Yahudiler, “Müşteri daima haklıdır, bilhassa haksız olduğu zaman” derler. Ve bunu yazıp, dükkanlarının duvarlarına asarlar. Hemşerimiz İsmet Bilecen, bu sözü söylediğimde önce çok şaşırmıştı, ama şimdi o da alışıyor. Haksız olduğu halde haklı olmak, gerçekten insanı şaşırtıyor. Bir insan ya da bir misyon, haksız olduğu halde, nasıl haklı olabilir? Bu, bir çelişki değil midir? Bunu, mantıkla bağdaştırmak hiç mümkün olabilir mi? Özellikle Yahudi tacirlerin, müşterileri için söyledikleri bu söz, nasıl doğru olabilir? Bunu, Yahudi tacirlerle konuştum. Mesela, toptancı tüccar Sabetay Benbuhar bu söz için bana, “Evet, doğrudur. Biz bu sözü doğru kabul ederiz ve müşterilerimize hep öyle davranırız.” dedi. Ticari düşünceyle, sebebini de anlattı. Söylemleri mantık süzgecinde haksızdı, ama onun ticari anlayışına göre haklıydı. Bunu, bir “paradoks” gibi algılayan değerli hemşerimiz İsmet Bilecen’e ilk söylediğimde, çok şaşırdı ve kabullenemedi. Ama, ticari ilişkileri yoğunluk kazanıp başarısı artınca, o da bu söze artık alışıyor. AKP, HAKSIZ OLDUĞU HALDE, NEDEN HAKLI ? Dönemin koalisyon hükümetinin sebep olduğu ekonomik krize bir tepki olarak, halkın tek başına iktidara getirdiği Adalet ve Kalkınma Partisi, 10 seneden beri iktidarını sürdürüyor. Üstelik, ilk seçimden sonra girdiği diğer iki seçimde de, oyunu artırarak iktidarda kalıyor. Eğer, oyların sayımında bir “katakulli” yoksa, son girdiği seçimde, her iki seçmenden biri, bu partiye oyunu verdi. % 50 oy oranı, bir siyasi parti için, iyi bir oy oranı demektir. Ne var ki, iki seçmenden biri oyunu verirken, diğeri vermedi. Yani, halkın diğer % 50 si, başka bir söylemle diğer yarısı, bu partinin iktidar olmasını istemedi. Demokrasilerde seçmen çoğunluğunun gözetilmesi, daha doğrusu seçim kanunlarındaki çarpıklıklar bırakın % 50 yi, % 30-35 le bile, bir partiyi tek başına iktidar yapabiliyor. ŞİMDİ, HALKIN DÜŞÜNCESİNE BAKALIM Yaptığı kamuoyu araştırmaları ile bugüne kadar doğruları ortaya koyan ve güven kazanan Stratejik Düşünce Enstitüsü, gündemde öne çıkan konularla ilgili olarak, 14 İl merkezi ile 58 İlçe merkezinde bir araştırma/anket yaptırıyor. Ankete göre, ülkemizin en büyük sorunu olan “terör” konusunda, halkımızın % 73.3 ü, “Bu iktidar, terörle mücadelede başarısız” diyor. Adına, daha sonra demokratik açılım dedikleri “Kürt Açılımı” konusunda ise, halkın % 75.5 i, bu iktidarın, bu sorunu çözemeyeceğini söylüyor. İktidarın, Suriye konusundaki düşüncelerini ve girişimlerini, halkın % 48.8 i, yanlış buluyor. Halen sürmekte olan Ergenekon ve Balyoz davaları konusunda düşünceleri sorulan halkın % 35.8 i, bu davaların “siyasi maksatlı” olduğunu söylüyor. Halkın % 36.4 lük bölümü, davaların sonucunu merak ettiği için, sonuna kadar gitmesini istiyor. Bu konuda her bakıma kuşkulu olanların oranı ise, % 27.8 Yakın geçmişte yaşanan “Uludere Olayı” konusunda görüşleri sorulan halkımızın % 30.2 lik bölümü, hükümetin tavrını ve politikasını olumsuz buluyor. Halkın önemli bir kısmı, olayı henüz çözemezken, sadece % 27.1 i, hükümeti bu konuda destekliyor. Durduk yere ortaya atılan kürtaj ve sezaryenle doğum hakkında görüşleri sorulan halkımızın % 52.5 lik kısmı, hükümetin tavrını doğru bulmadıklarını ve Başbakanın bu konudaki görüş ve ifadelerine katılmadıklarını beyan ediyor. Kararsızlar bir kenarda dururken, olumlu bulanların oranı % 37. Yani, üç kişiden sadece bir kişinin hükümete desteği var. Halkımızın % 54 ü, Başkanlık Sistemi’ne karşı olduklarını belirtirken, geri kalanları zaten sistemin ne olduğunu ve ne getirip, ne götüreceğini bilmiyorlar. Dini cemaatlere olumlu bakanların oranı % 35.9 da kalırken, halkın % 63.1 i, laikliği savunuyor. Halkın % 40 ı, 4+4+4 olarak ifade edilen yeni ve kesintili eğitim sistemine olumlu bakarken, diğerleri sistemi henüz anlayabilmiş değil. BU NE PERHİZ, BU NE LAHANA TURŞUSU ? Stratejik Düşünce Enstitüsü, gündemde yer alan bütün konular hakkında halkımıza soru yöneltiyor. Halkın çoğunluğu, iktidarın tutumunu onaylamazken, son olarak sordukları soruya verilen cevap ise, insanı şaşırtıyor. Anketör soruyor. “Peki, önümüzdeki seçimde oyunuzu kime vereceksiniz?” Halkın % 49 u AKP’ye, % 25.9 u CHP’ye, % 14.1 i MHP ye ve % 6,3 ü BDP’ye oylarını vereceklerini söylüyor. Demek oluyor ki, iki kişiden biri, yine AKP’nin iktidar olmasını istiyor. Peki, o zaman bu ağlanmak niye? İktidarın hemen bütün icraatından, bu yakınmalar niye? Kısacası, bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin “haksız” olduğu halde, neden “haklı” olduğunu şimdi anladınız mı? Yahudilerin, haksız olduğu durumlarda bile müşterilerini haklı görmelerinin sebebini, şimdi anladınız mı? Değerli okuyucularım, sözün kısası ; AKP, daima haklıdır. Anket ortada. Bilhassa haksız olduğu için, bu parti daima haklıdır.
*** Süleyman Hoca ile, Musikiye Yolculuk Hemşerimiz Süleyman Erdegül, Türk ve Batı Musikisi’nin nazariyatını da, icrasını da çok iyi biliyor. İlçemizde, bu güne kadar açtığı kurslarda, çok sayıda öğrenci yetiştirdi. Musikiye, benim de tutkum var. O sebeple, hocanın kimi derslerine, izleyici olarak ben de katıldım. Hoca musikiyi, pratik ve teorik olarak öğrencilerine iyi bir biçimde öğretinceye kadar uğraş veriyor. Çok çalışıyor, ama hiç yorulmuyor. Saray Belediyesi’nin takdir gören yaz kurslarının içinde, Müzik öğretimi de var. Erdegül Hoca, şimdi bu kurslarda da ders veriyor ve öğrencilerini yetiştirmeye devam ediyor. Nota, usul ve solfej öğretiminin yanında, öğrencilerine gitar ve keman çalmasını da öğretiyor. Hocanın yıl sonu konserleri ise, çok keyifli ve çok başarılı oluyor. Belediyenin takdir gören bu başarılı etkinliğine, musikiye meraklı ve yetenekli çocuklarını mutlaka göndermeleri için, değerli velilerimize buradan sesleniyorum. Bu köşeden daha önce de yaptığım gibi, öğrenci yetiştirmeyi bir “hobi” gibi gören hemşerimiz Süleyman Erdegül’ü tekrar kutluyor, çalışmalarında başarılar ve kolaylıklar diliyorum. |