Yeni sisteme karşı değilim, ama kurgulanmasından ve uygulanmasından kuşkularım var. Çünkü, “etki”ye karşı bir “tepki”nin ürünü olarak ortaya çıktı. Bir gün gelecek, bu da tepkisiz kalmayacak.
İrtica’nın önlenmesi maksadıyla, 1997 yılında yaşanan 28 Şubat Olayı’nın bir “aksiyon” olduğu, bunun elbet bir “reaksiyon”unun olacağı, daha o zaman belliydi. İlköğretimin, zorunlu olarak 8 yıla çıkarılması, 1980 yılından itibaren Türkiye’nin gündemindeydi. 17 yıl bekleyen siyasi irade, birden bire bunu yaptı ve sırf İmam Hatip Liseleri’nin orta bölümlerini kapatmak için, 28 Şubat olayı çerçevesinde 8 yıllık zorunlu eğitimi devreye soktu. Zorunlu İlköğretimin 8 yıla çıkarılması iyi oldu, ama bu bir ihtiyaç gibi değil de, İmam Hatiplerin Orta bölümlerinin kapatılması için bir “aksiyon” olarak görülünce, reaksiyonun tohumları atılıverdi. İmam Hatip Liseleri’nin orta bölümleri kapatılırken, zorunlu olarak Meslek Liseleri’yle, yabancı dil ağırlıklı Anadolu Liseleri’nin, orta bölümleri de kapatıldı. Oysa, sanat ve kısa yoldan meslek edinmek isteyen öğrencilerle, yabancı dil öğrenmek isteyenlerin bu alanlara küçük yaşta dahil edilmesi doğru bir uygulama iken, en az üç yıllık bir gerileme ortaya çıktı. Bu da, küçük yaşta öğrenilmesi gerekli ve daha kolay olan dil, din ve meslek öğrenmek isteyenler için, büyük bir kayıp oldu. O dönemde, İmam Hatip Liseleri’nin orta bölümlerini kapatmak kadar, bu okulları “arka bahçeleri” gibi görenlerin söylemleri de yanlıştı. Ancak çare, bu okulları kapatmak değildi. Çare kapatmaksa, Lise bölümleri de kapatılmalıydı. Ama, olanlar oldu ve tetikte bekleyen tepki, işte şimdi etkisini gösterdi.
YENİ EĞİTİM SİSTEMİ, BU TEPKİNİN ÜRÜNÜ 10 yıldan beri ülkeyi yöneten Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı, bu zamanı kolluyordu. Ve, o zaman geldi. Yeni geliştirilen 4+4+4 Eğitim Sistemi’yle, artık bu hedefe ulaşılıyor. Sisteme karşı olmadığımı, bu köşeden daha önce de açıkladım. Özel bir maksatla hazırlanmış olsa da, sistemin iyi tarafları var. Her şeyden önce, bireyin dilediği alanda eğitim alma özgürlüğü var. Tamamına yakını Müslüman olan bir ülkede, din eğitimine konulan kısıtlamanın, ortadan kaldırılması var. Batı ülkelerinde, din eğitimine ne kadar yer veriliyorsa, bizde de aynısı olacak. Yani, bir aşırılık yok. Buna karşın, yine batıda olduğu gibi müspet ilim, bütün eğitim programlarında hakim olacak. Geçen hafta, Milli Eğitim Bakanlığı’nda yeni programların hazırlanmasında görevli bir dostumla görüştüm. İskeletin ortaya çıktığını ve detayları üzerinde çalıştıklarını söyledi. Sisteme, dışarıdan çok müdahaleler olduğunu ve bir bakıma Düğün Çorbası’na döndüğünü de söyledi. Nevalesi bol olduğuna göre, şaka yollu buna “Terbiyeli Düğün Çorbası” denilebileceğinde karar kıldık. Buraya kadar pek sorun yok. Lakin, benim başka bir itirazım var. Benim itirazım, sistemin yeni programları hazırlanırken Türkiye Devleti’nin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Büyük Atatürk’ün eğitim anlayışının ve ilkelerinin göz ardı edilmesi. Bir bakıma, Atatürk’ün dehasının ve Atatürk sevgisinin, yeni nesil Türk Gençliği’nden uzak tutulmaya çalışılması. İşte, bunu kabullenemeyiz. Siyasi iktidar, böyle davranmayı eğer bir “aksiyon” olarak görüyorsa, bunun da bir gün elbet bir “reaksiyon”u olacaktır.
BUNU, BURADA BÜYÜK HARFLERLE YAZIYORUM. Parola ya da bir sembol gibi algılanan (4+4+4) Sistemine göre, ilk 4 yıl İlkokul, ikinci 4 yıl Ortaokul, son dört yıl ise, Liselerdeki eğitim süresini gösteriyor. Böylece, 28 Şubat döneminin ürünü olan kesintisiz ve zorunlu 8 yıllık eğitim, kesintili ve zorunlu olarak 12 yıla çıkarılmış olmaktadır. Bu sistemin uygulanmasında, çeşitli sıkıntılar yaşanacaktır. Yaşanacak sıkıntıların, skandala dönüşmesinden endişe ederim. Çünkü, bu sıkıntıların bir kısmı, daha uygulamaya geçilmeden tartışma yaratmıştır. Merhum Avni Akyol’un icadı olan Kredili Ders Geçme Sistemi 7 yılda, 28 Şubat Olayı’nın Kesintisiz Eğitim Sistemi 14 yılda iflas ettiğine göre, (4+4+4) Sistemi’nin ne kadar süreceği şimdilik bilinmiyor. Bilinen bir şey varsa, bunun da pek uzun ömürlü olamayacağı yönündedir. Dedik ya, her aksiyonun, bir reaksiyonu vardır. Fizikçi Newton buna, “etki eşittir tepki” diyor.
SARAY’DA, YENİ EĞİTİM SİSTEMİ Bu sistemden, ilçemiz ve köylerindeki toplam 18 okul etkilenmiş olacak. İlçe merkezindeki 75.Yıl İlköğretim Okulu, İlkokul olacak. Atatürk İlköğretim Okulu ise, Ortaokul olacak. Cumhuriyet İlköğretim Okulu ve Mehmet Uygun İlköğretim Okulu İlkokul; İhsan Uzun İlköğretim Okulu ise, Ortaokul olacak. Büyükyoncalı Atatürk İlköğretim Okulu, Ortaokul ; Büyükyoncalı 1 Kasım İlköğretim Okulu, Büyükyoncalı İlköğretim Okulu, ve Göçerler İlköğretim Okulu ise, İlkokul olacaklar. Beyazköy İlköğretim Okulu, Büyükyoncalı Yeni Mahalle İlköğretim Okulu, Çukuryurt Türk Ytong İlköğretim Okulu, Güngörmez İlköğretim Okulu, Kurtdere İlköğretim Okulu, Küçükyoncalı İlköğretim Okulu Ve Safaalan 75.Yıl Mehmet Uygun İlköğretim Okulu, ayrı ayrı İlkokul ve Ortaokul olacaklar. Bu okullardan sadece Büyükyoncalı Yenimahelle İlkokulu ve Ortaokulu ikili öğretim yaparken, diğerleri normal (tam gün) öğretim yapacaklar. Liselerde ise, bir değişiklik yok.
SARAY’A, İMAM HATİP ORTAOKULU AÇILIYOR Bu öğretim yılında ayrıca, İlçemiz merkezinde Endüstri Meslek Lisesi’nin ek binası olarak kullanılan eski Cengiz Topel İlkokulu binasında; İmam Hatip Ortaokulu açılacak. Saray İmam Hatip Ortaokulu’na, bu yıl İlköğretim 4 ncü sınıftan 5 nci sınıfa geçenler alınacak. Yapılan hesaba göre, bu yıl ilçe merkezi ve köylerinde toplam 600 öğrencinin 5 nci sınıfa geçtiği, bu miktarın en az % 25’inin, yani en az 150 öğrencinin İmam Hatip Ortaokulu’na kayıt yaptırması bekleniyor. Edinilen bilgilere göre, köylerden ve ilçe dışından gelecek öğrenciler için yemek, servis ve yurt imkanı sağlanacak. Okulun, yeni öğretim yılına hazırlanması için gerekli çalışmalar, hızla yapılıyor. İmam Hatip Ortaokulu’nu bitirenler için, liselere geçişte hiçbir kısıtlama yok. Onlar, İmam Hatip Liseleri’ne devam edebilecekleri gibi, isterlerse öteki liselere de devam edebilecekler. Keza, İmam Hatip Liselerini bitirenler için öngörülen kısıtlamalar da, yeni sistemle tamamen ortadan kaldırılmış oluyor. Yeni Eğitim Sistemi’nin çevremize, ülkemize ve halkımıza hayırlı olmasını diliyorum.
|