Moved Permanently

        Muhteşem Süleyman’ın Başveziri Avlonyalı cennet-mekan Ayas Mehmet Paşa’nın yaptırdığı 488 senelik Cami’miz, nihayet onarılmaya başlandı.

         Daha önce de ciddi onarım gören, 1938 yılında ise Minaresinin bir bölümü yıkılınca tekrar yapılan Caminin kubbesindeki kurşunların, büyük ölçüde yıprandığı anlaşıldı.

         Son yıllarda iyiden iyiye akmaya başlayan ve zemine zarar veren  bu sızmalar sebebiyle, cemaat büyük ölçüde rahatsız olmaya başlamıştı.

         Yakınmaların artması ve rahmetli İhsan Uzun’un hatırlatması üzerine önce Vakıflar İstanbul Bölge Müdürlüğüne, sonra da Vakıflar Genel Müdürlüğüne birer mektup yazdım. Aynı mektupları resmi hale getirip, Kaymakamlık tarikiyle de gönderdik, ama bir cevap alınamadı.

         Daha sonra durumu bu köşede de dile getirip, gazeteleri yetkili ve sorumlu zevata gönderip, telefon muhaberatına geçtik. Başmüdür’le konuştum.

         Her seferinde, Caminin onarımının programa alındığını, takip eden yıl onarımın mutlaka yapılacağını söylemelerine rağmen, bir türlü olmadı. Tekrar aradığımızda hep, ihalenin yakında yapılacağını, bazen de ihalenin yapıldığını ancak, hatalı işlem sebebiyle iptal edildiğini söyleyip, bizi hep oyaladılar.

         Camii’nin kıdemli ve başarılı İmam Hatibi Yaşar Arabacı Hoca’nın da sürekli takibi ve hatırlatması üzerine, girişimlerimiz nihayet sonuç verdi ve onarım kararı çıktı.

                                         ONARIM  BAŞLIYOR

        Yaptıkları muhtelif keşiflerden sonra yapılan ihale ile geçtiğimiz haftanın sonunda, yani Cumartesi günü kılınan Sabah Namazı’nın ardından Cami, Müteahhide teslim edildi. Ve, beklenen onarım başlamış oldu.

        İhaleyi kazanan İşadamı’nın işe hemen başladığı ve tanınan sürenin içinde, hatta daha erken bir süre içinde onarımı tamamlayacağı anlaşılıyor.

        Bu onarımla, Caminin içi ve dışıyla, çatısı (kubbe) ve Minaresi esaslı bir  onarımdan geçirilecek ve Camimiz güzelleşmiş olacak.

        Cemaat, yapılacak işlemin sonucunu şimdi merakla bekliyor.

        Onarım sırasında, Camii’nin iç kubbesindeki tezyinatın da kazınarak orijinal süslemelerin ortaya çıkarılacağı ve tekrar boyanıp eski haline, yani aslına dönüştürüleceği anlaşılıyor.

        Bu arada, Son Cemaat Mahalli ile bahçesinin de, yapılacak yeni bir düzenleme ile Caminin dış görünüşüne estetik bir güzellik katacağı tahmin ediliyor.

        Caminin önündeki tarihi Ayaspaşa Hamamı’nın bu onarımdan sonra ele alınacağı, oranın da ciddi bir onarımdan geçirileceği anlaşılıyor.

                   BAHÇESİNDEKİ  SAĞLIK OCAĞI’NIN  DURUMU

       Ayaspaşa Camii’nin müştemilatı iken, İl Özel İdaresi’nin mülkiyetine geçen ve şimdi Aile Hekimliği Birimi olarak kullanılan binanın, bu onarımdan sonra İlçe Müftülüğü’ne devredilmesi bekleniyor.

       Binanın, 30 Haziran 2014 tarihine kadar akitli olarak Aile Hekimliği Birimi’ne kiralandığı, akit sonunda tekrar Camii’nin müştemilatı olacağı ifade ediliyor.

       Tekirdağ’ın Büyükşehir olmasından sonra İl Özel İdaresi’nin kaldırılmış olmasıyla, Özel İdare’nin malları yeni sahiplerini bulurken, bu bina da Saray Müftülüğü’ne tahsis edilmiş ya da Müftülük tarafından satın alınmış olacak.

       Böylece Ayaspaşa Camii, her bakıma değişik bir konuma girecek ve tarihi niteliği korunarak, din hizmetlerine katkısı biraz daha artmış olacak.

                     ONARIM  SIRASINDA  CEMAATİN  DURUMU

      Camii’nin onarıma alınması, cemaat için geçici bir sıkıntı yaratmış olacaktı. O sebeple, geçici bir Mescit arayışına giren cemaat, önce İnşaat Müteahhidi Metin Taşdelen’in kapısını çaldılar. Camii’nin hemen karşısına yeni bir inşaat yapan ve zemindeki dükkanı geçici Mescit için çok uygun olan Taşdelen’den, burayı kiralamak istediler. Ancak, olumlu cevap alamadılar. Taşdelen, çok yüksek bir kira isteyince, kiralamaktan vazgeçtiler.

       Oysa, Metin Taşdelen yıllardan beri Saray’ın inşaat piyasasını eline geçirip büyük paralar kazanmış olmakla, böyle bir fedakarlıkta pekala bulunabilirdi. Hatta, kira bile almadan, geçici olarak burayı cemaate verebilirdi.

       Halkın tepkisi üzerine dile getirdiğim bu konu, Saray halkının ve Ayaspaşa Camii cemaatinin, Taşdelen’e  büyük bir öfkesi olarak hiç unutulmayacaktır.

      Ancak, Yaşar Arabacı Hocayla, Camii’nin kadim cemaatinden Hasan Uzer”in girişimi ile yakınında Mescit olmaya uygun bir mekan bulunmuş ve düzenlenmiş oldu. Böylece, o sorun da çözüldü.

      Nasıl? derseniz, Camii’nin yakınındaki Taksim Caddesi üzerinde bulunan ve Samsunlular Derneği olarak faaliyet gösteren mekan, geçici olarak Mescit yapıldı ve ihtiyaç bu şekilde giderilmiş oldu.

      Samsunlular, böylece cemaatin gönlünü bir kere daha kazanmış oldular.

      Bu hayırlı işe katkıda bulunan ve emeği geçen herkesten Allah razı olsun.

  Anladık, Binayı Yapmıyorsunuz, Ama

               Bahçesi Niye Kapalı?

         7 yıl önce temeli atılan ve inşaatı yarım bırakılan Saray Öğretmenevi’nin yapılmayacağı, artık iyice anlaşıldı.

         Bu köşeyi izleyenlerin hatırlayacağı üzere, bu konuda Tekirdağ Valisi’ne “Açık bir mektup” yazmış ve inşaatın tamamlanması için, Öğretmenlerimiz adına dilekte bulunmuştum.

         Duvardan ses geldi,  ama Vilayet’ten “tık” çıkmadı.

         İşin aslı şuydu. Başbakan ve iktidarı, Orduevleri gibi Öğretmenevleri’ne de sıcak bakmıyordu.

       Yenilerini yapmak bir yana, mevcutları kapamanın yollarını arıyorlardı.

       Valilerimiz, devletin Valisi olmaktan çıkarılıp, hükümetin Valisi konumuna getirilince, Tekirdağ Valisi ne yapabilirdi? O nedenle, Vali’ye karşı hiçbir öfkemiz ve tepkimiz olamaz.

         Ancak, inşaatı yarım kalan Öğretmenevi’nin, caddeye nazır geniş ve çok güzel bir bahçesi var. Burası, yıllardan beri halka açık Öğretmen Çay Bahçesi olarak kullanılıyordu.

         Geçen yıl, öfkeye kapılan AKP Saray İlçe Başkanı’nın isteği üzerine,  onu da kapattılar. Öğretmenlerimize ve halkımıza, orada oturup bir nefes dinlenmeyi ve keyiflerince bir bardak çay içmeyi bile reva görmediler.

      Önce Kaymakamımızdan, onun gücü yetmiyorsa Valimizden ve yaz geçmeden –hiç değilse- burayı hizmete açmalarını, ısrarla ve önemle bekliyor ve istiyoruz.