Günlük yaşamımızda en sık kullanılan sözcükler neler diye birisi sorsa, bunlar arasında sınav, SBS, ÖSS (yeni adıyla
YGS; LYS ) dershane yer alırlar.Her çocuk ve gencin 25-30 yaşlarına kadar olan güzel yılları, sınava bağlı kılınarak büyük oranda heba ediliyor. Bu hafta sonu, 16.06.2012-17.06 2012 tarihlerinde milyonlarca öğrenci- veliyi ilgilendiren ve kaygı, stres kaynağı üniversiteye giriş sınavı (LYS) yapılacaktır. Başarı ya da başarısızlığın birkaç saatlik bir sınav ile ölçülmesi ve sınav sonuçlarının yaşamsal varlık ve yokluk nedeni sayılması, acımasız ve adaletsiz olduğu kadar bilisellikten uzaktır.Bu adaletsiz ve eşitsiz sistemin gençlerimizi psiko-sosyal yönden hırpalanmasının önüne geçilmelidir. Sınavdan sonra, kaybedenler ve kazananlar olacaktır.Her nedense, sınav sonrası kaybedenlerin akıbeti sorgulanmaz. Adaletsizlik ve eşitsizlik üreten yeni adıyla LYS, kazananlar ve kaybedenler üretiliyor.Her türlü seviye belirleme sınavında olduğu gibi; LYS ayrıştırma mekanizmasının bir parçası niteliğindedir.İnsanları birbirine yabancılaştırmakta,hiyerarşik bir şekilde yeniden yapılandırmaktadır. Bazıları adil ve eşitliğe vurgu yapan bir dünyanın hayallerini kurarken,”eşitsizlik” insanların içine her gün yeniden işleniyor.Yoksulluk,açlık,beceriksizlik ve tembellik, kişilik ve zeka sorunlarına bağlanıyor.Ancak, toplumuzda çalışkan ve zeki birçok insan son derece yoksul yaşam şartları sürüyor…Sınav düşünüş tarzımızı, mantığımızı aşındırıyor.Kazanan ve ya kaybeden tarafta da olsak da,sınavların eşitsiz yaşam koşulları üreten işlevlere sahip olduğunu unutmamalıyız. Sorunun özü şu olmalıdır:kimsenin kaybetme hissine kapılmadığı bir dünya.Yarışmayı değil,işbirliğini ilke edinen bireylere sahip olmak gerekir. Bu nedenle,toplumsal eşitsizlik ve adaletsizlik yaratan LYS ve benzeri sınavlara karşı mücadele etmeli, haksızlık yaratan bu tür araçların kaldırılması için dayanışma içinde olunmalıdır. |