|
||
Siyaset adamı nasıl olmalı? | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Son yıllarda bazıları tarafından, siyasete ve içimizden çıkan siyasetçilere duyulan güvende azalma devam etmektedir. Bu azalmada, sade vatandaş olarak bizlerin sorumluluğu yok mu? Çünkü Milletvekili, Belediye Başkanı, il genel meclisi üyesi, il, ilçe başkanı ve diğer seçimler öncesi, uluslar arası “ Siyasi ahlak ilkelerine” uygun kişileri aramıyoruz. Seçimler sonrası seçtiklerimizden bu ilkelere göre davranmalarını istiyoruz. Ama en kötüsü galiba bu ilkeleri bilmiyoruz veya göz ardı ederek dikkate almıyoruz. Siyaset sevk ve idare sanatıdır. Her siyaset anlayışının bir stratejik hedefi vardır ve bütün faaliyetler o hedefe varmak için hazırlanır. Hedefe varmakta kullanılan yollar, taktikler yani ileri adımlar ve geri adımlar hep stratejik hedefe ulaşmanın çabasıdır. Hiçbir hareket sebepsiz değildir. Siyaseti temiz veya çirkin yapan; milli veya gayri milli yapan sizin hedefe varmada kullandığınız yoldur. Eğer hedefe varmak için bütün yolları mubah görüyorsanız; ahlaki ve gayri ahlaki bütün yollar sizin hedefe varmanızda kullanacağınız argümanlarsa sizin siyasetiniz kirli, çirkin ve gayri milli siyasettir. O zaman kendinizi ve siyasetinizi sorgulamalısınız. Yaptığınız siyasetin ahlakı değerlere saygısı var ve hedefe varmak için her yolu mubah görmüyor ve sizi bir kısım ahlaki, imanî değerler engelliyor ve onlara uyma zorunluluğunu kendinizde hissediyor, ona göre davranıyorsanız; zararınıza bile olsa doğru ve dürüst bir yolun takipçisi iseniz sizin siyasetiniz milli ve temiz bir siyaset anlayışıdır. Birilerinin söylediği gibi siyaset cin ve şeytan işi değildir. Hatta bu gün siyasetle uğraşmak emri bil marufu uygulamak için, devlet eliyle uygulamak için zorunludur. Birilerinin yapması gerekir ama kimlerin?! Gerçekten milletin yarasına merhem olacak, üzerinde taşıdığı vebali bilecek ve kılı kırk yaracak, içinde bulunduğu zaman süresinde yani görev kendisine tevdi edildiğinde; vakti boşa geçirmek bir tarafa gözünü uyku girmeyecek insanlar genellikle ya partisinde beğenilmez veya partisi beğenilmez yahut maddi imkânlarının yetersizliği sebebiyle itibar edilmez. Günümüzde toplumda siyaset adamı dediğinizde; parası bol, imkânları geniş, tek ayağının üzerinde kırk yalan söyleyen ve hedefe varmak için her yolu mubah gören, Ankara’ya gittiğinde veya koltuğa oturduğunda seçimlerde harcadığını fazlası ile kazanmayı hedefleyen insan tipi anlaşılıyor. Toplumla en az güven veren insan tipi ne yazık ki siyaset adamıdır. Günümüzde eğer siyaset yapacaksanız mutlaka bu iş için ayırdığınız ve harcayacağınız hatırı sayılır bir miktar nakdi ayırmalısınız. Hatta aday olmak içinde aday olacağınız partiye bir miktar bağış yapmalısınız. Zaten günümüzde bir koltuğa oturmak, bir yere seçilmek, bir makamın sahibi olmak hak olarak görülüyor. Siyaset adamı ise en çok bağışı yapan, en çok çalışan, en itibarlı kişi istediği makamı kendisinin hakkı görüyor. Veya iktidar partisinin hizmetinde bulunmuş kişiler devletin makam ve koltuklarını kendilerin hakkı olarak görüyorlar. İnsanlar: “Şurası benim hakkım, bu makam benim hakkım.”gibi ifadelerle bir kısım imkânların kendilerinin haklarını olduğunu ifade ediyor ve makamları “Ateşten gömlek” değil imkân yeri olarak değerlendiriyorlar. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.