|
||
Bunları | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
· AKP iktidarı ile Gülen Cemaati’nin oluşturduğu koalisyonun artık sona erdiğini ve kılıçların çekildiğini, · İktidarın, 2004 yılında Gülen Cemaati için MGK’da “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” hazırlayıp imzaladığını, planın uygulanması için yazılı emirler verdiğini, aynı planı yapıp imzalayan kimi askerlerin ise, yargılanıp ağır cezalara çarptırıldığını, · İktidarla Cemaatin foyalarının ortaya çıkması üzerine; “Takke düştü, kel göründü.” söyleminin doğru olduğunun, bir kere daha kanıtlandığını, · İktidar-Cemaat Olayı’ndan sonra, yandaş ve yalaka yayın organlarının da ikiye bölündüğünü, düne kadar kimi “ak” diyenlerin, şimdi “kara” demeye başladıklarını, Cemaat liderinin iktidar için; “Kırk haramiler” dedikten sonra,, “Kolumu, kanadımı kırdılar.” dediğini, · Gezi eylemleri sırasında Başbakan’ın; “Dolmabahçe Camii’nde bira içtiler.” demesi üzerine, aksini söyleyen Müezzin’in sürgün edildiğini, iktidar-cemaat kavgasından sonra Cemaat’e ait Zaman Gazetesi’nin insafa gelip; “Sırf, eylemcileri suçlamak için, boş bira kutuları camiye kasten sokuldu” biçiminde haber yaptığını, · Cemaatin güçlü bir yayın organı olan bir TV kanalının, 24 saat süreyle dershanelerin kapatılmaması için yayın yaptığını, ancak rüzgara karşı boş yere ıslık çaldığını, · Cemaatin, AKP’ye gözdağı vermek için Hz. Ömer örneğini gösterip, “Sizi, kılıçla doğrulturuz.” demek istediğini, · İktidar Cemaat çekişmesi yüzünden dershaneleri kapanan diğer dershane sahiplerinin de boşuna çırpındıklarını, Apartman katlarında açtıkları dershaneler okula dönüşemeyeceği için, vakit kaybetmeden kendilerine iş bulmaları gerektiğini, · İktidar-Cemaat kavgasında yaptığı açıklamalarla “İsa’ya da, Musa’ya da yaranamayan” ağlamaktan sorumlu Bakan Bülent Arınç’ın, intihar etmeyi düşündüğünü, · Cemaat yanlısı Taraf Gazetesi’nin, yeni belgeler çıkarıp iktidarı her gün bombaladığını, merak edenlerin Taraf’ı takip etmeleri gerektiğini, · İktidar-Cemaat kavgasında “Eşek Hikayesi” işe yaramadığı takdirde, “İnatçı Keçi Hikayesi” nin devreye gireceğini, · Yasin Aktay adlı AKP’li bir cahilin, bir Profesörlük unvanı kapıp, “Dünyada, Türk diye bir ırk yoktur.” diyerek, Türklüğünü ve Türklüğümüzü inkar ettiğini, · İktidarın da; Türk’lük kavramına karşı çıkmasına, T.C logosunu kaldırmasına, Atatürk ilke ve inkılaplarını okul kitaplarından çıkarmasına ve Atatürk’ü unutturmaya çalışmasına rağmen amacına ulaşamadığını, bu maksatla yeni bir Anayasa yapma arzusunun da artık mümkün olmadığını, · İddiaya göre, Melih Gökçek’in elinde Başbakan’la ilgili kaset olduğunu, Başbakan’ın o sebeple Gökçek’i 5 nci defa Ankara Belediye Başkanı adayı göstermek zorunda kaldığını, · Ankara’daki Atatürk Orman Çiftliği’nin korunması konusunda Atatürk’ün vasiyetine rağmen, bir bölüm ağacın kesilerek Başbakanlık Sarayı yapıldığını, bir bölümünün de ABD Büyükelçiliğine satıldığını, · Başbakanın, çalışmak için İstanbul’da 3 Konukevi ve bir Köşk’ünün, Ankara’da da 3 Konukevi’nin olduğunu, · Gelişen olaylara ve gidişata bakılırsa, Tayyip Erdoğan’ın Başkanlık hayalinin tamamen sona erdiğini, bu isteğinin gerçekleşmesinin artık mümkün olamayacağını, · Atatürk’ün, “Uygun bir zaman geldiğinde, halifelik de geri gelsin.” şeklinde bir vasiyetinin olmadığını, ancak kimilerinin bunu hayal ettiğini, · “Atatürk Çıkartmalarını” (resimlerini) arabalarının üstüne yapıştıranlara 77 lira ceza kesilip, bunların söktürüldüğünü, “Rabia çıkartmalarına” ise dokunulmadığını, · Belediye Başkanı olmak istediği takdirde, hiçbir yetkisi olmayan en küçük kamu görevlilerinin bile istifa etmesi gerektiğini bildiren Yüksek Seçim Kurulu’nun, devletin bütün imkan ve yetkilerini elinde bulunduran Bakanların ise istifalarına gerek olmadığına karar verdiğini, hukuka ve kamu vicdanına tamamen aykırı olan bu kararın değiştirilmesi gerektiğini, · Gaziantep Belediye Başkan adayı olan, bu sebeple istifası gerekmeyen Aile Bakanı Fatma Şahin’in, Gaziantepspor’a Bakanlık bütçesinden 500 bin lira verdiğini, · Özel Hastanelerin, SGK’lı hastalardan çok yüksek miktarda katılım payı aldıklarını ve bu hastanelerin artık kontrol edilemez hale geldiğini, çünkü Sağlık Bakanı’nın da, Avcılar’da bir Özel Hastanenin sahibi olduğunu, · Ne gereği varsa, “Anayasa Mahkemesi Vakfı” kurulması için kanun teklifi verildiğini, yakın bir gelecekte emekli olması beklenen Haşim Kılıç’ın Vakfın başına getirileceğini, İstanbul Belediyesi’nin Vakıf için şimdiden deniz manzaralı bir arsa tahsis ettiğini, · İddia o ki,CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Amerika’ya gidip görücüye çıktığını, Başkan Obama’nın kendisine randevu vermemesine rağmen öteki yetkililere; “Tayyip Erdoğan’ı artık süpürün. Ben, sizin her istediğinizi yaparım.” demek için plan yaptığını, · Tayyip Erdoğan’ın, Mısır’daki Müslüman Kardeşleri desteklemekten vazgeçmediğini, onlara yeniden 90 milyon lira gönderdiğini, · “Komşularımızla sıfır sorun.” diyerek politika üreten AKP iktidarı sayesinde, bütün komşularımızla düşman hale geldiğimizi, bir zamanlar Arap aleminde yüksek itibarı olan Başbakanın, Araplar tarafından istenmeyen adam ilan edildiğini, çok sevdikleri Türk dizi filmlerinin, hiçbir Arap ülkesinde artık gösterilmediğini, · Suriye’de Büyükelçi’mizin bulunmadığını, Mısır Büyükelçi’mizin de geçen hafta kovulduğunu, · Doğu ve Güneydoğu’da, askerin adeta kışlasına çekildiğini, bölücü örgütün her yerde korkusuzca cirit attığını, bölücü partinin de geçen hafta yaptığı kongrede, Türk Bayrağını direkten indirdiğini, · ABD ve Suriye yüzünden, komşumuz İran’la da düşman olduğumuzu, ne var ki nükleer çalışmaları sebebiyle ABD’nin İran’la anlaştığını, bizim yine devre dışı kaldığımızı, · Devlet adına yetkisi ve sıfatı olmadığı halde, Japon Milli Günü’nde konuşan Başbakan’ın eşine tepki veren Kamer Genç’e haksız yere saldırıldığını, halkın desteğine rağmen partisinin Genç’e sahip çıkmadığını, · CHP ile MHP’nin belli bazı bölgelerde ittifak yapmaması halinde, önemli ve çok sayıdaki Belediyeyi yine AKP’nin kazanacağını, · Seçim Sandıklarının korunması, bilgisayar hilelerinin önlenmesi ve hilesiz bir seçim için muhalefet partilerinin duyarlı olmaması ve tedbir almaması halinde, sonradan ağlaşmanın fayda getirmeyeceğini, · Hiçbir muhalefet partisinin, iktidarın karşısında İşçi Partisi kadar cesur ve tutarlı muhalefet yapamadığını, · Ulusal Kanal ve Halkçı TV adlı kanallar olmasa, halkın doğru haber alma hakkının, tamamen ortadan kalkacağını, · Her istedikleri verilen Suriyeli sığınmacılara, iktidara oy vermeleri için şimdi de Vatandaşlık hakkı verilmeye başlandığını, · 11 yıllık AKP iktidarı döneminde kadının hiç korunmadığını, kadın cinayetlerinin % 1400 arttığını, çeşitli nedenlerle 5800 kadının öldürüldüğünü, bu dönemde “uçkur ve mide” hastalıklarının tavan yaptığını, · Spor Bakanı Suat Kılıç’ın kaynatasının, Almanya’da “Avrupa Şeyhülislamı” ilan edildiğini, Şeyhülislamın bu sıfatı kullanıp, sahte belgelerle bir çok Müteahhidi dolandırdığını, Başbakanın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın eniştesinin de, Şeyhülislama ortak olduğunu, · Kısa adı TOKİ olan ve evsiz vatandaşlara ucuz ev üretmek için kurulan Toplu Konut İdaresi’nden çıkan kokuların, lağım çukurlarından çıkan kokuları bile bastırdığını, · İktidar yandaşı ve yalakası bir İşadamı’nın, Genel Müdür talimatıyla Ziraat Bankası Almanya Şubesi’nden 43 milyon Euro (117 milyon TL) kredi alıp, parayı gizlice Türkiye’ye gönderdiğini, daha sonra iflas ettiğini öne sürüp, ortadan kaybolduğunu, · Dini değerlerimizi öne çıkarıp yolsuzlaşan ve zenginleşen Müslümanlara, İslamcı yazar Mehmet Şevki Eygi’nin “Süslüman” dediğini, · Allah ile Para’yı yan yana getirdiklerinde, Allah’ı tercih edenlere “Dindar”, parayı tercih edenlere “Dinci” dendiğini, · Eski Ülkü Ocakları Başkanı Azmi Karamahmutoğlu’nun bir TV programında AKP’yi kastederek, “Siyaseti sevmiyorum, ama sırf bunların çalıp-çırptıklarını ellerinden alıp, hazineye kaydetmek için siyasete gireceğim.” dediğini, · Geçen haftanın sonunda Muğla’ya giden Başbakan için alınan tedbirlerin, Muğlalılara hayatı zehir ettiğini, · Anayasal haklarını kullanıp, iktidara karşı eylem yapanların yaralanması halinde, onları tedavi eden doktorlara ceza verilmesi için kanun teklifi hazırlandığını, · Her 24 Kasımda ve senede sadece bir gün hatırlanan öğretmenlerin yine unutulduğunu, yedikleri coplarla, tazyikli su ve biber gazının, Öğretmenler Günü’nden kendilerine hatıra kaldığını, · Geçen hafta, kaybettiği “Bir milyon lira”yı bulup, kendisine teslim eden adama, sadece 100 lira bahşiş veren adamın, parayı verirken ellerinin titrediğini, · Vurulduktan sonra, “Senin işin, bitti artık.” diyenlere inat, gücünü göstermek için tekrar evlenen İbrahim Tatlıses’in, bir çocuk doğurttuktan sonra, karısını geçen gün boşadığını, · Yeniden aday gösterilen Nazmi Çoban’ın, bir dönem daha Saray Belediye Başkanlığını garantilediğini, Biliyor musunuz? |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.