|
||
Dünya, Vahşeti Seyrediyor ! | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Suriye’yi, iki defa gezdim ve gördüm. Tek partiye ve tek adama dayalı despot “Baas Rejimi, halkını insan gibi değil, bir davarı güder gibi yönetiyor. O sebeple ülke, mutlu insanların yaşadığı bir ülke değil. Onlara bulaşmak da, bizim işimiz değil ! Bu konuya, başka bir yazımda da değinmiştim. Adına “Arap Baharı” denilen, Arap halklarının yönetimlerine karşı baş gösteren kalkışmasında, Suriye halkının da özgürlüğüne kavuşacağını sanmıştım. Öteki ülkelerde sonuç alınırken, Suriye’de öyle olmadı. Olamazdı, çünkü Amerika’nın dünyayı kandırarak, haksız bir gerekçeyle Irak’ı işgal etmesi ve halkını birbirine kırdırması, dünyanın gözünü açtı. Ve bu defa, Amerika’nın dediği olmadı. Olan, Suriye halkıyla, Amerika ve müttefiklerinin gazına gelen Türkiye’ye oldu. Ben, dış politika uzmanı değilim. Konunun çok teknik ve uluslararası siyasi boyutuna giremem. Ama, Allah’ın yarattığı ve bu dünyada bir defa yaşama hakkı kazanmış insanların, megaloman güçler tarafından bu haklarının ellerinden alınmalarından üzüntü duyarım. Şimdi, Suriye’de bu “dram” yaşanıyor. Çeşitli etnik gurupların yıllardır bir arada yaşadığı ve refahtan oldukça yoksun olan bu ülke halkı, ne yazık ki birbirine kırdırılıyor. TÜRKİYE, AMERİKA’NIN MAŞASI ! Amerika’nın, Irak’ı işgal etmesine karşı Türkiye’nin tarafsız kalması pişmanlık yaratmış olmalı ki, Türkiye bu defa tarafsız kalmak istemiyor. İyi, ama “Kraldan kralcı” olup Amerika’nın gazına gelmesi, yine kazandırmıyor ve yine kaybettiriyor. Saddam’ın nükleer silah ürettiğini bahane edip Irak’ı işgal eden ve iddiaları boşa çıkan Amerika, uluslararası arenaya artık güven vermiyor. Irak’ın işgali için Birleşmiş Milletler’den aldığı kararı, Suriye için artık alamıyor. Alamayınca da, Türkiye’yi maşa olarak kullanmak istiyor. Bakınız, en kadim dostu İngiltere bile, Suriye konusunda Amerika’ya, -laftan öte- eskisi kadar destek vermiyor. Rusya, Çin ve İran, bu ülkenin Amerika tarafından işgaline kesin olarak karşılar. O sebeple, Amerika’nın Birleşmiş Milletler’den karar çıkarması, tamamen imkansız. İşin kötü tarafı, Türkiye’nin Amerika’nın maşası gibi kullanılmasına da, bu ülkeler son derece öfkeliler. O sebeple, Suriye’ye karşı olan tutumumuza, hiçbir ülke bize destek vermiyor. Topraklarımızda yedirip içirdiğimiz Suriyeli mültecilere karşı, hiç kimse “Aferin” demiyor ve yardım etmiyor. Dünya, Suriye’de yaşanan vahşeti sadece seyrediyor. SURİYE’DEKİ İÇ SAVAŞ, ÜRKÜTÜYOR ! Suriye’de şiddetli bir iç savaş yaşanıyor. Suriye halkı, birbirine kırdırılıyor. Her gün yüzlerce masum insanın öldürülmesi, büyük bir insanlık ayıbıdır ve günahtır. Öyle sanıyorum, kemikleşmiş Baas rejimi yanlıları, Beşar Esad’dan mücadeleyi bırakmamasını ve katliamlara devam etmesini istiyor. Üç büyük ülkenin desteği de, vahşeti durmadan körüklüyor. Kendi halkına savaş ilan eden ve halkını öldüren Müslüman bir ülkenin Devlet Başkanı nasıl bir Müslümandır, orası da bilinemiyor. Beşar Esad, azıcık akıllı bir adam olsaydı, çaldığı paralarla kendini kabul eden bir ülkeye gider, ömrünün sonuna kadar rahat bir yaşam sürebilirdi. Böylece. yüz binlerle ifade edilen o masum insanlar da ölmezdi. Adam, öyle arsız ki, Saddam’ın, Hüsnü Mübarek’in ve Kaddafi’nin akıbetini de göz ardı edebiliyor. GELELİM KENDİ DERDİMİZE Bu olayda Türkiye, dertsiz başını derde soktu. Başka bir söylemle, Kürt Meselesi yetmiyormuş gibi, bir de bu derdi başına sardı. Türkiye şimdi, önümüzdeki ay yapılacak olan Amerika’nın Başkanlık seçimlerini bekliyor. Başkan Obama, seçimi tekrar kazanacak gibi görünüyor. Kazanmasa da, Amerika’nın dış politikasında önemli bir değişiklik beklenmiyor. Eğer, Rusya ile Çin izin vermezse, Amerika bu ülkeyi işgal edemeyecektir. İran da, Suriye’nin ayrı bir destekçisidir. Türkiye’nin, Amerika’nın gazına gelip ve tahriklere kapılıp Suriye ile sıcak bir çatışmaya girmesi yanlıştır. Çin’i ve Rusya’yı karşımıza alamayız. İyi bir dost olamadığımız İran’la düşman olamayız. Terörün önlenmesi konusunda bize hiçbir destek vermeyen Amerika’ya, şimdiye kadar verdiğimiz destek yeter. Biz, Kemal Sunal filmlerindeki gibi, “Sahte Kabadayı” olmayalım. İktidarda ya da muhalefette olduğu belli olmayan MHP’nin verdiği destekle alınan tezkere, Suriye ile bir savaş için kullanılamaz. Halkımız, kimilerinin keyfi için sebepsiz yere, hiç kimseyle savaşmak istemiyor. KÜRT MESELESİ, YETİP ARTIYOR ! Amerika’nın, Ortadoğu’daki planları bizi zora sokuyor. Bu ülkenin bizden vazgeçmesi imkansız, ama o destek vermezse bu Kürt Meselesi’ni çözmemiz de imkansız. Bizi, kendine mecbur kılan Amerika’nın karşısında, Barzani kadar itibarımız yok. Amerika’nın dostluğunu, tabii ki kaybetmek istemiyoruz. Ama, topraklarımızı bölmek isteyenlere ve askerimizi, polisimizi her gün şehit edenlere karşı da, artık sabrımız kalmadı. Terörle mücadelede verdiğimiz kurbanlar içimizi yakarken, durduk yere Suriye ile savaş da ne demek oluyor? Başbakan, kime güveniyor? 93 Harbi’nde, askere alınan üç çocuğunu kaybeden Erzurum’lu Salih Efendi, dördüncü çocuğunu da kaybedince, Padişah Abdülhamid’e öfkeyle haber gönderip, “Söyleyin o muhtereme, benim şeyime güvenip, önüne gelene zırt pırt savaş açmasın.” demek zorunda kalıyor. Çocukları terör kurbanı olan vatandaşlarımız da, Suriye ile savaş sözünü duyunca, Başbakan Erdoğan’a şimdi herhalde aynı haberi gönderiyorlar. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.