|
||
İktidarın Çok Perspektifli Bir Yorumu - 2 | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Zulmün değişik modları arasındaki değişiklikleri ve benzerlikleri kavramak hem teorik hem de politik nedenlerle önemlidir. Bu kavrayış, iktidarın çok perspektifli bir açıdan anlaşılması ve bir ittifak politikası adına bir temel oluşturuyor. İktidara dair kapsamlı bir teori, özgürleştirme politikası için gerekli; çünkü ittifaklar iktidarın farklı modlarının birbirini nasıl örttüğü ve iç içe geçtiği anlaşılmadan, bir gruptan daha fazlasını etkileyip ona nasıl bulaştığını anlamadan oluşturulamazlar. İktidar sistemleri çoğu kez bir grubu ezmek için çok sayıda ideolojiye başvurur, mesela kapitalizm işçi sınıfını bölmek ve yönetmek için ırkçılık ve cinsiyet ayrımcılığını kullanmıştır. Gerçekten de “işçi sınıfı” gibi soyut bir terim onu oluşturan insanların heterojenliğini ve kendisinden dolayı acı çekip direndikleri değişik iktidar modlarını maskeliyor. Nihayetinde tahakküm ve adaletsizliğe aynı anda bir çok farklı açıdan direnilmelidir. İktidar çok yönlüdür, komplekstir, içiçe geçmiştir ve sadece tek bir grubun bakış açısından bakarak yeterince aydınlatılamaz. Aynı şekilde, hiçbir grup kendi başına özgürlüğünü elde edemez ve kesin olarak, diğer ezilen grupları da özgürlüğüne kavuşturamaz. İktidarın, şiddetin, sömürünün, tahakkümün ve ayrımcılığın kafa yapısı ve kurumları, hiyerarşik sistemlerin ortaya çıkışı, devletin bürokratik ihtiyaçları, farklılığa ya da ötekiliğe duyulan tepki (yabancı düşmanlığı ve ırkçılığın temeli) ve bütün canlıların menfaat elde etmek uğruna vahşice kurban edilmesi gibi olgulardan ortaya çıkar. İktidar ve tahakküm sadece politik ve ekonomik bir olgu değildir, çünkü psikolojik yönleri de bulunuyor. Kendine özgü bir insan patolojisi olarak mesela doğanın küçümsenmesini verebiliriz; örneğin, toprağın, hayvanların ve kendi bedenlerimizin korku ve tiksinti nesnesi haline getirilmesini söyleyebiliriz. Dahası, iktidar sistemleri meşrulaştırıcı ideolojilere gereksinir, kapitalizm örneğin insanların içsel olarak rekabetçi olduğu inancı üzerine kök salmıştır. Aynı şekilde şu andaki etobur pratikler de insanların doğası gereği et yedikleri, tanrı’nın bizi hayvan yiyecek şekilde yarattığı ve bütün hayat sahibi varlıkların diğer hayat sahibi varlıkları doğal bir şekilde öldürdüğü gibi mitolojilerle sürdürülüyor. Tahakküm ve zulmün kökleri tarih öncesinde saklı; bir çok kuramcı bunları günışığna çıkarmayı denedi. Bu muhakkak ki riskli, spekülatif, tartışmaya açık bir girişim. Örneğin; doğanın tahakküm altına alınması mı insanların tahakküm altına alınmasına yol açtı, ki bir çok Marksist bunu öne sürüyor, yoksa insanların tahakküm altına alınması mı doğanın tahakkümüne yol açtı, bu da sosyal ekolog Murray Bookchin gibiler tarafından iddia ediliyor. Bazı teorisyenler bütün baskı modlarını cinsiyet, ırk veya sınıf gibi tek bir moda indirgemeye çalışıyor, bu tek bir moddan diğer iktidar biçimlerinin ortaya çıktığını ileri sürüyorlar. En kötü şöhrete sahip olansa klasik Marksistlerin bütün mücadeleleri sınıfa dayandırmasıdır. Ataerkillik ve ırkçılık gibi diğer toplumsal meseleler “soru”lara dönüştürülmüş, ihtilafa sebep olduğu sebebiyle kenara atılmış, herhalde gene tartışmaya açık olacakları türden bir devrim sonrası topluma ertelenmişlerdir. Bürokrasilerin, nasyonalizmin, cinsiyet ayrımcılığı ve ırkçılığın “var olan sosyalist toplumlarda” yeniden ortaya çıkması ise bu Prokrustyen bakışı geçersiz hale getirdi. Marksist feministler ve ırk kuramcıları, kapitalizmin hiyerarşik sınıf mantığının emekçileri sömürmek için boş bir alana ihtiyacı olduğunu; ama ataerkillik ve ırkçılığın mantığının en dipteki boş yerleri kimin dolduracağını dikte ettiğini gözlemlediler. Ama bazı feministler ve ırk kuramcıları öne sürdükleri baskı modunun her zaman var olduğunu da söylüyor, radikal feministler ataerkilliğin tarihteki en köklü hiyerarşi biçimi olduğunu iddia ederken bazı ekofeministler de ataerkil hiyerarşiyi kadınların doğaları gereği erkeklerden üstün olduğunu savunacak şekilde ters yüz ediyorlar. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.