301 Moved Permanently

Moved Permanently

The document has moved here.

Haber Detayı
30 Aralık 2013 - Pazartesi 21:29 Bu haber 1231 kez okundu
 
SEÇİM SANDIĞI NDA Darbeyi Halk Yapacak !
Köşe Yazıları Haberi


Darbeleri, her zaman askerler yapmaz. Halk da  yapabilir. Hem de, demokratik yolları kullanarak, bunu seçim sandığında yapar. Başbakan, sandığa çok güveniyor, ama bu defa sandıktan bir “darbe” çıkabilir.

     

      Bu memlekette, 27 Mayıs 1960 darbesiyle birlikte, bütün darbe dönemlerini yaşadım. Bir adı da “ihtilal” olan askeri darbeler, bu ülkeye hiçbir fayda getirmediği gibi, büyük zararları oldu.

       Ne var ki, yapanların ileri sürdüğü gerekçeler ve ülkemizin içine düştüğü durum, bazı mecburiyetleri ortaya koymuştu.

       Çok şükür, o günler artık geride kaldı. Geride kaldı, ama siyasi iktidarlar olup bitenlerden zerre kadar ders almadılar.

       Darbeden korkan, ancak kurulur kurulmaz iktidar olan Adalet ve Kalkınma Partisi, prostat’tan korunalım derken, idrar hortumunu kökünden kesti.

   Yani, yurt içi ve yurt dışı savunmamızda yegane güvencemiz olan Ordu’muzu, görevlerinden adeta ıskat etti. Çeşitli bahanelerle, Ordu’nun çalışan ve emekli komutanlarını, sudan sebeplerle hapsedip, ulusal güvenliğimizi yerle bir etti.

      O sudan sebepler, nihayet ortaya çıktı.

      Başbakanın çok yakın çalışma arkadaşı ve Başdanışmanı olan bir Ankara Milletvekili, baklayı ağzından çıkararak, “Orduya kumpas kuruldu.” deyiverdi. Kumpası kuranlar, kendi iktidarlarıydı.

      İktidar olarak öteki yaptıkları, “Malumu ilamdan” öteye gitmese de, gelin şimdi şu son günlerde yaşananları bir kere daha gözden geçirelim. Sadece şu son olaylar, ülkemizin ne duruma düşürüldüğünü anlatmaya yetip, artıyor.

                       HER YER RÜŞVET, HER YER YOLSUZLUK !

      17 Aralık günü ortaya çıkarılan pislikler, ülkemizin bu iktidar tarafından nasıl bir yolsuzluk batağına sürüklendiğini bir kere daha gösterdi.

        Hükümetin Bakanları, artık başka aracılar yerine, rüşveti çocuklarını kullanarak alıyorlardı.

       İktidarın rüşvet ve yolsuzluğa bulaştığını bilen bürokrasi, Bakanlardan hiç de geri kalmıyordu. Genel Müdürler, aldıkları rüşveti kutulara istif edip, evlerinde saklıyorlardı.

      Hükümetin rüşvet ve yolsuzluk batağına düştüğünü gören iş adamları da, yetkililerin bu zafiyetini kullanarak diledikleri kanunsuz işleri yapıyor ve heybelerini doldurmaya devam ediyorlardı.

      Halkın gözleri önüne ve aleniyete dökülen bu durumu gören Başbakan,  herkese küçük dilini yutturacak biçimde; “11 yıldan beri bizi burada tutan, dürüstlüğümüzdür. AK Parti, yolsuzluğa göz yummaz. Bizi, bu günlere dürüstlüğümüz getirdi.” diyebiliyordu. Hem de, meydanlara topladığı milletin gözlerinin içine baka baka  bunu söylüyordu.

      Halkımızsa, şimdilik dişini gıcırdatıyor ve sadece; “Pes, vallahi de Pes, billahi de Pes !” diyebiliyordu.

                          ÖKÜZ ÖLDÜ, ORTAKLIK  BOZULDU !

     İktidarın, özel dershaneleri kapatma girişimi, iktidarla cemaatin ortak malı olan “öküz”ü öldürdü. Öküz tabiri, her iki tarafın iktidar gücünü müşterek kullanımıydı. İşte, ölen ya da öldürülen buydu.

     Ortaklık bozulunca, eteklerdeki taşlar dökülmeye başladı. İktidar kamu gücünü, cemaat de elde ettiği istihbaratı kullanarak lağımı patlattı. Pislikler, her tarafa saçıldı ve saçılmaya devam ediyor.

     Cemaatin ortaya çıkardığı yolsuzluklarla, iktidar suçüstü yakalandı. Suçüstü olunca da, soyguna kılıf bulamadılar. “Satılan villanın parası” dediler, olmadı. “İmam Hatip parası” dediler, tutmadı. “Üniversiteye yardım” dediler, Rektör yalanladı.

     Başbakan, sonunda itiraf etti ve “Banka Müdürü, saflığının kurbanı oldu.” demek zorunda kaldı.

     Bunu söyleyen Başbakan cemaate yüklenince, cemaatin lideri de ağzına gelen “beddua”ları sıraladı. Eğer tutarsa, Başbakan ve yandaşları yandı demektir.

                  İKİNCİ  BASKIN  GELİYOR !  HIRSIZ VAAAAAR !!!

     17 Aralık’tan bir hafta sonra, 25 Aralık’ta ikinci baskın geldi. İçinde ünlü iş adamlarının ve Başbakanın oğlunun da bulunduğu  41 kişi hakkında Savcı “göz altı” kararı aldı. Ortada, 100 milyarlık bir yolsuzluk vardı.

      Alelacele yönetmelik değiştiren iktidar, “Bana haber vermeden operasyon yapamazsın” diyerek, dosyayı Savcıdan alırken, 41 kişiye de “Delilleri yok edin ya da saklanın” der gibi, ifade vermelerini önledi.

     Hızını alamayan Başbakan, görevini yapan Savcı’ya “Adaletin yüz karası” dedi.

      Danıştay’ın yönetmeliği iptal etmesine ve Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapılana itiraz etmesine rağmen, deliller örtüldü ve hiç kimsenin ifadesi hala alınamadı.

      Yargıyı önce baypas, sonra da paspas eden iktidar, “Cemaatin Polisi” diyerek, Emniyet teşkilatını da hallaç pamuğu gibi savurup, attı.

      Ülke, soyulup soğana çevrilmiş. Hayrettir ki, Başbakan; “Bu bir istiklal savaşıdır.” diyor.

      Halk ise, sokaklarda bağırıyor.  “Hırsız vaaaaar !!!”

                         SIKINTI,  ÇOCUKLARIN  MALLARINDA

     Bakan çocuklarının içeri tıkılmasından sonra, Başbakan sıranın kendi çocuklarına geleceğini anladı ve ikinci operasyonu durdurdu.

     Çünkü, bu operasyonda küçük oğlu da vardı.

      Cumhuriyet Gazetesi yazarı İlhan Taşçı’nın yaptığı araştırmaya göre, Başbakan’ın küçük oğlunun Amerika’da muhteşem bir Villası, Üsküdar Kısıklı da muhteşem başka bir Villası, büyük bir Kozmetik Şirketi’nde ortaklığı, Hediyelik Eşya pazarlayan başka bir Şirketin sahibi olduğu, ayrıca Kokulu Meyve Sabunu pazarlayan başka bir Şirketin sahibi olduğu, Fırıncılık yapan ve Tabldot yemek üreten bir Şirketle, Otelcilik, Kuru yemişçilik, Aktarlık  Şirketleri’nin sahibi olduğu ve ayrıca büyük bir Kuyumculuk Şirketi’nin de  ortağı olduğu belirleniyor.

     Büyük oğlunun ise, muhteşem bir Villasıyla beraber, çeşitli Şirketlerinin yanında,  6 tane “Gemiciğinin” olduğu ve böylece “Armatör” sıfatı kazandığı ifade ediliyor.

                            BAKAN’I,  BAŞBAKAN’I  SUÇLUYOR !

     Pis kokuların yayılması üzerine, TOKİ yetkili Şehircilik Bakanı hem Bakanlıktan, hem de Milletvekilliğinden istifa ederken, bütün kanunsuzlukların Başbakan’ın bilgisi ve emri ile yapıldığını söylüyordu.

     Bakırköy’de, halkın temiz hava aldığı alanları  inşaat alanına çeviren namlı bir Müteahhit, kanunsuz işlerini “1 Numara” ya da “Büyük Patron” dediği Başbakan’a yaptırdığını açıkça söylüyordu.

  Nerede bir  yolsuzluk varsa, Başbakan’ın bilgisi dahilinde yapıldığı söyleniyor. Öyle olmasaydı, Başbakan’ın yolsuzluk yapanlar hakkında mutlaka yasal işlem yaptırması gerekirdi.

    3628 numaralı Kanun bu maksatla çıkarılmıştı, ama bu iktidar döneminde, bunca yolsuzluğa rağmen, tek bir kişiye bile uygulanmadı.

                  HER  TAŞIN  ALTINDAN  YOLSUZLUK  ÇIKIYOR !

     Değerli okuyucularım, bu iktidar döneminde yolsuzluğun girmediği hiçbir yer kalmamış. Bütün işler, yasalara göre değil “Al gülüm-Ver gülüm” esasına göre yürütülmüş.

     Balık baştan kokunca, kuyruk tam bir çirkefe dönmüş.

     Baskı altına alınan ve yalaka duruma getirilen medya, bütün bunları görmesine rağmen, “Dilsiz Şeytan” olmuş. Yazıklar olsun onlara!

     Şimdi önümüzde, 3ncü Boğaz Köprüsü, 3ncü Hava Alanı ve Kanal İstanbul adlı üç büyük proje var. Kokular, şimdiden etrafı sardı bile.

     Yüksek bölünme riski bir yana, bu akıl almaz yolsuzluklar ülkemizi bitiriyor.

      Amerika ve Avrupa, Başbakan’ı uyarsa da, mahvolan bir Türkiye, onların umurunda değil.

      Başbakan hala, Belediyelerin bedava otobüslerle topladığı kuru kalabalıklara bakıyor ve onlardan cesaret alıyor. Hiçbir şey olmamış gibi konuşuyor.

      O kuru kalabalıklara katılan vatandaşlar bilsinler ki, zorbalara ve zalimlere itaat edenler ve onları destekleyenler, Allah’a ve Peygamber’e zulmediyorlar.

                                HALK  İHTİLALİ”  SANDIKTA !

     Başbakan, iki sözün birinde “Sandık” diyor ve sandığa çok güveniyor. Sandığa 90 gün kaldı.

     90 gün sonra, halkımızın eline büyük bir fırsat geçiyor. 1789 Fransız İhtilali, bir Halk İhtilali”ydi, ama demokratik değildi.

         90 gün sonra Türk halkının sandıkta yapacağı ihtilal, tam bir Halk İhtilali olacak. Hem de, demokratik bir ihtilal.

        Ne var ki, bunların gitmesiyle, bu ülke kurtulamaz. Ülkü Ocakları eski Başkanı’nın dediği gibi, bunların hepsinin çaldıklarını, mallarını ve paralarını alıp, hazineye devretmekten başka çare  yoktur.

       Halkımızın, bu çok önemli fırsatı kaçırmayacağını ümit ediyorum ve sonucunu merakla bekliyorum.

                                                            ***

     Dip Notu : Kimi okuyucularım, siyasete neden girmediğimi ısrarla soruyorlar. O sorunun cevabını, “önümde hiçbir engel olmadığını” belirtip, daha önce bu sütunlarda açıklamıştım.

     Şimdi de, “iktidarın yolsuzluklarına neden bu kadar sert çıktığımı” soruyorlar.

     Bu sorunun cevabı, öyle kısa değil. İstanbul Milli Eğitim Müdürü iken, Türkiye’nin en dürüst, en popüler ve en başarılı bürokratıydım. O nedenle, 1994 yılının sonunda “Türkiye’de Yılın Bürokratı” seçilmiştim.

       Ancak, kimi kanunsuz isteklerini yerine getirmediğim için megaloman “aşağılık” bir gazetenin saldırısına uğrayınca, bana babamın 80 sene önce edindiği iki parça tarlanın hesabını sordular. Kızıma aldığım birkaç parça çeyizin parasını (bugünkü para değeriyle 500 liranın) hesabını sordular.

      Bana bu zulüm yapılmışken, bugünün iktidarıyla, yandaşları, yalakaları, bürokratları rüşvetleri evlerinde kasalarda, ayakkabı kutularında saklıyor ve para sayma makineleriyle sayıyor.

     Dahası, bir zamanlar İstanbul’da ben Milli Eğitim Müdürü, o da Belediye Başkanı sıfatıyla eş zamanlı olarak beraber çalıştığımız Başbakan’ın çocukları Holdingleşip, şimdi servet içinde yüzüyorlar.

    Haksızlığa ve zulme karşı sessiz kalanların “Dilsiz Şeytan” olduğunu, hep kendileri söylediler.

    Anladınız mı şimdi, neden isyan ettiğimi?

   Uğradığım bu haksızlığı ve zulmü, önümüzdeki günlerde ilginç örneklerle size detaylı biçimde anlatmaya çalışacağım.

     Yeni yılınızın cümle yolsuzluklardan uzak, sağlık ve mutluluk içinde geçmesini diliyorum.

    

     

     

Kaynak: (İHA) - İhlas Haber Ajansı Editör:
 
Etiketler:
Yorumlar
Saray Gözlem Gazetesi
Ulusal Gazeteler
Alıntı Yazarlar
Tekirdağ

Güncelleme: 07.05.2024
Bugün
13 - 18
Çarşamba
15 - 20
Perşembe
13 - 19
Tekirdağ

Güncelleme: 07.05.2024
İmsak
27 Şevval 1445
Sabah
04:13
Öğle
05:55
İkindi
13:12
Akşam
17:04
Yatsı
20:18
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
1
Galatasaray
96
86
1
3
31
35
2
Fenerbahçe
89
89
1
5
28
34
3
Trabzonspor
58
61
13
4
18
35
4
Başakşehir
55
50
12
7
16
35
5
Beşiktaş
54
48
13
6
16
35
6
Kasımpasa
49
57
14
7
14
35
7
Alanyaspor
49
50
10
13
12
35
8
Rizespor
49
47
14
7
14
35
9
Sivasspor
48
42
11
12
12
35
10
Antalyaspor
45
39
11
12
11
34
11
A.Demirspor
44
50
11
14
10
35
12
Samsunspor
42
40
15
9
11
35
13
Kayserispor
41
41
13
11
11
35
14
Ankaragücü
39
43
12
15
8
35
15
Karagümrük
37
43
16
10
9
35
16
Konyaspor
36
34
14
12
8
34
17
Gaziantep FK
35
40
18
8
9
35
18
Hatayspor
34
39
15
13
7
35
19
Pendikspor
30
38
18
9
7
34
20
İstanbulspor
16
26
24
7
4
35
Nöbetçi Eczane


Nöbetçi eczanlerle ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

Arşiv Arama
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı