|
||
Saray da, Öğretmenlere Bu Zulüm Niye ? | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Saray’ın Öğretmenleri, yarım kalan Öğretmenevi inşaatının bitirilmesini beklerken, Çay Bahçeleri de ellerinden alındı. Yetmedi, kullandıkları Lokal’den de çıkarıldılar. Şimdi, Kahvehanelere alınmamaktan korkuyorlar. Saray ilçesi, okullaşma yönünden amacına ulaşmış durumda. Başka bir söylemle, ilçe merkezi ve köylerinde, artık okul ve öğretmen ihtiyacı bulunmuyor. GELELİM ÖĞRETMENLERİN DURUMUNA İlçemiz merkez ve köylerinde görev yapan öğretmenlerimizin tamamına yakını, yurdun muhtelif yerlerinden atanarak gelmişler. Yakın çevremizden olanlar da var. Öğretmenlerimizin yaş ortalaması oldukça düşük. Yani, ilçemizde daha çok genç öğretmenler görev yapıyor. Tahminim o ki, bu kardeşlerimizin tamamı Eğitim Fakülteleri’nden yeterli bilgi ile donanımlı olarak, mezun olup geliyorlar. Yeni atananlar çalışıp, mesleki tecrübelerini artırırken, tecrübe sahibi olan kıdemliler, bu tecrübelerinden yararlanıp daha başarılı öğrenciler yetiştirmeye çalışıyorlar. İlçemizdeki eğitim hizmetlerinde, öğretmen yönünden bir sıkıntı yok. Ancak, öğretmenlerimizin önemli bazı sıkıntıları var. O sıkıntıların başında, mesleki dayanışma için sosyal buluşma alanlarının ilçemizde bulunmaması. Daha açık bir anlatımla, bir Öğretmen Evi’nin, hatta bir Öğretmen Lokali’nin bile, ilçemizde olmaması. 1980 yılından önce, ülkemizde İl merkezleriyle kimi büyük İlçe merkezlerinde “Öğretmen Lokalleri” vardı. Öğretmenler, bu mekanlarda toplanır ve mesleki dayanışma ile birlikte, sosyal buluşma ihtiyaçlarını da buralarda karşılarlardı. Olmayan yerlerde ise, kahvehane köşelerinde vakit geçirmeye çalışırlardı. Oysa, Türkiye’de başta Ordu mensupları olmak üzere, bir çok meslek teşekkülünün Orduevi, Polisevi, Hakimevi vb. gibi, sosyal buluşma mekanları vardı. 12 Eylül askeri yönetimi döneminde, dönemin Milli Eğitim Bakanı, “Kamuda en büyük meslek kuruluşu olan öğretmenlerin de böyle mekanları olmalıdır.” diyerek, Türkiye’de ilk defa Öğretmenevleri’nin açılmasını sağladı. Öncelikle il merkezlerinde açılan bu sosyal kuruluşlar, daha sonra diğer ilçelere de yayıldı. Bugün, Türkiye’de mevcut 896 ilçeden çok azı hariç, hemen hepsinde bir Öğretmenevi ya da donanımlı birer Öğretmen Lokali var. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bünyesinde kurulan “Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı”, tamamen bu Öğretmenevleri ve Lokalleri ile, öğretmenlerin sosyal ihtiyaçlarının karşılanması için uğraş veriyor. SARAY’DA DURUM NASIL ? İlçemizde, halen öğretmen sayısı yeterli, ama öğretmenlere sunulan sosyal imkanlar, maalesef yeterli değil. Öğretmenlerin, kendi imkanlarıyla açtığı ve yakın geçmişe kadar faaliyet gösteren Öğretmen Lokali, bir kahvehane görünümünden öte gitmiyordu. 1990 lı yıllarda, Milli Eğitime okul yeri olarak tahsisli, Vize Caddesi üzerindeki bir alana “Öğretmen Çay Bahçesi” açıldı. Yaz mevsiminde faaliyet gösteren ve köylerden gelen öğretmenlerin de yararlandığı bu alandan, ayrıca vatandaşlar da yararlanabiliyordu. Kış mevsiminde ise öğretmenler, eski Belediye binasının ikinci katında açık olan Lokalden yararlanıyorlardı. KAYMAKAMDAN, ÖĞRETMENLERE JEST ! Önceki Kaymakam Yaşar Karadeniz, Vize Caddesi üzerindeki Çay Bahçesi’nin yanına,bir Öğretmenevi yapılması için kollarını sıvadı. Kaymakam, öğretmen maaşlarını ödeyen bir Bankanın promosyon olarak ödediği 95 bin lirayı kullanarak, buraya Öğretmenevi’nin temelini attı. Biraz daha para bulunarak, kısa sürede temelin üzerine duvarlar da yükseldi. Ve, uygulanan güzel bir projeyle Saray Öğretmenevi’nin iskeleti kurulmuş oldu. 2006 yılında, yani tam 6 yıl önce yapılan bu işler, para bitince “Harç bitti, yapı paydos” konumuna giriverdi. Girmekle kalmadı, Kaymakamın da tayin çıkınca, iskelet iyice kemikleşti. ÖĞRETMENE, BU ZULÜM NİYE ? Öğretmenler, bütün umutlarını yeni Kaymakam’a bağladılar. Üstelik, yeni Kaymakamın eşi de öğretmendi. Onların umuduna göre, yeni Kaymakam gelecek ve gerek devletten, gerekse hayırseverlerden destek talep ederek, bu inşaatı tamamlayacaktı. Üç yıl önce görüştüğüm öğretmenler ve eğitim yöneticileri, hep böyle diyorlardı. Fakat öyle olmadı. Öğretmenler, pirinç almak için koştururken, evlerindeki bulgurdan da oldular. Geçen yaz’ın başında, öğretmenlerin destek beklediği iktidar partisinin İlçe Başkanı, Vize Caddesi üzerindeki Çay Bahçesi’nin müsteciri ile kavga edince, “Burası, hazine yeri” diyerek, siyasi nüfuzunu kullanıp, bahçenin kapatılmasını sağladı. Kapatma kararını veren Tekirdağ İl yetkilileri, “Evet, hazine yeri, ama orası Milli Eğitime tahsisli. Yararlananlar da, Milli Eğitim mensupları. O sebeple, kapatmaya gerek yok.” diyemediler. Ve, bahçeyi kapattılar. ÖĞRETMEN LOKALİ DE, KAPATILIYOR Öğretmenler artık, Cumhuriyet Caddesi üzerindeki eski Belediye binasında açık olan Öğretmen Lokali’ne gitmek zorunda kaldılar. Bir kahvehane görünümündeki Öğretmen Lokali, bu iş için “kötünün iyisi” konumundaydı ve öğretmenler buna da razıydı. Ama, öyle olmadı. Kirası, Çay Bahçesi tarafından ödenen lokal, bahçe kapatılıp kirası ödenemeyince, bu defa o da Belediye tarafından kapatıldı. Eski bir öğretmen olan Saray Belediye Başkanı, böylece iktidar partisinin İlçe Başkanı’ndan daha keskin çıktı. Öğretmenleri, bir gecede sokağa atıverdi. Öğretmenler, kelimenin tam anlamıyla şimdi sokakta ya da kahvehanelerde. BÖYLE Mİ OLMALIYDI ? 35 yıllık kamu hizmetimin tam 21 yılı, İstanbul’da ve Vilayet merkezinde geçti. Bu hizmetlerim sırasında devletten çok, yardımsever/hayırsever vatandaşların katkılarından yararlandık. Bu katkılarla, başta okul ve eğitim kurumları olmak üzere, bir çok kalıcı eseri İstanbul’un eğitim hizmetlerine kattık. “Orası İstanbul” deyip sanmayın ki, sadece İstanbul’da yaşayan vatandaşlardan yararlandık. Yurdun her tarafından yardım sağladık. Özellikle 1980 li yıllarda, vatandaşlarımızın katkısı, devletin katkısının 3-4 katını geçmişti. İstiyorduk, ikna ediyorduk ve alıyorduk. Hicap ederek söylüyorum ki, bu konudaki başarımızdan ötürü gerek Vali’nin, gerekse şahsımın aldığı ödüller, birer iftihar kaynağımız olmuştu. Demek istediğim şu ki, devletin tıkandığı yerde, vatandaş hemen yetişiyor ve o eksiği tamamlıyordu. Saray’da, yıllardan beri devletin sahip çıkmayıp iskelet halinde beklettiği Öğretmenevi’nin de, bu biçimde ve kısa sürede tamamlanacağını hep umut ettim. Ama, nafile… ÇARE, TÜKENMİŞ DEĞİL ! Halkımız, Güngörmez yolunun üstünde 20 sene önce temeli atılan ve tamamlanmayı bekleyen Kapalı Spor Salonu’ndan artık umudunu kesti. Genel Lisenin bahçesinde yapımı devam eden Kapalı Salon ise, umut ediyoruz ki kısa sürede tamamlanacak. Çerkezköy Ticaret ve Sanayi Odası’ndan sonra, Spor Toto Teşkilat Müdürlüğü’nün yardımı ile, bu salon artık bitiriliyor. Şimdi, bütün gözler, Saray Öğretmenevi’nde. Yukarıdaki açıklamalarım çerçevesinde, Kaymakam ve Milli Eğitim İlçe yöneticilerinin gayretiyle, bu inşaat kısa sürede tamamlanabilir. Öğretmenler bunu beklerken, eski Belediye binasındaki lokal odasının da, Öğretmenevi tamamlanıncaya kadar kendilerine tekrar verilmesini istiyorlar ve bekliyorlar. Bütün bu olup bitenlerden, eğer hiç kimsenin kötü bir niyeti yoksa, ben de şimdi iyi niyetle soruyorum. “Peki, Saray’daki öğretmenlere yapılan bu zulüm niye ?” (5) Yaşındaki Çocuğunuzu, İlkokula Başlatır mısınız? |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.