Cumhuriyet Halk Partisi Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gelen büyükşehir yasası ile ilgili İçişleri Komisyonu’nda kaldırılacak olan köylerin tüzel kişiliklerinin olumsuzluklarını Tekirdağ’dan örneklerle anlatırken köylerdeki tüzel kişiliklerin kaldırılacak olmasına sert tepki gösterdi.
Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü TBMM İçişleri Komisyonu’nda görüşülmeye başlanan Büyükşehir Yasa Tasarısı hakkında fikirlerini İçişleri Bakanı’nın da hazır olduğu toplantıda dile getirdi. Tekirdağ ilinin büyükşehir olmayı çoktan hak ettiğini ancak Çorlu’nun ikiye bölünmesinin sonucunda yaşanacak sıkıntıları ve yasa gereği tüzel kişiliklerini kaybedecek köy ve beldelerin yaşayacağı problemleri Komisyon üyeleriyle paylaştı.
Köprülü Komisyondaki konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Değerli Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; tabii öncelikli olarak partimden, diğer muhalefet partilerinden yapılan konuşmaların yasa ile ilgili bazı önemli bölümleri, komisyon üyelerimize, kamuoyuna anlatılmasını çok önemli görüyorum. Ve bazı tekrardan da kaçmak adına özellikle yasa tasarısının, Anayasa’ya aykırılık iddiasıyla ilgili Anayasa Komisyonuna gitmemesini de bir telaş, bir şaşkınlık, bir panik, bir an evvel bu yasayı geçirelim de bir yıllık zaman şartına takılmayalım şeklinde, demokrasiyle, yasama organının faaliyetleriyle bu anlayışı bağdaştıramadığını söylemek istiyorum.
İKTİDAR KÖYLERİN MAL VARLIKLARINA GÖZ DİKMİŞTİR
Tabii şu yasanın içerisinde çok fazla değişiklik var. Bunlardan en önemlisi, köylerin tüzel kişiliğiyle ilgili durum. Şunu açık olarak anlıyoruz ki, iktidar özellikle köylerin kazanımlarına, köylerin gayrimenkullerine, mal varlıklarına, bunların hizmet anlamıyla köylere döndüğü tüm köy kazanımlarına göz dikmiştir.
TARIMDA KULLANILAN SU ŞEBEKE SUYU OLARAK FATURALANDIRILACAK
Yeni getirilen vergilerle, harçlarla. Her ne kadar bunları beş yıl erteleseniz de bu bir şekilde gelecek insanların önüne. Ee, o zaman, bu bedeller vatandaşın, kırsalda yaşayan insanların cebinden çıkacak. Siz her ne kadar su paralarını düşürseniz de, dörtte 1'ine indirseniz de bugün kırsal yaşamın olmazsa olmazı hayvancılıkta, tarımda, bağ bahçe sulamada kullanılan suyun şebeke suyu şeklinde değerlendirilmesi ve bu bedelin insanlardan toplanması kırsalda nasıl karşılanacak? Bunlar çok ciddi problemler.
TEKİRDAĞ’DA BUNUN MÜMKÜNATI YOK
Tabii Türkiye’de özellikle 16 bin 82 tane köyün tüzel kişiliği kaldırılıyor. Şimdi, Sayın Bakan bir açıklamada bulundu dedi ki -keşke öyle olsa, artık köy tanımlaması yok, buralar birer mahalle oldu.- “Köyler de artık kentleştikleri için, artık şehirleştikleri için bunlara zaten ihtiyaç kalmayacak şeklinde bir beyanda bulundu. Şimdi, bu biraz şapkadan tavşan çıkarmaya benziyor. Nasıl? Bu akşam yatacağız, sabah kalkacağız, köyümüz şehir olmuş. Ne yapacak köylü? Hayvanlarını ahırdan serbest mi bırakacak? Tarlalarını ekmemeye mi başlayacak? Bu şehirleşme nasıl olacak bir anda, nasıl gerçekleşecek? Benim kendi bölgem Tekirdağ’da bunun mümkünatı yok. İlçelerim var, 70 tane köyü olan ilçe var, bu köylerin hepsi mahalle oldu. Dolayısıyla, bunun gerçekleştirilebilme, uygulamaya dönük şansının olmadığını düşünüyorum. Eğer varsa da vatandaşın, köylülerin bundan çok büyük bir zarar göreceğini düşünüyorum.
HALKIN İRADESİ İÇİN REFERANDUM OLMALIDIR
Eğer bu kanuni kriterler değişirse o başka bir konudur ama büyükşehir belediye yaptığımız 13 tane il ve ilin mülki sınırlarını değiştirdiğimiz mevcut 14 tane büyükşehirde, belde vasfını kaybetmemiş, referandumla, halk iradesiyle kurulmuş belediyeleri hangi güçle buradan referandum yapmadan kaldırabiliyoruz? Ne büyük bir iktidar, ne büyük bir güç ki, referandumdan, halkın iradesinden bile kendini daha yetkin görüyor.
Bu, ne hukuk mantığıyla ne demokrasiyle ne de halkın iradesine saygıyla bağdaşabilir. Ben, bu şekilde, Türkiye’de, özellikle 27 tane büyükşehir belediye kapsamı içerisinde kalan beldelerde referandum yapılmasını bir zorunluluk olarak görüyorum. Hiç olmazsa halkın iradesine bir saygı bakımından zorunluluk olarak görüyorum.
TEMSİL HAKKI OLMAYAN YERDE HİZMETTE OLMAZ
Tekirdağ ili de büyükşehir belediye kapsamında olan yerlerden biri. Şimdi, sürpriz gibi saklandı. Tekirdağ’ın ne kapsamda, nasıl bir şekilde ve yahut da hangi bölgelerin yeni ilçe olacağı. Tekirdağ ilinin 256 tane köyü var. Bu 256 tane köy gitti. Devamında, 24 tane beldesi vardı, 2 belde ilçe olmak bir tane de yeni merkez ilçeyle 3 tane yeni ilçe, 22 tane belde kapandı. Nasıl kabul edelim, nasıl buna evet diyelim? Şimdi, İstanbul Kocaeli örneği veriliyor. Allah aşkına İstanbul’un kırsal nüfusu, bakın, yüzde yarım. İstanbul’da kırsal nüfus yüzde yarım, Kocaeli’nde kırsal nüfuz yüzde 6. Benim ilimde yüzde 38. İşte söylüyor Sayın milletvekilimiz, Muğla’da yüzde 55, Balıkesir’de bu kadar, diğer illerde bu kadar. İstanbul örneğiyle, İstanbul modeliyle biz yüzde 40, 50 kırsal nüfusu olan bir yere nasıl hizmet götürebiliriz? Ben şunu söylüyorum: Mahalle muhtarlıklarıyla köy muhtarlıkları birbirinden farklı. Mahalle muhtarının mahallesini temsil etme şansı yok. Ama köy muhtarlarının temsil hakkı var ama bugün o temsil hakkı elinden alındı. Temsil hakkı olmayan yerde, hizmet de olmaz.
KÖYLÜNÜN TARLASI ŞEHİRLEŞMİŞ NÜFUS İÇİN KULLANILACAK
Tekirdağ’da bu modelde, tüzel kişiliği kalkan 256 tane köy muhtarı, belediye başkanlarının kapısında hizmet dilenen adam olur, başka da hiçbir şey olmaz. Belediye başkanlarının kapısında hizmet dilenirler ama köy tüzel kişiliklerine sahip olduklarında, kendi kararlarını kendi alabilme yetileri var. Bugün benim iki bin dönüm arazisi olan köyüm var. İki bin dönüm arazisini köy muhtarı icara verip geliriyle köye hizmet yapabilme şansına sahip. Ama o iki bin dönüm tarlası, şimdi şehirleşmiş nüfusun ihtiyaçları için değerlendirilecek bir mülk hâline geldi. Bu modelde köy muhtarları, köylerindeki köy kahvesini bile kiraya veremezler. İlçe belediyelerinin, büyükşehir belediyelerinin istedikleri adamlara verebileceği yerler hâline gelir. Gerçek bu.
50 BİN NÜFUSLU MAHALLEYİ 5 BİN NÜFUSLU BELDEYE BAĞLADILAR
Şimdi, Tekirdağ’a döneyim. İki tane beldeden ilçe kuruldu, bir tane de kanun tekniği gereğince bir merkez ilçesi kuruldu. Şimdi, Tekirdağ’ın en büyük ilçesi Çorlu ilçesi, nüfus bakımından, seçmen sayısı bakımından. Herkes bekledi, acaba neyle karşılaşacağız, acaba neyle karşılaşacağız. Değerli milletvekilleri, Sayın Başkan, Sayın Bakanım; Çorlu ilçesinin iki mahallesi -bunu söylemek zorunluluğum var- Sağlık Mahallesi, Yeşiltepe Mahallesi, ikisinin toplam nüfusu 50 bin. Çorlu belediye sınırlarından alındı bu 50 bin nüfuslu iki mahalle, 5 bin nüfuslu bir beldeye mahalle yapıldı. 50 bin nüfusu aldılar, 5 bin nüfuslu bir beldenin mahallesi haline getirdiler. Şimdi, diğer kategoriye bakıyorum. İki tane, o beldeden daha büyük belde kapatıldı, o beldeye bağlandı. Çorlu’nun gelişmesinin önü tıkandı. Çorlu’da yaşayan insanlarla sanayi tamamen birbirinden bağlantısız bir biçime sokuldu. İnsanlar umutla beklediler fakat o umutlarının karşılıkları da hüsran oldu. Özellikle teknik boyutu, yaşanır geneli, Türkiye ile ilgili konular evet tartışılacak ama kendi bölgemle ilgili, özellikle Çorlu ilçesiyle ilgili alınan karardan dönülmesi gerekmektedir. Marmaracık ilçesinin kurularak Çorlu’nun ikiye bölünmesi Tekirdağ’a ve özellikle 300 bin nüfusun yaşadığı Çorlu’ya yapılacak büyük bir yanlıştır. Siyasi kaygılarla hareket etmek her zaman siyasi başarıyı getirmez Tekirdağ’da da olacak olan budur ama bunun bedelini maalesef ki bölgede yaşayan insanlar, o bölgede yaşayan halk ödeyecektir. AKP bu yanlışından derhal dönmelidir.
|