|
||
Vali Bey Haklı Ama... | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Devletin önemli görevlerini üstlenenler, her zaman göz önündedir. Valiler, bunların başında gelir. Sürekli hizmet ürettikleri için, onlarda kusur bulmak kolaydır. “Hiç kusurları yok mudur?” derseniz, tabii ki vardır. Lakin, onların korktukları, iftiraya uğramaktır. İşte, Adana Valisi de, “Bunlardan biri benim” diyor. Bu köşeyi izleyen okuyucularım hatırlayacaklardır. Geçen hafta yayınlanan “Bu Vali’yi Kollayan Kim?” başlıklı yazımda, halen Adana Valisi olan Hüseyin Avni Coş hakkında öne sürülen kimi iddialardan söz etmiştim. Yazıyı okuyan Sayın Vali, telefonla aradı ve aramızda uzunca bir görüşme geçti. İddiaların hiç birini kabul etmeyen Vali, her biri hakkında detaylı açıklamalarda bulundu. Görüşmemiz sırasında kendisine de belirttiğim gibi, anılan yazıdaki ifade ve iddiaların, hiç biri benim görüşüm değildir. Sayın Vali’yi yazıma konu yapmamın (3) sebebinden biri, VALİ, NE DİYOR? Vali Coş öncelikle, 1964 yılında Ankara’da yaşanan bir olaya adı karışan dönemin Tekirdağ Valisi’nin başına gelenlere atıf yapılarak, “Bu da, Başka Bir Vali” sözüne, büyük alınganlık göstermiş. Oysa, o ifadedeki muradım, başka Valiler hakkında da zaman zaman kimi iddiaların ortaya atıldığını, doğru ya da yanlış bu iddialarla Valilerin her zaman halkın ilgi odağında olduğunu anlatmaktan ibarettir. Kırklareli Valisi’yken, Dereköy Sağlık Ocağı’nda görevli bir bayan doktorla arasındaki taciz iddiaların doğru olmadığını kesin bir dille anlatan Vali, Adana Valisi olduktan sonra, bu doktorun da Adana’ya tayin olmasının, tamamen bir “tesadüf” olduğunu söylüyor. “BİLEĞİMİN GÜCÜYLE VALİ OLDUM.” Bakanlık merkez teşkilatında çalıştıktan sonra, Kaymakamlık ve Mülkiye Müfettişliği yaptığını ve 44 yaşında bileğinin gücüyle, yani tam bir liyakatle Vali olduğunu anlatan Coş, görevleri sırasında sürekli olarak kamunun menfaatini koruduğunu ve bu sebeple çıkarına çomak soktuğu kişilerin hedefi olduğunu anlattı. Aynı liyakatle Adana Valiliği’ne geldiğini, aleyhine imzasız dilekçe yazanların iddialarının, tamamının gerçek dışı ve birer iftiradan ibaret olduğunu belirten Vali şöyle diyor; “Dilekçede adı geçen Zeki Koç Berber, her göreve layık ve hatta Vali bile olabilecek yetenektedir. İddia edildiği gibi, hiç kimseyle, hiçbir zaman, hiçbir menfaat ilişkim olmamıştır. Görev yerim değişirken, hiç kimseyi beraberimde getirmedim. Attıkları iftiralar o boyuta geldi ki, ölmüş adamı bile, benimle menfaat ilişkisi içine soktular.” Hakkındaki iddiaların iftira olduğunu, belgelerle bir bir ispatladığını anlatan Vali,“Müfteriler hakkında C.Savcılığının araştırma ve soruşturması devam ediyor. Ben, bu görevlere kolay gelmedim. Herkes, yaptığının hesabını verecektir.” diye ekliyor. Ben de o yazımda zaten, Vali’nin savunmasına geniş biçimde yer vermiş, hakkında bütün ileri sürülenlerin birer “iddia”dan ibaret olduğunu belirtmiştim. Ancak, bu iddiaların doğru olup olmadığının araştırılmasının, kamu vicdanının tatmini ve Vali’nin aklanması bakımından gerekli olduğunu da ifade etmiştim. İşte Vali de telefon görüşmemizde, gerekli araştırmaların yapılıp iftira nitelikli iddiaların çürütüldüğünü, iftiracıların da yargının takibinde olduğunu söylüyordu. VALİ’NİN SİTEMİ BÜYÜK! Beni yakından tanıdığını ve İstanbul Milli Eğitim Müdürü’yken uğradığım haksızlığı takip edip, iyi bildiğini anlatan Vali, bu söyleminde de tamamen haklıydı. Bu köşede zaman zaman ifade ettiğim gibi, ben de o görevim sırasında çıkarlarına engel koyduğum megaloman bir gazetenin saldırısına uğramış ve bu gazete, hakkımda tam 41 defa yalan haber yapmıştı. Yalan haberleriyle ünlenen bu gazetenin bütün yazdıklarının da yalandan ibaret olduğunu bir bir ispatlamış ve onu tazminat ödemeye mahkum ettirmiştim. Yalancı muhabiri ise, kamuoyunda “Rahşan Affı” olarak bilinen aftan yararlanmış ve böylece hapis yatmaktan kurtulmuştu. Sayın Vali, bana bu konuyu da hatırlatınca, kendisine tabii ki hak verdim. Ne var ki, Valinin haklı olduğu şimdilik ve tamamen kendi beyanları ile ortada. Haklılığını gösteren kanıtları da bir gün gönderebilirse, -zulme uğramış bir kişi olarak-onun düşmanlarını ben de kolayca lanetlerim. ADANA VALİSİ HAKLI , AMA ... Değerli okuyucularım, anılan o yazımda da belirttiğim gibi, ne Sayın Valiyi, ne de şikayetçi olan Adanalı vatandaşı önceden hiç tanımıyorum. Vali’nin iftiraya uğradığını söylemesi, daha önce iftiraya uğramış bir kişi olarak beni pek üzdü. Bir Vali’nin sözlerini, doğru olarak kabul ederim. Nitekim, Sayın Vali’nin açıklamalarından sonra, kendisini bu iddialardan “tenzih” ettiğimi söyledim. Ne var ki, bu iktidar döneminde her kamu görevlisiyle, iktidar mensup ve yandaşlarını, benzeri iddialardan “tenzih” etmek mümkün değil. Yazımda da belirttiğim gibi, ortalık yolsuzluktan geçilmediği halde, yolsuzlukla mücadele amaçlı olarak çıkarılan 3628 numaralı kanun, bu iktidar döneminde hiç kimseye-ama hiç kimseye- uygulanmadı, uygulanmıyor. Bir kamu yolsuzluğu söz konusu olduğunda, devlet malının “Deniz” olduğu her yerde söyleniyordu. Bu iktidar döneminde, artık “Okyanus” olduğu söyleniyor. Ben de, işte bunu anlatmaya çalıştım. Sayın Vali, bu söze de alınmış, ama ben bu sözün doğruluğunu, hele bu iktidar döneminde doğruluğunun bir kere daha ispatlanmış olduğunu, haykırarak ifade ediyorum. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.