Moved Permanently

     İki ay önce Sağlık Bakanlığı’na atanan Dr.Mehmet Müezzinoğlu, son genel seçimlerden önce, Partisinin İstanbul İl Başkanı’ydı.

      Bir gün, İstanbul Teşkilatı’nın Çağlayan’daki İl binasında kendisini ziyaret ettim. Son derece nazik, sözlerinde samimi ve bir politikacı gibi değil, karşısındaki insana güven veren bir kişilik yapısına sahip olduğu hemen belli oluyordu. Uzun uzun sohbet ettik.

      1970’li yıllarda, Batı Trakya’dan göçmen olarak geldiklerini, Fatih’teki  İstanbul İmam Hatip Lisesi’nde okuduğunu, Tayyip Erdoğan’la orada tanıştıklarını ve sınıf arkadaşı olduklarını anlatan Müezzinoğu, okulu bitirdikten sonra Tıp Fakültesi’ne girip, Hekim olduğunu söyledi.

      Tayyip Bey’in isteği ile siyasete atıldığını ve partisinin İstanbul İl Başkanlığı’nı severek yaptığını anlattıktan sonra, Hekimlik kadar siyaset yoluyla da halka hizmet etmenin, kendisini pek mutlu ettiğini söyledi.

      2011 genel seçimlerinde Edirne’den Milletvekili seçilen Mehmet Müezzinoğlu, iki ay kadar önce yapılan kısmi Kabine değişikliğinde Sağlık Bakanı yapıldı.

                    SAĞLIK BAKANI, ÖZEL HASTANE SAHİBİ

     Bakan  Müezzinoğlu’nun İstanbul/Avcılarda Özel bir Hastanesi var. Bir Özel Okul sahibinin Milli Eğitim Bakanı yapılması, ya da bir Çiftlik sahibinin Tarım Bakanlığı’na atanması ne kadar dikkat çekiyorsa, bir Özel Hastane sahibinin Sağlık Bakanı’nı yapılması da, o denli dikkati çekiyordu.

     Ancak, Bakanı yakından tanıyanlar, onun Bakanlık görevindeki yetkilerini kendi hastanesi ve kendi çıkarı için kullanmayacağı garantisini veriyordu.

     Benim tanıdığım kadarıyla da, Müezzinoğlu gerçekten böyle biriydi.

     Bana, Batı Trakya’da büyük bir “mezalim” altında yaşadıklarını, öz vatanlarına kavuşmaktan çok büyük mutluluk duyduklarını söyleyen Müezzinoğlu’nun “Türk Milliyetçiliği” anlayışı, vatan sevgisi ve anavatana olan bağlılığı, onun kişiliğine ayrı bir güç katıyordu.

      SARAY’DAKİ KONUŞMASI DA BUNU DOĞRULUYORDU, AMA...

    Beş gün önce ilçemize gelen ve Devlet Hastanesi’ni ziyaret eden Mehmet Müezzinoğlu, yerel seçimlerin yaklaştığını, o sebeple parti teşkilatını uyarıp hazırlıklı olmalarını söyledikten sonra, aynen şöyle diyordu; “Dün AK Partili olmayanları bugün, bugün olmayanları yarın AK Partili olmaya çağırıyoruz. Ancak, aramızda, hırsızlara ve ahlaksızlara yer yoktur.”

     İyi de, ANAP dönemi dahil,  90 yıllık Cumhuriyet döneminde, AK Parti dönemi kadar “yolsuzluk ve hırsızlık”, acaba hangi iktidar döneminde görüldü?

     Bırakın Osmanlı dönemini, 1926 yılından beri “Zina yapmak”  Ceza Yasamıza göre suç sayıldığı  halde, bu ahlaksızlığı suç kapsamından kendi iktidarları çıkarmadı mı?

     Demek ki, Müezzinoğlu doğru konuşmuyordu.

      Bakan Bey, bu sözlerine ilaveten daha önemli sözler de söylüyor ve şöyle diyordu. “Aramızda, vatan hainlerine de yer yoktur. ‘Ben, Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşıyım, ay yıldızlı bayrağımın altında özgürlüğümü yaşamaktan gurur duyuyorum’ diyen herkesi kucaklamak, bizim boynumuzun borcudur.”

      Dikkat buyurun. Sağlık Bakanı “Türkiye Cumhuriyeti”nden söz ediyordu. Türkiye Cumhuriyeti, üzerinde ay yıldızlı bayrağımızın dalgalandığı, bizim güzel vatanımızdı.

      Bakan Bey, bu sözleri milletin gözünün içine baka baka söylerken, Bakanlığının önünde yazılı olan ve Türkiye Cumhuriyeti’ni simgeleyen “T.C.” logosunu, acaba neden kaldırıyordu? Aynı şekilde, bağlı birimlerin tabela ve  evrakının antetlerinden bu logoyu acaba neden kaldırmıştı? Ve, bunu yapan ilk Bakan da, her halde  kendisi  oluyordu.

      Bir Hekim olarak o da biliyordu ki, perhiz yaparken alerjik gıdaları yememek lazımdı. Yani, Lahana Turşusu, perhizi bozuyordu.

      Ama, Bakan Bey perhiz filan dinlemiyordu.

      Ben, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzzinoğlu’nu değil, Partisinin İl Başkanı iken siyaseti doğru anlayan, doğru uygulayan ve o sebeple vatandaşlara güven veren, o Mehmet Müezzinoğlu’nu arıyorum.

                                                              ***

  PKK’nın Son Haritasını Gördünüz mü?

      Değerli okuyucularım, PKK’nın açıklanan son haritasına göre, örgüt neredeyse Anadolu’nun yarısını istiyor.

      Doğu Anadolu, Doğu Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu, tam 12 Eyalete bölünmüş. Coğrafya meraklıları ve o Akil İnsanlar(!) için yazıyorum.    

      Eyaletlerin adları ve kapsama alanları  şöyle;

Koçgiri Eyaleti : Sivas/Kızılırmak’ın doğusu, Malatya’nın Hekimhan, Arguvan,Arapkir ilçeleri, Tokat ve Ordu illeri

Dersim Eyaleti : Tunceli, Erzincan, Elazığ’ın Karakoçan ilçesi, Kovancılar, Baskil, Ağın, Bingöl’ün Kiğı ve Yayladere ilçeleri, Bayburt, Gümüşhane ve Giresun

Erzurum Eyaleti : Bingöl, Muş merkez, Varto, Bulanık, Malazgirt Erzurum Aşkale, Horasan ilçeleri, Ağrı’nın Tutak, Patnos, Eleşkirt Erzincan’ın Tercan ilçeleri, Trabzon ve Rize.

Serhat Eyaleti : Kars, Ardahan ve Iğdır. Van, Erciş, Çaldıran, Muradiye, Erzurum Şenkaya, Olur, Artvin Şavşat, Murgul, Borçka, Ardanuç ilçeleri

Botan Eyaleti ; Şırnak, Hakkari Çukurca, Van Çatak, Bahçesaray, Gevaş,Siirt, Pervari, Kurtalan,Eruh, ilçeleri

Zagros Eyaleti : Hakkari yöresine, münhasıran bu isim veriliyor.

Garzan Eyaleti ; Batman ve Bitlis’in tamamı, Siirt’in ve Van’ın bazı ilçeleri

Mardin Eyaleti : Mardin merkez, Dargeçit, Midyat, Nusaybin, Ömerli, Savur ve Yeşilli ilçeleri, Batman’ın Gercüş, Hasankeyf, Diyarbakır’ın Çınar ilçeleri

Amed Eyaleti : Diyarbakır’ın Bismil ve Çınar ilçeleri hariç tamamı, Elazığ Maden, Palu, Arıcak, Sivrice, Bingöl Genç, Muş Hasköy ve Korkut ilçeleri

Ruha Eyaleti ; Mardin Kızıltepe, Derik, Mazıdağı, Şanlıurfa Ceylanpınar ilçesi

Toros Eyaleti ; Hatay Adana, Mersin, Antalya, Osmaniye, Gaziantep İslahiye ve Nurdağı ilçeleri

Güneybatı Eyaleti : Gaziantep’in İslahiye hariç tamamı, Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya’nın Hekimhan, Arguvan ve Arapkir’in bir kısmı ve Kilis.

                                                          ***

      Değerli okuyucularım, Amerika ile Avrupa’nın bir çok ülkesindeki haritalarda, Türkiye Eyaletlere bölünmüş vaziyette. Bu haritalar, okullarda Coğrafya derslerinde kullanılıyor. Ve, Türkiye’nin Doğusu ile Güneydoğusu, yetişen yeni nesle “Kürdistan” olarak öğretiliyor.

       Aslında, emperyalist güçler bizim idamımıza çoktan karar vermişler bile. Şimdi, bunu infaz etmenin derdindeler.

      Meşhur Cellat Kara Ali öleli çok oldu. Yeni Cellat, sizce acaba kim olabilir?