'Saray Dayanışması' hükümeti istifaya çağıran pankart ve dövizler taşıyarak sloganlar attı. Yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla başlayan protestolar birçok yerde oldu gibi Saray’da da kendini gösterdi. Saray Dayanışması, Pazartesi günü Halk Bankası önüne ayakkabı kutusu koyarak, yaşanan yolsuzluklarla ilgili bir basın açıklaması yaptı.
SLOGANLAR ATILDI "Bu pisliği halk temizler", "Ayakkabı kutusu partisi", "Aksırıncaya tıksırıncaya kadar çaldınız", "Hırsızlık babadan oğla geçer", "İçki yok sigara yok, bu paralar nereye gitti", "Vekiller dışarı rüşvetçiler içeri","Her yer rüşvet her yer yolsuzluk", "Direne direne kazanacağız", "Bu daha başlangıç mücadeleye devam" ve "Hükümet istifa" sloganları attı.
Nazım Hikmet’in bir şiirini okuyarak, üzerinde yazılar olan ayakkabı kutularını Halk Bankası’nın önüne bırakan Saray Dayanışması, ardından bir basın açıklaması yaptı. Hükümete istifa çağrısının yapıldığı eylemde Saray Dayanışması, yolsuzluklara karşı Saray Halkını mücadeleye çağırdı. Saray Dayanışması basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"SADECE KÜÇÜK BİR BÖLÜMÜ ORTAYA ÇIKMIŞTIR" "Ülkemizde son dönemde ortaya çıkan yolsuzluklarda, bakan çocuklarının banka müdürlerinin, yandaş grupların yaptığı vurgunun sadece küçük bir bölümü ortaya çıkmıştır. Şehit babalarının yırtık ayakkabılarıyla sokak ortasında katledildiği ülkemizde yandaş banka müdürlerinin evlerinde ayakkabı kutularında milyonlar bulunmuştur. Çocuklarına bakamadığı için vatandaşın kendini başbakanlık önünde yaktığı, öğretmen oğlu kızı atanamayan anne ve babaların çocukları için kahrolduğu, gezi parkında bu ülkeyi aydınlık bir geleceğe götürmek için mücadele eden gençlerin anne babaların, çocuklarının dayak yediğini, gözlerini kaybettiğini, linç edildiğini, vurularak öldürüldüğünü televizyonlardan görüp acılar çektiği ülkemizde bakan çocuklarının bu ülkedeki yetim hakkını nasıl yediğini hep beraber gördük.
"BU SKANDALLAR YILLARDIR GÜNDEME GETİRİLMEDİ" Ortaya çıkan ve 87 milyon euroyu bulan bu rezaletin, buzdağının sadece görünen kısmından ibaret olduğunun farkındayız. Yıllardır bu skandalları bilip de gündeme getirmeyen, iktidar korkusuyla muhalif hiçbir sese kulak asmayan, halk sokakta rantlarıyla yaşam hakkına müdahalelerle mücadele ederken. Penguenleri gösteren, zindanlara atılan aydınları, öğrencileri, askerleri terörist ilan eden hükümet yandaş basın bugün ikiye bölünmüştür. Bir grup medya bu pisliği örtmeye çalışarak hükümete yaranmaya devam etmekte. Diğer bir grup ise en az hükümet kadar pisliğe bulaşmış cemaatlerin yanında yer almaktadır.
"YAPILMASI GEREKEN TEK ŞEY HÜKÜMETİN İSTİFASIDIR" Millet yine yalnız bırakılmıştır. Halk, halkın gücünün farkında olmayan bu iki grup dalkavuktan da hesap soracaktır. Hükümet yıllardır aydınları, halkı, askeri, öğrenciyi vurdurduğu cemaat ve tarikatlarla bugün ülkenin yetim hakkını paylaşamadığı için ayrışma noktasına gelmiştir.
Unutulmamalıdır ki bu pis mücadelede halk iki tarafında karşısındadır. Bugün artık her şeyin farkına varılmıştır. Hesap günü yakındır, Nazım Hikmet’in dediği gibi. Akın var güneşe akın, Güneşi zapt edeceğiz, Güneşin zaptı yakın. Bu ülke yüzsüzlükle yönetilmekte, her skandal olağanlaştırılmaktadır. Yapılması gereken tek şey hükümetin derhal istifasıdır. Bu gün istifa etmeyen her bakan, her yönetici ve pisliğe bulaşmış kurumların müdürleri bu rantın ortağıdır. Yıllardır bilinçsizleştirilen bir paket makarnaya, bir torba kömüre muhtaç bırakılan belli gruplar hükümete sahip çıkmaya çalışmaktadır. Sözüm ona gençlik kolları kefen giyip yalakalıklarına devam etmektedir.
ALİ İSMAİL KORKMAZ'IN SÖZLERİ HATIRLATILDI Soruyoruz; hangi kefene cep diktireceksiniz? Milyonlarca liralık vurgunu hangi kefenin cebi alacak? Polis kimseyi durduk yere göz altına almaz diyen Güler, hala istifa etmemiştir. Bülent Arınç, televizyonlara çıkıp soruyor: Bir bakanın gözaltına alınan oğlunu televizyondan öğrenmesi kadar acı bir şey var mı? Bu soruyu oğlunun 10 kişi tarafından dövülerek öldürüldüğünü televizyondan öğrenen Ali İsmail Korkmaz’ın babasına sor! Gözlerini kaybetmiş çocukların anne babalarına sor, kelle dediğiniz şehitlerimizin anne babalarına sor. Yine sabahın 5’inde ölüm döşeğindeki Türkan Saylan’ı, İlhan Selçuk’u hangi saatlerde gözaltına aldınız? Tayyip Erdoğan’a soruyoruz sözde destan yazan polisinizi neden görevden alıyor, savcıların görev yerlerini değiştiriyorsunuz? Ortadaki oyun açık, gün halkın mücadele günüdür. Hükümet de cemaatte hesap verecektir. Saray Dayanışması olarak son sözlerimiz, Ali İsmail Korkmaz’ın son sözleridir! Korkacaksın! Titreyeceksin! Yıkılacaksın! Adi Hükümet!" Basın açıklamasının ardından eylem, alkışlar ve sloganlar eşliğinde sona erdi.
Saray Dayanışması: Gezi Parkı eylemlerinin Saray’daki yansıması
Saray Dayanışması, yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarına dair yaptıkları basın açıklamasından önce, hangi hareketle bu grubu oluşturduklarını ve şimdiye kadar yaptıkları çalışmalar hakkında bilgiler verdi.
"SARAY’IN BİRÇOK DERDİYLE UĞRAŞIYORUZ" "Her partiden her kolektiften arkadaşlarla birlikte hareket ediyoruz" diyen Saray Dayanışması,"Gezi Parkı eylemlerinin Saray’daki yansıması olarak başladık. Saray’da eylem kültürünü, sokağa çıkabilme kültürünü yaymaya çalışıyoruz. Çevreyle ilgili birçok projelerimiz de var. Şimdiye kadar yaptığımız çalışmalardan biri, Güngörmez ve Bahçeköy ormanlarının kesilerek kuvarist ocağı yapılması planlanıyordu. Bunun için Çed raporu hazırlandı ve raporu bakanlık onayladı. Saray Dayanışması gençlik örgütü olarak biz buna karşıyız, ormanlarımız kesilmesin istiyoruz. Bununla ilgili köylüyü bilinçlendirmek için köylerimize geziler yapıp, kahvelerde toplantılar düzenledik. Önümüzdeki günlerde bir kaç profesör çağırıp bir konferans düzenlemeyi düşünüyoruz. Bununla ilgili çalışmalarımız da devam edecek. Saray’ımız ve Trakya’mızın birçok derdiyle uğraştığımız kadar, bu ülkeye dair kaygılar içerisindeyiz. Bu akşamki eylemimiz de o tarz bir eylemdi" diye konuştu.
|