Moved Permanently

         Mehmet Ali Doğan, Çorum’lu bir müteşebbis. Merak bu ya, onun merakı  da Termal Sulara karşı. Bu suların üzerinde çalışıyor, araştırıyor ve adeta uzmanlaşıyor. Uluslararası Jeotermal Meclis Üyesi olan Doğan, aynı zamanda Termal Sular üzerinde kurulan Vakfın da Başkanlığını yapıyor.

       Bu meyanda, ülkemizin bir çok yerinden fışkıran ve halkımız arasında Kaplıca olarak anılan bu suların en güzeline, Edremit/Güre’de rastlıyor.

      Kaz Dağları’nın eteğinde ve devlete ait büyük bir araziden kaynayan bu suların üstüne, 50 dönümü kapsayan büyük bir “Tatil Köyü” kuruyor.

      Çorum’lu kimi hemşerilerini de yanına alıp, “Yap-İşlet-Devret” yöntemiyle bu büyük tesisi ortaya çıkarıyor.

       Bir süre sonra hemşerileri, “Bu iş yürümez.” deyip, onu yalnız bıraksa da, o yılmıyor. Bırakanlara inat, tesisi büyütüyor ve mükemmel bir “Sağlık Ünitesi” ve de mükemmel bir “Tatil Köyü” haline getiriyor.

                                     TESİSTE,  NELER  YOK Kİ?

       Doğduğu yörenin tarihi mirasından esinlenip, tesisin ve kurduğu şirketin adına “Hattuşa” diyor ve başarısını katlayarak sürdürüyor.

       Mehmet Ali Doğan, çok güzel bir projeyle ortaya çıkıyor. Tesisi kademe kademe büyüterek, adeta bir doğa harikası meydana getiriyor. Son derece modern ve kullanışlı konaklama mekanları ortaya koyarken, bu mekanların içinde bulunduğu bahçeleri de, bir o kadar güzel tanzim ediyor.

        Ortalama 3 kat üzerine inşa edilen ve asansörü de bulunan evlerde, yok yok! Evlerde, son derece kaliteli bütün ihtiyaç araçları, modern bir anlayışla dizayn edilip müşteriye sunulmuş.

       Ama, ondan önemlisi zemin katlara yerleştirilen ve Hekimlerin gözetiminde hizmet veren  Sağlık Üniteleri, müşteriyi son derece memnum ediyor.

        Bu ünitelerde, Spor Salonlarından tutun da, bütün sağlık sorunlarının giderilmesine, hatta bayanları cezbeden fiziki güzelleşmeye kadar, her şey mevcut. Bu imkanlar, en modern araç-gereçler kullanılarak, en iyi yetişmiş uzmanların eşliğinde sunuluyor.

        Binalardan bahçeye, daha doğrusu bahçelere çıktığınızda, modernize edilmiş harika bir doğa parçası ile karşılaşıyorsunuz. Çiçekler ve çeşitli süs bitkileri ve de onlarla uyum sağlayan ağaçlar, ortama ayrı bir güzellik katıyor.

        Üç ayrı havuzun biri tatlı su, biri deniz suyu, üçüncüsü ise termal su ile doldurulmuş. Ayrıca, iki de kapalı havuz var. Havuzlar, son derece temiz ve sağlıklı. Bahçe havuzları, olimpik ölçülerde yapılmış. Küçük havuzlarsa, çocuklara hizmet veriyor.

        Tesisin belki de en önemli özelliği, Kaz Dağları’nın eteğinde kurulmuş olması. Çünkü Kaz Dağları, yapılan ölçümlerde oksijeni en bol olan dünyanın ikinci yöresi.

        Yörenin termal suları kadar, tabii kaynak suları da aynı özellikte ve güzellikte.

        Ulaşıma gelince, yurdun her tarafından tesislere ulaşmak çok kolay. Üstelik, geçilen yollar üzerinde ülkemizin görülmeye değer, çok güzel yerleri de var.

                  TESİSLERDEN, NASIL YARARLANILIYOR?

      Hattuşa Termal Tesisleri ve Tatil Köyü’nden, “Devre Tatil” denilen bir sistemle yararlanılıyor.

      Sisteme göre, dilediğiniz tarihlerde size ayrılan ortalama 2 haftalık süre için tesislerden yararlanabiliyorsunuz. Bu uygulamaya “Devre Tatil” deniyor, “Devre Mülk” değil. Tapu yok, tahsis var. Hem de, 41 yıllık bir süre için.

      Fiyatlandırmaya gelince; Mavi, Beyaz, Kırmızı diye 3 döneme göre yapılıyor. Mavi dönem, Kasım, Aralık, Ocak, Şubat ve Mart aylarını kapsıyor. Beyaz dönem, Temmuz, Ağustos hariç diğer ayları. Kırmızı dönem ise, bütün ayları içine alıyor.

     Fiyatlandırma da, buna göre yapılıyor. Fiyatlara gelince, 30 bin ile 70 bin lira arasında değişiyor. Bu rakamlar, pazarlıkla daha aşağıya çekilebiliyor. Bunun dışında, yılda bir defa “Yıldat” denilen, küçük bir ücret ödüyorsunuz.

    Tesisin, tanındıkça değeri arttığı için, yıllara göre bu fiyatlar da artıyor.

 Yemeklerinizi, size tahsis edilen evinizdeki kendi mutfağınızda yapabileceğiniz gibi, tesisin lokanta hizmetlerinden de yararlanabilirsiniz.Tıpkı,öteki birimlerden yararlandığınız gibi. Yeme içme, masaj, berber ve benzeri ayrı bedel gerektiren hizmetlerin dışında, hiçbir yer ve hizmet için ücret ödemiyorsunuz.

    Tesiste, yaklaşık 600 hizmet elemanı çalışıyor. Hepsi de, sizleri memnun ve mutlu etmek için çabalıyor. Üye olan Aile sayısı ise, 12 bin’i bulmuş durumda.

     Edindiğiniz Devre Tatilinizi, başkasına devretmek, satmak, kiralamak, miras bırakmak, üç yıl biriktirip toplu kullanmak gibi haklarınız da var. En önemli hakkınızsa, tesisteki hakkınızı başka Tatil yörelerine kaydırmak. Nasıl mı? derseniz, O da şöyle oluyor.

       “ RCl” adlı bir sistemle, devre tatil hakkınızı, ülkemizdeki başka bir Tatil Köyü’nde ya da Otelinde geçirebileceğiniz gibi, başka ülkelerdeki bir tesiste de geçirebilirsiniz.

       Bu sisteme bağlı Otel ve Tatil Köyleri arasında, böyle bir anlaşma yapılmış. Ve, yaklaşık 100 ülke bu sisteme katılmış.

       Küçük bir kayıt ücreti ödeyerek Hattuşa’ya başvurduğunuz takdirde, sizi yurt içinde ya da yurt dışında seçeceğiniz başka bir yere gönderiyorlar. Buradaki hak ve imkanınızı, orada kullanıyor ve böylece değişik bir yörede tatil yapmış oluyorsunuz.

       Şimdi, gelelim işin öbür yüzüne...

                                                         ***

              SATIŞ VE PAZARLAMA’DA, YANLIŞLAR YAPILIYOR !

       Merak saikiyle, geçtiğimiz Cumartesi günü tesislere ben de gittim. Daha doğrusu, tanıtım amaçlı olarak davet ettiler ve kendi araçlarıyla bulunduğumuz yerden alıp götürdüler.

       Önce, toplantı salonunda Sinevizyonlu bir tanıtım yaptılar. İyi yetiştirilmiş tanıtım elemanları, daha sonra konuklar arasında bölüştürüldü ve bu defa her biri bireysel tanıtım yaptılar.

       Elemanlar, bu tanıtımı önce her tarafı gezdirerek yerinde ve daha sonra da Brifing Salonu’nda yaptılar.

       Her iki tanıtım da, pek güzeldi. Ama, ya sonrası.

       İş pazarlamaya gelince yaptıkları zorlama, müşteriyi bıktırıyor ve  adeta bunaltıyordu.

       Şöyle ki, önce gösterdikleri yerleri beğenip beğenmediğinizi soruyor ve tabii ki olumlu cevap alıyorlardı. Yani,  cevaplar “Çok güzel, çok beğendik.” biçiminde oluyordu. Tesisin, beğenilmeyecek tarafı yoktu ki.

       O zaman, “Madem ki beğendiniz, o halde size bir Devre Tatil satalım.” diye başlıyor ve bir daha yakanızı bırakmıyorlar.

       O kadar ısrarcı oluyorlar ki, ikna olmanız için sizi  bir daha o salondan dışarı bile çıkarmıyorlar. Ta ki, satış yapıncaya ya da satış sözü alıncaya kadar.

       Mehmet Ali Doğan’ın, bu sıkıcı, sıkıştırıcı  ve zorlayıcı satış çabalarından haberi olduğunu ve gelen vatandaşların bundan büyük rahatsızlık duyduklarını bildiğini sanmıyorum. Ama, durum maalesef böyle... Haberi yoksa, işte ona da haber veriyorum.

        Bu arada, görevini başarıyla yürüten Satış-Pazarlama Müdürü Mücahit Almaç ile, Enformasyon Memuru Ali Eroğlu’na, yakın ilgileri için çok teşekkür ediyorum.

                          HEDİYE TATİL, TAM BİR KANDIRMACA !

       Tanıtımın dışında, kimi vatandaşlara ayrıca, “Çekilen Kur’ada hediye tatil kazandınız.” diyerek, bir de belge veriyorlar. Veriyorlar, ama verdikleri hediye filan değil.

      Hediye dedikleri 2 gece için, sizden ayrıca 100 Euro (240 lira) göndermenizi istiyorlar. Peki, hediye bunun neresinde? Bu da, ticaretin başka bir yönü.

       Değerli okuyucularım, övgü üzerine de, yergi üzerine de yazılacak daha başka hususlar da var. Ancak, bu güzel tesisin övülecek yanları, çok daha fazla.

      O sebeple, müteşebbis Mehmet Ali Doğan’ı bu başarısından ötürü, buradan bir kere daha kutluyorum.

       Doğan, tesis hakkında basında çıkan yazıları, toplantı salonuna astırmış. Eleştirilerim samimi ve yapıcı olmasına rağmen, eline geçtiğinde bu yazıyı da oraya astıracağını sanmıyorum.

     19 Mayıs’tan Neden Kaçıyorsunuz?

          Bu milli şahlanış gününde -sırf törenlere katılmamak için- Cumhurbaşkanı Kayseri’ye, Başbakan Amerika’ya adeta kaçar gibi gittiler. Yazıklar olsun! Onların kaçışına üzülürken, yurdun her köşesinde halkımızın “Vatana, Bayrağa, Atatürk’e bağlılığıyla, Birlik-Bütünlük Sevgisi ve Coşkusu” beni, sevinçten ağlattı.

           Aşk ile ve şevk ile bir daha ve hep beraber ; Ne Mutlu Türküm Diyene!