Türkiye'de demokrasiyi öğrenmeden birden bire ileri demokrasiyi yaşamaya başladı. İlkini duymadık. Ortasını görmedik. Yenisini tatmadık ama ileri demokrasiyi yaşamaya başladık. Demokrat olmadan, ileri demokrat oluverdik. İleri demokrasiye geçiş 2002’de başladı, 2007’de hızlandı, 2010’un 12 Eylülünde tamamlandı. Yaşadığımız sistem ileri demokrasi, yaşadığımız çağ da ileri çağ oldu. Öyle ya. ilk, orta, yeni ve yakın çağlar yaşandıktan sonra, hangi çağın gelmesi olağan olur? Elbette ki “ileri çağ”ın. “İleri Çağ” …daha bir yakıştı değil mi? İleri çağda ileri demokrasiyi yaşamak çok iyi, çok güzel. Bize özgü. Dünyanın başka yerinde yok. Daha düne kadar; az gelişmiş ülkenin çok gelişmiş insanları olarak yaşadık. Ama durmadık, çok çalıştık, çok araştırdık ve sonunda bize en çok uyan ileri demokrasiyi bu ülkeye getirdik. Sokağa çıkın bakın; her taraf “ileri demokrat” dolu.
Şimdi de biraz ileri demokrasiden bahsedelim. İleri demokrasilerde, öncelikle çoğunluk geçerlidir. Çoğunluk olmazsa olmazdır. Çoğunluğun desteğini alanın dediği dedik, çaldığı düdüktür. Çoğulculuk fantezi, hak- hukuk lükstür. Tüzüğü, yasası, yönetmeliği olmayan ve tek argümanı itaat etmekten ibaret olan cemaatler, tarikatlar ve benzeri yapılar sivil toplum kuruluşları olarak ileri demokrasinin en önemli kurumlarıdır. İleri demokrasilerde muhalefet, statükoculuktur. Yıkıcılıktır. Bozgunculuktur. Yandaş basın özgürlüklerin belgesi, yandaş yorumculuk ise ileri demokrasinin sesidir. Kuvvetlerin tamamı yürütmenin çalışmalarına yardımcı olacak şekilde çalışır. İleri demokrasilerde iş bilenin, kılıç kuşananın parmak yalamak bal tutanın hakkıdır. Kim ne yaptı, kimden nasıl çıkar sağladı, nasıl para kazandı, ne kadar vergi verdi...? gibi absürt sorular sorulmaz. Hangi yol, hangi Toki binası, hangi baraj kaça yapıldı….? hangi kurum, hangi KİT kaça satıldı? Ne gibi hizmetler kimlerden hangi paralarla satın alındı? dillendirilmez. Bunları sormak ayıptır. Günahtır. En azından “İstemezük” damgasıyla fişlenmektir. İleri demokraside yargıya talimat verildiği açıklanır, kuvvetler ayrılığı engel olarak görülür, Savunma hakkının kutsallığını dile getiren barolar demokrasi düşmanı “Ergenekoncu” olarak suçlanır. Gazete patronları ve köşe yazarları fırçalanır. Protestocu öğrenciler, evlerinden ve yurtlardan gece yarısı toplanır, göz altına alınır ve yaptıkları protesto eylemi, terör yasasına dayandırılarak suçlanıp mahkemelere çıkarılır. Bunu felaket olarak gören bazı üniversitelerin senatoları protestocu öğrencileri kınayan bildiriler yayımlayıp, ne kadar özgürlükçü olduklarını kanıtlamak için, ileri demokrasinin en güçlü kalelerinden olan yandaş kurumların saflarına katılır. İleri demokrasinin nimetleri, uygulamaları, açılımları, saçılımları, “güzellikleri yazmakla bitmez. En iyisi ben ;özetin özetini söyleyerek bitireyim. İleri demokrasilerde Başbakan her şeydir. O ne derse doğrudur. Ne isterse gereklidir. Nasıl uygun görürse öyle yapılmalıdır. İleri demokrasi budur... |