Günümüzde "Argo" kültürü ve alt kültürlerinin günlük yaşantımızın içinde doğurduğu olgulardır. Bu olgular hayatımızın bir parçası haline gelirken, sıkça kullandığımız "argo" günlük yaşantımız içinde türeyen aslında var olan bir dildir. Ülkelere göre irdelersek her ülkenin kendi dili dışında çok çeşitli "Argo Dili" de vardır. Ancak, "Argo Dili" Türkiye'de biraz daha fazlaca kullanılır. Türk toplumunun konuşma tarzı ve yaşadıkları bölgeden kaynaklanan bazı gerekçelerden dolayı argo dilini, özellikle “varoşlarda” yaşayanlar, “serseri takımı,” “eğitim düzeyi düşük,” toplumca “dışlanmış” insanlar kullanmaktadırlar. "Argo Dili" ile ilgili yapılan bir araştırma sonucunda elde edilen veriler aşağıda tanımlanmıştır. Argo nedir? Kimler kullanır?
“Argo Dili” hepimizin günlük yaşantısının bir kesiminde mutlaka yer almıştır. Kendimiz kullanmamış olabiliriz: ama çevremizden duymuşuzdur. Hele “ön gençlik” ve “gençlik” dönemlerinde mutlaka arkadaşlarımız kullanma özentisi yaşamışlardır. “Argo” bağımsız bir kültür değildir; ama her kültürün bir “argosu” varır. Örneğin; kadın, denizcilik, hapishane, cinsellik, vb. “Argo,” toplumda var olan, konuşulan, resmi ve ana dil dışında ‘oluşan,’ resmi nitelik taşımayan,’ günlük yaşantımız içinde ‘türeyen’ aslında ‘var olan’ bir dildir. Ülkelere göre irdelersek her ülkenin kendi dili dışında çok çeşitli “Argo Dili” de vardır. İngilizce, Fransızca, Almanca, Rusça veya Türkçede olduğunun aksine; ‘dilbilgisi kurallarına’ uyum göstermeyen, ‘asi ruhlu,’ ‘protest,’ ‘kolaycı/kestirmeci’ ifade şeklinin Türkçe içindeki sözcükleri ve deyimleridir. “Argo” kültürümüzün ve alt kültürlerinin günlük yaşantımızın içinde doğurduğu olgulardır. (bebeklerdir.) “Argo sözcükler ve deyimlere” yaşam trafiğinde sürekli başkalaşım gösterdikleri için yenileri eklenir. “Argo” türlü alt kültürlerde örneğin; hapishanede, kışlada, okulda, gemide, her birinde üretilen argo sözcük ve deyimler kendine özgüdür. Ayrıca, sinema, tiyatro, TV dizisi, roman, öykü dilinde argo sözcük ve deyimlere yer veren konuların işlenmesi dünyada ve ülkemizde çok sık rastlanan bir uygulamadır. Türk tiyatrosunda “Keşanlı Ali Destanı” örnek olarak gösterilebilir. Her alt kültürün argo sözcük ve deyimleri “anonimdir,” kendi içinde her gün yenileri eklenir
Peki ... “Argoyu” kimler kullanır?
Bu sorunun yanıtına öncelikle Osmanlı Tarihi ile başlayalım. O dönem başta “külhanbeyi,” “ayaktakımı,” ve “tulumbacı” olmak üzere “dolandırıcı,” “pazarcı” ve “Romanlarda” “argo” oldukça yoğun konuşulurdu. En çok “mizah” ve “küfürlü” söyleşilerde kullanılırdı. Günümüzde ise, “her zaman,” “her yerde” kullanılmayan ya da kullanılması hiç hoş karşılanmayan; özellikle “varoşlarda” yaşayanların, “serseri takımının,” “eğitim düzeyi düşük,” toplumca “dışlanmış” insanların kullandıkları, onlarla “özdeşleşmiş” sözcük ve deyimlerdir. Ancak, “buluğ çağı” sürecindeki “öğrenciler,” “madde bağımlıları,” “kumarbazlar,” “kabadayılar,” “eşcinseller,” “travestiler,” ile “mahkum ve tutuklular” ve “genelev çalışanlarının” da “Argo Dili” vardır. Toplumumuzda “kariyer sahibi,” “eğitim düzeyi yüksek,” “görgülü” ve “denli,” “uygar” “ortalama bir insan” “Argo Dilini” kesinlikle kullanmaz. Kullanırsa “kaba-saba,” “itici” ve özellikle “saygısız” olarak algılanacak, toplumda kendine yer bulamayacak, DIŞLANACAKTIR. Bir “eğitimci” hiç “argo sözcük” KULLANIR MI? |