İlahi hükümlere göre Devlet, yeryüzünde Allah’ın gölgesidir. Onu yönetenlerin bu gölgeye sığınıp, halkı korunaksız bırakmaları düşünülemez. O sebeple, biri Sağlık Bakanı’na, diğeri Tarım Bakanı’na olmak üzere, Devlet’e iki açık mektubum var. Saray (Tekirdağ), 14 Aralık 2012 Sayın Prof. Dr. Recep AKDAĞ Sağlık Bakanı
Sayın Bakan; Hükümetinizin, sağlık alanında vatandaşı mutlu eden başarılı politikalarını, takdirle izliyoruz. Bunu, hükümetinizin “halk sağlığı” na verdiği büyük bir önem olarak kabul ediyor ve halk olarak, “sırf bu sebeple” sizi destekliyoruz. Onun içindir ki, girdiğiniz ikinci ve üçüncü seçimde de partinize desteğimizi sürdürerek, sizi iktidarda tutmaya devam ettik. Yönetimde başarı sağlayan ve ürettiği politikalarla halkı mutlu eden siyasi iktidarlar, dünyanın her yerinde kalıcı olurlar. Sizi, 10 seneden beri başımızda tutmamızın sebebi de, işte bundandır. Sağlık Bakanı olarak, uzunca bir süre sürdürdüğünüz görevinizde başarı sağladınız. O sebeple ve eskilerin deyimiyle, “Marifet, iltifata tabi olduğu için”, her türlü takdir ve iltifata layık oldunuz.
AMA ... BAŞARILI POLİTİKANIZDA, ÇÖZÜLMELER VAR! Ne var ki, başarılı sağlık uygulamalarınızda son zamanlarda “çözülmeler” görülüyor. Attığınız olumlu adımlarda, kararlılığınızı sürdüremiyorsunuz. “Örnek verin” derseniz, bir kaçını hemen söyleyeyim. * İlaç bedeli olarak çalışandan % 20, emekliden % 10 oranında katkı payı alınırken, raporlu hastalardansa bu bedel hiç alınmazken, uygulamada katkı paylarını artırdınız. O kadar ki, raporlu hastalardan bile, kimi ilaçlar için bu para şimdi alınıyor. * SGK’lı hastaların, Özel Hastanelere de gitmesinin sağlanması, halkımızı mutlu etmiştir. Halk, bunu hükümetinizin başarı hanesine yazmıştır. Lakin, Özel Hastanelerin katkı payları cep yakıyor. Bu hastaneler, devletin %10 gibi küçük bir katılımına karşın, tedavi bedelinin % 90’ını hastalardan alıyorlar. Bu yetmiyormuş gibi bu hastanelerden kimileri, düzenledikleri hayali faturalarla, halkın sırtından devleti soyuyorlar. Mesela, erkeğe gebelik testi yapıldığını, kadına mutluluk çubuğu takıldığını, bu hastanelerde duyduk. * Kimi hekimlerin, hasta yakınları tarafından darp edilmesini üzüntüyle izliyor, katiyen tasvip etmiyoruz. Amaaa... Kimi hekimlerin de, hasta ve yakınlarına karşı agresif tavırlarıyla, bu ortamı yarattıklarını görüyoruz. Buna bir çare bulmak da, Bakanlık olarak size düşüyor. Mesela, 184 Yakınma Hattı, uygun bir uygulamadır. Öte yandan, 4 yıl önce genişletilme törenine bizzat katıldığınız bizim hastanemize (Tekirdağ/Saray Devlet Hastanesi’ne), yıllardan beri “Uzman Hekim (KBB, Göz, Ortopedi)” tayin etmemenizin sebebini, bir türlü anlamıyoruz.
ŞİMDİ, GELELİM ESAS MESELEYE Sayın Bakan, Kimi şarlatanlar kurutulmuş otları paketleyip, kalp, damar hastalıklarından tutun da, cinsel bozukluklara kadar her hastalığı tedavi ettiklerini öne sürüp, bunları peynir ekmek gibi satıyorlar. İsteyenin adresine gönderiyor, ya da açtıkları reyonlardan pazarlıyorlar. Günün her saatinde, -sözüm ona bu ilaçların(!)- televizyonlarda reklamını yaparak, halkı kandırıyor ve bal gibi dolandırıyorlar. Bakanlığınızın üst düzey bir yetkilisi, “Bu şarlatanların eski para değeri olan trilyonlarla ifade edilen büyük paralar kazandıklarını, paranın bir kısmını kendilerine, bir kısmını da televizyonlara gelebilecek cezalar için ayırdıklarını, o sebeple çekinmeden bu işi yaptıklarını” söylüyor. Aynı yetkili, Bakanlık olarak buna engel olamadıklarını da itiraf ediyor. Doğru ise, bu durum devletin çöktüğünün ya da bu işin suç ortaklarının, devletin içinde bulunduğunun kanıtıdır. Daha fazla yorum yok! Selamlarım, saygılarımla birliktedir. Cevabınız olursa, bu sayfada yayınlarım. *** Saray (Tekirdağ), 14 Aralık 2012 Sayın Mehdi EKER GıdaTarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Bakan, Sağlık Bakanı’mız gibi, size de takdirlerimiz var. Bu takdiri hak ettiğiniz, bu görevde uzun süre kalmış olmanızdan anlaşılıyor. Lafı uzatmadan, sizin Bakanlığınızla ilgili yakınmaları da, burada sıralamak istiyorum. Halkımızın ilk merakı ve şikayeti şudur ; “Siz, Bakanlık olarak, insan sağlığı için neden ilaç ruhsatı veriyorsunuz?” Acaba, “İnsan, zaten sosyal bir hayvandır.” görüşüne inandığınız içi mi bunu yapıyorsunuz? Sağlık Bakanlığı’ndan ilaç ruhsatı alamayanların, sizin Bakanlığınızdan ruhsat aldıkları, yukarıdaki mektupta belirttiğim ot ilaçlarına, Bakanlığınızın ruhsat vermesinden anlaşılıyor. Şimdi, geri çekmiş olsanız da, bu ruhsatları baştan acaba neden verdiniz?
ŞİMDİ, GELELİM YİNE ESAS MESELEYE Daha önce, “hileli” (sağlığa aykırı) et ürünlerinin küçük bir kısmını teşhir ettiniz. İçlerinde, namlı markalar da vardı. Badema, “Et ürünlerindeki sığır etlerine, kanatlı hayvanların etleri karıştırılmayacak.” dediniz. Dediniz, ama piyasada hala bu karışık et ürünlerinden geçilmiyor. Bal aroması ve glikoz karışımından üretilip, televizyon reklamlarıyla satılan sahte “bal”ları da teşhir ettiniz. Üstelik bunu, Sağlık Bakanlığı’yla birlikte yaptınız. Halkımız, bu tavrınızdan büyük mutluluk, size karşı da büyük güven duymuştu. Sahte ballar, kısa bir süre için piyasadan çekildi. Fakat, bu ayrılık uzun sürmedi. Televizyon kanallarındaki reklamları ve evlere servisli satışları yine başladı. Ve, büyük bir hızla devam ediyor. Üstelik, yanında “polen” bile veriyorlar. Ayrıca, Bakanlığınızdan ruhsat aldıklarını da söylüyorlar. Sayın Bakan, Geçen hafta, hileli “yoğurt ve peynirleri” de teşhir ettiniz. 30’a yakın üretici firmadan, namlı hiç birine rastlamadık. Halk tabiri ile, “garibanları” iyi yakalamışsınız. İyi de yapmışsınız. Peki, anlı-şanlı hileciler nerede? Kamu oyunda, bütün süt ürünlerine hile karıştırıldığını, mesela hemen bir çok yoğurda - uzun süre bozulmaması için - domuz jelatini katıldığını, tere yağılara bitkisel yağ karıştırıldığını, yağı alınan sütlerden peynir yapıldığını ve bunların içine bitkisel yağ karıştırıldığını ve de hijyen kurallarına riayet edilmediğini sıradan insanlar değil, işin uzmanları söylüyor. Bu durumu, artık herkes duyduğuna ve bildiğine göre, sizin bilmemeniz hiç mümkün mü? Bu hataları düzelttiğiniz ve halk düşmanlarının üstüne – ayırım yapmadan - cesaretle gittiğiniz takdirde, başarılarınız daha da artacaktır. Selamlarım, size de saygılarımla birliktedir. Cevabınız olursa, bu sayfada yayınlarım.
|