|
||
ŞİİR JİMNASTİĞİ-5 | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Kimileyin çok iyi, beğenilir, şiirce bir dize bulabiliriz, aklımıza gelebilir ama onu sürdürebilmek, şiire dönüştürebilmek öylesine kolay değildir. Burada ne kadar ‘şiir çağrıştırır’ dense de ‘çağrıştırmayı’ yapacak olan içeriktir. Şairin ona yükleyeceği anlamdır. Bu anlam kuru bir aktarıcı değil, özünden dolayı imgelerlerin yarattığı soyutlamalarla oluşturduğu yeni somutlamada çağrıştırıma dönüşür. Çünkü düz yazı kimliğini bırakmış, şiirsel kimliğe bürünmüştür. O nedenle güzel bir dizenin şiir için bir kapı olması inkar edilmese de, şair birikiminin ve de şiir deneyiminin ancak o dizeyi şiire taşıyabileceğini söylemek zorundayız. Sesin küskünlüğünde büyür yalnızlıklar Diye bir dize aklımıza gelsin. Burada şair, yalnızlığın tüm kimliğini; sesin yalnızlıkla olan ilintilerini; ses küsmesinin boyutlarını ve buradan da küsen sesin yalnızlık üzerindeki başatlığını içselleştirmesi ve içselleştirmeyle birlikte bütüne kavuşturması gerekir. Bunlar ve aklıma şimdi gelmeyen başka etkenler olmazsa şiir başlamadan o dizeyle kala kalır. İstersen bir iki örnek denemeye çalışalım: Zamanı saat gibi kuramadık Ya da Sesin küskünlüğünde büyür yalnızlıklar Bu konuya devam edeceğim kardeşim. Ama dediğim gibi biriktirmek ve gözlemek olmazsa şiir olmaz. Ki şiir olmayınca, başka hiçbir şey olmaz. Çünkü tüm edebiyatın anasıdır şiir. Dünyanın en büyük iz sürücüsü şairdir. Bunu mutlaka ayakları yere basar bir şekilde bilmelisin. Şiir biraz da düğümü bulup onu çözmek değil mi? Saray, 23 Mayıs 2012. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.