla,  Bayar hakkında dava açtı.

       Cumhurbaşkanı, Yassıada Mahkemesi’nde açılan bir “Köpek Davası”nda yargılandı. Öyle bir  yargılandı ki, sanki “Vatana ihanet” etmişti.

 

                  ABDULLAH  GÜL’ÜN,  GİZLİ  BANKA  HESAPLARI

          Anayasa’nın, Cumhurbaşkanlarını “Vatana ihanet” dışında bütün suçlamalardan masun tutan hükmü hala geçerli.

       O nedenle, şimdiye kadar hiçbir Cumhurbaşkanı suçlanmadı. Çok şükür, haklarında “Vatana ihanet” gibi, böyle çok ağır bir suçlama da yapılmadı.

        Ne var ki, İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Basri Özbey’in üç gün önce yaptığı açıklama, kafaları iyice karıştırdı.

        Özbey, yaptığı açıklamada; “Cumhurbaşkanı  Abdullah Gül’ün İsviçre Bankalarında gizli hesaplarının olduğu, Amerikan kaynakları tarafından bir devlet kurumuna bildirilmiş. O kurum da, durumu Milli İstihbarat Teşkilatı’na aktarmış.” diyor ve ekliyor; “Böyle bir durum, vatana ihanettir. Derhal açığa çıkartılmalıdır.”

       Aynı gün Cumhurbaşkanlığı kısa bir açıklama yapıyor ve iddiaların asılsız olduğunu bildiriyor.

       Amerika yalnız bizde değil, bütün dünyada özellikle devlet adamlarının rüşvet ve yolsuzluklarını, zaman zaman hiç çekinmeden açıklıyor.

  Nitekim, geçtiğimiz yıllarda Vikiliks Belgeleri” olarak yapılan açıklamalarda, Başbakan Erdoğan’ın da İsviçre Bankalarında gizli hesaplarının olduğu belirtilmiş, ancak olay örtbas edilmişti.

     Ne var ki, bu hesaplara ait bütün bilgilerin, Alman Başbakanı Merkel’in elinde olduğu söylendi, hala söyleniyor.

     O meşhur “kayıp trilyon davası” ndan henüz aklanmadan Cumhurbaşkanı seçilen Abdullah Gül’ün, “asılsızdır” diyerek bu olayı geçiştirmeyeceğini umut ediyorum.

      İsviçre Bankalarına ya da Bankaları Birliğine başvurup, hiçbir bankada hesabının olmadığını alacağı yazılı belgelerle kanıtlaması, doğru ve akıllı bir yol olacaktır.

      Abdullah Gül henüz 10 yaşında iken, Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a, 100 liralık Afgan Tazısı’nın hesabı sorulmuştu da. Ondan aklıma geliverdi.

 

      F.B’ye  Hakaret, Aziz Yıldırım’a Zulüm!

        Şike Davası, Yargıtay’da da sonuçlandı ve Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’a kesilen ceza onandı. Yıldırım, 2,5 sene daha hapis yatacak.

      “Şeriatın kestiği parmak acımaz.” derler, ama bu defa acıdı.

        Aziz Yıldırım son kongrede, ezici bir çoğunlukla yeniden Başkan seçildi.

       Seçilir seçilmez, Başbakan sonuca büyük bir tepki gösterdi ve öfkesini açığa vurdu.

       HSYK’da yaşanan son olaylar da gösterdi ki, yargı’nın tamamen hükümetin emrinde olduğu, ayan beyan ortaya çıktı.

        Gel de şimdi, Aziz Yıldırım’ın suçluluğuna inan bakalım.

        Sen, yine de üzülme sevgili Aziz Yıldırım, bu memleketin nice değerli komutanları, gazetecileri, yazarları, bilim adamları, hatta Genel Kurmay Başkanı haksız, suçsuz ve günahsız yere hapiste yatıyor.

        Bunu ben değil, artık Başbakan da söylüyor.

 

               Rüşvet Dediğin, Böyle Olur !

      Rüşvetçi Bakanlar hakkında C.Savcısı’nın düzenlediği fezlekeler, nihayet Meclis Başkanlığı’na gelmiş.

      Fezlekeye göre, 700 bin liralık kol saati takan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, 28 defada tam 52 milyon dolar rüşvet almış. Türk Parasına çevirirsek, 116 milyon lira. Önceki söylemle, tam 116 trilyon lira. Breh! Breh!  Breh! Eğer Allah kabul ederse,  Bakan’ın rüşvetle “Umre” yaptığı da çabası.

      Oğlu, rezidansta 6 Para Kasası, Para Sayma Makinesi ve çeşitli para desteleriyle yakalanan İçişleri Bakanı ve önceki İstanbul Valisi olan Muammer Güler, 10 defada tam 10 milyon dolar rüşvet almış. Türk Parasıyla 23 milyon, eski söylemle 23 trilyon lira ediyor.

      Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış ise, daha kanaatkar davranmış. O, her seferinde 500 bin dolardan, 3 defada 1,5 milyon dolar almış. Onu da Türk Parasına çevirirsek, 3 milyon, 450 bin lira ya da 3 küsur trilyon lira ediyor.

      Egemen Bağış’ın babası rahmetli Abdullah Bağış, bizim Bakanlığımızda Müsteşar Yardımcısı’ydı. Benim de, çok iyi dostumdu. Oğlunun bu halini kalkıp görseydi, herhalde bir kere daha ölürdü.

     Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın akıbeti henüz bilinmese de, yedikleri rüşvetin ne kadar büyük olduğu artık çok iyi biliniyor.

     Ayakkabı kutularına meraklı olan Banka Müdürü içinse Başbakan, “O, saflığının kurbanı olmuş.” diyor. 4,5 milyon dolarlık saflığa bakar mısınız?

                                                          ***

     Değerli okuyucularım; İmam Hatip Okulu mezunu olan Bir AKP Milletvekili; “Bizim liderimiz, Allah’ın bütün vasıflarını taşıyor.” diyerek, Başbakan’ı “Allah” ın yerine koymuş.

  “Kafir” bile olamayan bu adama, partisinin ve Başbakan’ın ne yapacağını, halkımız şimdi merakla bekliyor. Bu “Müşrik”in, Allah Belasını Versin!

 

          Tüpraş’a Verilen Cezaya Bakın !

     Hatırlayınız, Gezi Parkı Olayları’nda halkın üzerine sıkılan zehirli gaz ve fişeklerden ve de Polis coplarından yaralananlar, Taksim’deki Divan Otel’e sığınmışlardı. Otel de onları kabul edip, yaralarının tedavilerine yardımcı olmuştu.

     Otel, Koç Gurubu’nundu. Büyük bir milli varlık, bir milli servet gibi gördüğümüz Tüpraş da Koç Gurubu’nun.

     Sen misin, yaralılara kapılarını açan? Sen misin, onların yaralarını tedavi eden?

     “Suyumu bulandırdın” diyen Kurt’un Kuzu’yu yemesi gibi, hükümetin emrindeki Rekabet Kurumu, Tüpraş’a tam 412 milyon lira (eski söylemle 412 trilyon lira) usulsüzlük cezası kesmiş.

       Eh! Atatürk’ün resmini arabasına yapıştıranlara ceza kesen bu iktidardan, Koç Gurubu’nun payına da 412 milyon liracık düşmüş.

       “Liracık” deyince, aklınıza “Gemicik” geldi değil mi?

 

                             Padagonya’da Darbe !

       Padagonya, Güney Amerika’da hayali bir ülke. Çok kişi yerini bilmez, ama onu hep örnek verir.

       Bu ülkeyi merak edenlerden biri de benim. Merakım zail olmayınca, dün gece rüyama girmiş.

       Rüya bu ya, ülkenin hak hukuk tanımayan ve yolsuzlukları ayyuka çıkmış olan iktidarı, bir halk darbesiyle devriliyor. İktidarın mensup ve yandaşlarının,  bütün çalıp çırptıklarına el konuyor.

       Hükümet Başkanı, Bakanları, Milletvekilleri ve iktidarın diğer önde gelenleriyle yandaş ve yalakaları, büyük bir Stadyumda toplanıyor.

       Hava, kavurucu derecede sıcak, onların da yarı bedenleri çıplak.

       Her biri, Stadyumun ortasına kurulan Mahkemenin önüne gelip, sırayla hesap veriyorlar. Hepsi ağlıyor.  Hakimlere yalvarıyor, yakarıyor,  hepsi pişman.

       Manzara o kadar korkutucu  ki, o korkuyla uyandım Ter içinde kalmışım.

       Değerli okuyucularım; yolsuzluk, hırsızlık ve haksızlık yapanlarla, halka zulmedenlerin akıbetinin, rüyası bile ne kadar kötüydü.

      Saray Cezaevi’nde, Nöbet Sıkıntısı

      Bir zamanlar, kimi maruf kişilerin bu Cezaevi’nde kalması, onun şöhretini hala sürdürüyor.

      Hatta, Başbakan Erdoğan’ın bile, Pınarhisar’da çektiği 4.5 aylık cezasını önce burada çekmek istemesi, buranın cazibesini daha da artırdı.

      Cezaevinde “açık görüş” imkanlarının fazla olması, tutuklu ve hükümlülerin disipline riayet etmesi, İnfaz Koruma Memurları’nın ve Jandarma’nın görevlerini dürüst ve insani ölçüler içinde yapması, hepsinden önemlisi bu birime bakan C.Savcıları’nın görevlerini titiz biçimde yürütmeleri, Saray Cezaevi’ni sorunsuz ve tercih edilen bir Cezaevi haline getirdi.

     Görevlerini düzgün yapan İnfaz Koruma Memurları’nın çoğu, uzun yıllardan beri burada çalışıyorlar.

      Ne var ki, şimdi onları huzursuz eden bir Nöbet sıkıntıları var. 12 saat süreli, başka bir söylemle 12 saatte bir değişen nöbetleri, şimdi kesintisiz 24 saate çıkarılmış.

      Görevlerini daha rahat ve daha verimli yapabilmeleri için Nöbetlerin, önceki gibi 12 saatlik zaman dilimlerine yayılmasını istiyorlar.

      Yetkili C.Savcısı’nın, Memurların bu haklı isteklerini dikkate alacaklarını umut ediyorum.

   

    

 

 

 

     

  

Kaynak: (İHA) - İhlas Haber Ajansı Editör:
 
Etiketler:
Yorumlar
Saray Gözlem Gazetesi
Ulusal Gazeteler
Alıntı Yazarlar
Tekirdağ

Güncelleme: 23.11.2024
Bugün
3 - 8
Pazar
4 - 9
Pazartesi
5 - 9
Tekirdağ

Güncelleme: 22.11.2024
İmsak
06:29
Sabah
07:59
Öğle
13:01
İkindi
15:31
Akşam
17:54
Yatsı
19:17
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
1
Galatasaray
31
32
0
1
10
11
2
Fenerbahçe
26
27
1
2
8
11
3
Samsunspor
25
24
3
1
8
12
4
Eyüpspor
22
18
2
4
6
12
5
Beşiktaş
21
19
2
3
6
11
6
Göztepe
18
19
3
3
5
11
7
Sivasspor
17
17
5
2
5
12
8
Başakşehir
16
17
3
4
4
11
9
Kasımpasa
14
16
4
5
3
12
10
Antalyaspor
14
15
6
2
4
12
11
Konyaspor
14
14
6
2
4
12
12
Rizespor
13
10
6
1
4
11
13
Gaziantep FK
12
15
5
3
3
11
14
Trabzonspor
12
12
3
6
2
11
15
Kayserispor
12
11
3
6
2
11
16
Bodrumspor
11
10
7
2
3
12
17
Alanyaspor
10
9
5
4
2
11
18
Hatayspor
6
10
7
3
1
11
19
A.Demirspor
2
9
9
2
0
11
Nöbetçi Eczane


Nöbetçi eczanlerle ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

Arşiv Arama
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı