Bütün okullar, bu haftanın sonunda yarı yıl tatiline giriyor. Kimin çalışkan ya da tembel olduğu, karnesinden belli olacak.   

        Devlet, kamu hizmetlerini memurları eliyle yürütür. Aralarında belirlediği bir hiyerarşiye göre, başlarındaki amirlerin yetki ve sorumluluğunda devlet, vatandaşının işini görür.

        Daha önceki kimi yazılarımda da belirttiğim gibi, memur sıfatıyla devlet kadrolarında görev almak, öteden beri iyi bir gelecek demektir.

         Osmanlı döneminde, toplum düzeninde memurun ayrıcalığı daha belirgin iken, Cumhuriyet döneminde böyle bir ayrıcalık yerine, hizmet esas alındı ve memurlar için daha ciddi siciller tutulmaya başlandı.

         Devletin memurları, devletin otoritesini kullandıkları için, her devirde muteber kişi sayıldılar.

        O kadar ki, “Adliyede katip, askeriyede zabit” anlayışı ile vatandaşlar, hep devletin kapısında bir iş kapmaya çalıştılar.

                      MEMURUN, YETKİ  VE  SORUMLULUĞU

       Memurlar, görevlerini  kendilerine verilen yetkiler dahilinde yürütüyorlar. Kamu hukukuna göre memura verilen her yetki, ona aynı düzeyde bir de “sorumluluk”  getirdi. Ve “Yetki, eşittir sorumluluk” ilkesi ortaya çıktı.

        Ne var ki, hemen bütün memurlar sorumluklarından çok, yetkilerine güvendiler ve hep onu kullanmaya çalıştılar. Bugün de, durum aynı gibi görünüyor.

        Çünkü, zaman zaman işi gevşetmek, yorgunu yokuşa sürer gibi vatandaşın işinde güçlük çıkarmak, sık sık mevzuatı öne sürüp yapılması gerekeni yapmamak, vatandaşın beyanını hiçbir şekilde kabul etmemek, devletin kapısından kovar gibi vatandaşı azarlamak, kimi durumlarda çıkar gözetip o işi yapmak ya da yapmamak ve daha akla gelen ve gelmeyen bir çok sebeple vatandaşın üstünde baskı kurmak, memurun sorumluluğundan önce, hep yetkisini öne çıkarmasından ileri geldi.

        Ne yazık ki, kimi devlet dairelerinde bu durum hala devam ediyor.

                            “KIRIN BU BÜROKRASİYİ”

       AKP, ilk seçimi kazanmış, Tayyip Erdoğan yeni Başbakan olmuştu. Bu köşeyi izleyen okuyucularımın hatırlayacağı üzere o zaman, yine bu köşede “Kırın Bu Bürokrasiyi” başlıklı bir yazı yazmış ve bürokrasinin vatandaşı bezdiren tutumundan yakınmıştım.

        O yazı daha sonra, tirajı yüksek bir ulusal gazetede de yayınlanınca Başbakanlıktan aradılar. Başbakanın talimatıyla, derhal bu konunun üzerine gidileceğini söylediler.

        Nitekim, kısa bir süre sonra Başbakanlıkta sırf bu maksatla bir “Takip Bürosu” kuruldu. Büro,  vatandaşların en çok yakındıkları kamu kurumlarını takibe aldı. Kısa sürede, bu kurumlarda, gözle görülür bir düzelme görüldü.

        Uygulama sürerken, Adalet Bakanı yaptığı bir açıklamada, bürokraside tam 442 çeşit evrakın vatandaştan gereksiz yere istendiğini, böylece yoğun bir kırtasiyeciliğin öne çıktığını belirterek, bunun da önleneceğini söyledi.

       Ben, kendi çapımda işin takipçisi oldum. Yetkililer de, sözlerini tutup, işi ciddi biçimde takip ettiler. Ettiler, ama sonunu getiremediler.

      Bugün, eskisi kadar olmasa da, vatandaşın bürokrasiden olagelen yakınmaları, devam edip gidiyor.

                                 İLÇEMİZDE,  DURUM  NEDİR?

      Saray, küçük ama gittikçe büyüyen bir ilçe. Yerel hizmetler Belediye tarafından, genel kamu hizmetleri  ise Kaymakamlık’ça yürütülüyor.

      Kaymakamlardan, 1940 yılından sonra görev yapanların isimlerine ulaştığım halde, daha öncesini bulamadım.

      Bu süre içinde, “Mülki amir” konumundaki Kaymakamların, ilçemizde göze batan başarılı hizmetleri pek görülmüyor. Bir çoğu, bu görevi atlama tahtası yapıp, süresini doldurduktan sonra “Hoş bir seda” bırakmadan, ayrılıp gitmişler.

       Yakın geçmişte görev yapanlardan şimdiki Nizip Kaymakamı Yaşar Karadeniz’i, bunlardan ayrı tutmak gerekiyor.

        Şimdiki Kaymakamımız Hüseyin Öner’i de, şimdilik ayrı tutmak lazım. Çünkü, o da ilçemizde henüz yeni olup, koltuğuna ısınmaya çalışıyor.

        Kaymakam Öner’i bir defa ziyaret ettim. Saray’ın göze batan sorunlarını  çözmek için hemen çalışmaya başladığını, öncelikle 6 yıldır iskelet halinde bekleyen Öğretmenevi inşaatını tamamlayacağını ve burayı hizmete açacağını, ilçenin öteki sorunlarını da çözmek için, her türlü gayreti göstereceğini söyledi.

        Kaymakamın bu heyecanı, beni pek sevindirdi. Daha önceki görev yerlerinde de başarılı hizmetlere imza atan Kaymakamımızdan, şimdi bu vaatlerini yerine getirmesini bekliyoruz.

                       MAİYETİNDEKİ MEMURLARA GELİNCE...

       İlçemizde, kamu bürokrasisinden fazlaca bir yakınma görülmüyor. Memurlar,yetki ve sorumlukları dahilinde, vatandaşın işini görmeye çalışıyorlar.

      İçlerinde, işi savsaklama olarak nitelenen “Bugün git, yarın gel.” anlayışında olanlar varsa da, ötekileri daha bir ağırlıktalar.

      Bir çok kamu kurumunda memurla vatandaş arasında görülen tartışmalar, burada yaşanmıyor. Kaymakam Öner, maiyetinin çalışmalarını ve memur vatandaş ilişkilerini iyi izliyor.

      Demek oluyor ki, Saray’da bir “Bürokrasi - vatandaş tıkanması” yok.

        Bu cümleden olarak, vatandaşlarımızla iyi diyalog kurup, görevini başarıyla sürdüren kimi memurların adlarını “Marifet, iltifata tabidir.” anlayışı ile burada veriyorum.

        Üç yıl önce iktidar partisinin İlçe Başkanı tarafından sürgüne tabi tutulduğu halde, görevine yeniden dönen Özel İdare Müdürü Hüseyin Şahin, başarılı memurların başında geliyor. Yanında çalışan Ayşe Berber de, görevini en iyi yapanlardan.

      Tapu Müdürü Tuhan Tecik  ile Yardımcısı konumundaki Yusuf Yıldız’dan,  tapuda iş takip edenler, son derece memnunlar.

         Mal Müdürlüğü, Saray’da iyi çalışan bir kamu birimi. Devletin alacaklarını toplamakta arı gibi çalışıyor. Bürodaki memurlardan Müjgan Kahraman, Kadriye Hasdemir ve Salih Altay, ne zaman gitsem, hep görevlerinin başındalar. Vatandaşları aydınlatarak ve ikna ederek devletin alacaklarını tahsil ediyorlar. Bu kişiler, görevlerine hakim oldukları kadar, mevzuatı da çok iyi biliyorlar.

         İlçe Milli Eğitim Müdür Vekili Müştak Gencer, asilini aratmıyor. Bir yılı aşan bir süredir yürüttüğü bu görevde çok başarılı. Şube Müdürü Levent Balaban da öyle.

         Nüfus Müdürü Ünsal Balcı, aynı zamanda İlçemizin Nikah Memuru. Bitişikteki Adliye ayırsa da, o sevenleri birleştiriyor. Nüfus tescil ve takibine dair öteki işlerini de, büyük bir başarıyla yürütüyor. Ama, bu başarısını biraz da yanında çalışan Nuray Adakan’a borçlu. Adakan, benim gözümde “Yılın en başarılı memuru”

         İlçe Müftüsü Bahri Şamat ile Büro Şefi Fehmi Çüren, çok iyi bir koordinasyon içinde din hizmetlerini yürütürken, bütün Camilerde görevli İmam - Hatip ve Müezzinler de, görevlerini en iyi bir biçimde yapıyorlar.

        Tarım İşlerine gelince, yeni atanan İlçe Tarım Müdürü Ersan Bayraktar, birimin eski memuru olduğu için işinin yabancısı değil. Başarı ile görevini yürütürken, maiyetinde çalışan Ercan Ulutaş, başarısı ve gayreti ile dikkati çekiyor.

       Hemen belirtmeliyim ki, açıkladığım bu isimler, ötekilerinin iyi çalışmadığı, yani karne notlarının düşük olduğu anlamına gelmiyor.

       Başarısız olanları ve vatandaşın işini zorlaştıranları gücenseler de, başka bir yazımda Belediye çalışanlarını yazarken, zaten açıklayacağım.

        Titiz çalışmaları ve gayretleriyle her zaman vatandaşların yanında olan, yukarıda açıkladığım ya da açıklamadığım bütün kamu görevlilerini, buradan takdirle yad ediyorum.

        Onların, gönüllerinden geçen daha üst görevlere ulaşmalarını diliyorum.