|
||
ZATEN YAŞAMIYORDU Adaleti Yeniden Öldürdüler! | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
İktidarın ayakları altındaki “adalet” çoktan öldürülmüştü. Biz, belki canlanır diye beklerken, şimdi bir kere daha öldürdüler. İşin kötü tarafı, bu cinayetin hesabını soracak başka adalet de yok!
Değerli okuyucularım; rahmetli Adnan Menderes, “Anayasa’yı ihlal ettiği.” suçlamasıyla asılarak idam edildi. Yargılandığı Yüksek Mahkeme’de ona, “Anayasa’nın Kuvvetler Ayrılığı ilkesine uymadın. Yürütme olarak, kurduğun Tahkikat Komisyonu ile yargının yerini almak istedin.” denildi. Demekle kalmadılar, “Oynadığın ya da yerine geçmek istediğin yargıya bak şimdi muhtaçsın.” denilerek, hakkındaki kararı infaz ettiler. Konuyu bu günlere getirirsek, şimdiki iktidar ve Başkanı için de, “Bozduğunuz kantar, bir gün sizi de tartar.” deniliyor. Ve, doğru söyleniyor. AKP iktidarı, işbaşına geldiği günden beri “Adalet”le oynuyor. Başbakan, “Bir şiir okudum diye, bana haksızlık yapıldı.” diyerek, diline doladığı adaletin yakasından elini bir türlü çekmedi. Oysa, Anayasamızdaki kuvvetler ayrılığı ilkesine göre, siyasi iktidarlar yürütme organıydı ve adaletin işine karışmazlardı. AKP iktidarı, “Adalet’in işine karışma yanlışlığını” ilk önce, bu kurumlara Cumhurbaşkanı eliyle yapılan atamalarda gösterdi. Cumhurbaşkanı, yaptığı bütün atamalarda tarafsız davranmak yerine, daha önce mensubu olduğu iktidarın isteklerine göre hareket etti ve yargı atamalarını hep bu istikamette yaptı. Bu yetmedi, iktidar çıkardığı torba yasalarla, yargıya doğrudan yaptıramadığı işleri, bu yasalarla yaptırma imkanı buldu. Bu da yetmeyince, bir Anayasa değişikliği yaparak, yargının yapısını ciddi biçimde değiştirdi. HAKİMLER VE SAVCILAR KURULU, SİL YENİ BAŞTAN İktidar, 2010 yılında yaptığı bir Anayasa değişikliği ile hem Anayasa Mahkemesi’nin, hem de kısa adı HSYK olan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısını değiştirdi. Halkımızın % 58’i, 12 Eylül günü yapılan oylamada, buna “Evet” dedi. Yapılan seçim ve atamalarla, Anayasa Mahkemesi’yle, HSYK’nın üye sayısı artırılarak, Mahkemeye ve Kurula yeni yandaş Hakim ve Savcıların getirildiği ifade edildi. İşte, ne olduysa ondan sonra oldu. İktidar, Anayasa Mahkemesi’nin denetimine karşı kendisini güvenceye alırken, yandaş oldukları ifade edilen Hakim ve Savcılarla da, Yargının denetimini eline geçirmiş oldu. YETMEZ, AMA EVET Bu yeni oluşuma “Yetmez, ama evet” diyenler, artık “hem yetmez, hem de hayır” diyorlar. 17 Aralık “Birinci Büyük Yolsuzluk Operasyonu” ile yargıdan beklediğini bulamayan iktidar, şimdi yeniden HSYK’nın yapısını değiştirmeye karar verdi. Daha Bakan olmadan önce adaleti hedefine oturtan ve eleştirmedik yanını bırakmayan yeni Adalet Bakanı, şimdi adaleti iyice eline geçirmek istiyor. Başka bir söylemle AKP iktidarı, bütün yetkileri Adalet Bakanı’nda toplayarak, adaleti tamamen kendisine bağlamanın derdinde. NEDEN YAPIYORLAR ? Değerli okuyucularım, 17 Aralık günü hükümete haber verilmeden C.Savcılarının emriyle yapılan operasyonda, Bakan çocuklarıyla bir Banka Müdürü, “rüşvet”te suçüstü yakalanmış, Bakanlar görevi bırakmak zorunda kalmışlardı. Bu büyük operasyon, iktidarın ne denli yolsuzluk batağının içinde olduğunu gösterirken, şimdiye kadar bu konuda hakkında söylenenlerin de dosdoğru olduğunu gösterdi. Bunun üzerine, Başbakan’ın talimatıyla tedbir alınması istendiyse de, o tedbir alınamadan İkinci Yolsuzluk Operasyonu yapılmış, ancak iktidar bu defa bunu engellemişti. Başbakan’ın oğlunu da kapsayan bu ikinci yolsuzluk operasyonunda, Kolluk Kuvvetleri (Polis) Savcı’nın emrini dinlememiş ve Mahkemenin kararı da uygulanamamıştı. Bunun üzerine HSYK, engellemeye tepki veren Savcı’ya sahip çıktı. Mahkemenin ve Savcı’nın kararını uygulamayan Emniyet Müdürü hakkında işlem yapılmasını istedi. Hal böyle olunca, Başbakan kendi iktidarının oluşturduğu HSYK’ya cephe aldı ve yeniden yapısının değiştirilmesi, gündeme gelmiş oldu. Tam bu sırada İzmir’deki Üçüncü Yolsuzluk Operasyonu ortaya çıkınca, işler yine karıştı. Bu arada, çok sayıda Emniyet mensubu görevinden alındı. Kimi Savcıların yeri değiştirildi, ancak iktidar istediğini yine elde edemedi. Bütün bunlar yapılırken, devletin çivisi iyice çıktı. ŞİMDİ, NE YAPACAKLAR ? Şimdi, HSYK’yı yeniden hallaç pamuğu gibi atacaklar. 7 kişilik HSYK’yı 22 üye’ye çıkaran ve kendi seçtiği ya da seçtirdiği hakim ve yargıçları bu kurulda göreve getiren iktidar, bu sayıyı yine değiştiriyor. Sayıyı değiştirdiği gibi, istediği gibi karar vermeyen Kurul üyelerini de değiştirecek. Kurulun Daire Başkanları’nın seçimi ile diğer kurullarının seçimi, artık tamamen Adalet Bakanı’nın yetkisinde olacak. Kurul, ne karar alırsa alsın, Adalet Bakanı’nın onayı olmadan uygulanamayacak. Her karar ve işlemde, son söz hep Adalet Bakanı’nın olacak. Sözün kısası, yargıda artık tamamen iktidarın dediği olacak. Bunun anlamı şu; iktidar (adına Adalet Bakanı) Hakim ve Savcılara dilediği gibi emir verecek. Emri yerine getirmeyenler, Bakan’ın isteğiyle görevlerinden alınabilecek ya da görev yerleri değiştirilebilecek. Bakan emir verirken, Hakim ya da Savcı’ya iki seçenek sunacak . “Terfi mi, yoksa Sürgün mü? İkisinden birini beğen” diyecek. Bir Hakim ya da Savcı’nın, terfi’ye itibar edip, ikbal için haksızlığa ve zulme boyun eğeceğini katiyen düşünmem. Ancak, sürgünü göze alabilirler mi acaba? İşte, onun için bir şey diyemem, Değerli okuyucularım, işin şakası yok. Yeni düzenleme yakında yapılıyor. Bozdukları kantar, bir gün onları da tartacak. Tartacak, ama yeniden öldürdükleri bu adaleti, acaba kim ayağa kaldıracak? |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.