|
||
Utanın ve Allah'tan Korkun! | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Mehmet Akif, “Ahlaka yükseklik veren ne irfan, ne de vicdandır. İnsandaki fazilet hissi, Allah korkusundandır.” diyor, ama yazıyı okuyun da, insanlarda utanma ve Allah korkusunun olup olmadığına siz karar verin. Adam, mahkemeye çıkmış. Bir davada şahitlik yapıyor. Dava çok önemli, O sebeple, adamın şahitliği de çok önemli. Ne var ki, adam doğruları söylemekten korkuyor. Konuşmasını frenlemek için, ağzına kuru bir bakla koymuş. Asgari Ücret 677, Milletvekili Maaşı 11.725 Lira. Bu memlekette 3 milyon insan işsiz. Bunu ben değil, devletin İş Kurumu söylüyor. Bütün iş yerlerinde çalışanların % 80’i, asgari ücret alıyor. Ve, asgari ücretle iş bulabilmek bile artık çok zor. Bu ücretle nasıl geçinildiğini bana değil, gidin de o insanlara sorun bakalım. Hal böyle iken, üç gün önce Milletvekilleri kendilerine ve özellikle emekli olanlarının maaşlarına tam % 100 zam yaptılar. Emekli Milletvekillerin maaşları 5800 liradan 8150 liraya yükseltildi. Bu kişilerin, eğer başka emeklilikleri de varsa, onu da ayrıca alacaklar. Yani, “çifte emekli aylığı” almış olacaklar. Kendilerine sağladıkları başka avantalar ise, saymakla bitmiyor. Bunu yapanların, bu milletten utanmadıkları ortada. Allah’tan korktuklarını da, hiç kimse söyleyemez. İşin ilginç tarafı, paraya gelince muhalefet partileri de katiyen “Hayır” diyemiyor. Suçu, önce birbirlerinin üzerine, parayı ise, ortalık durulunca hemen ceplerine atıyorlar. İktidara sözüm yok. Onların niyeti ve tutumu öteden beri biliniyor. Ya MHP ve CHP’lilere ne demeli? Ben onlara sadece, “Halk sizi oraya, iktidarın yanlışlarına engel olun diye gönderdi. Size yazıklar olsun! Utanın ve Allah’tan korkun” diyebiliyorum. Siz de, sandık başına gidince, diyeceğinizi orada inşallah dersiniz. Bölücülük Paketi, Yeniden Yolda! İktidarın başlattığı “Kürt açılımı”, daha sonra “Demokratik açılım”a dönüştü, ama beklenen sonuç alınamadı. Proje, hukuk diliyle “kadük” oldu. Başbakan Yardımcısı, geçen hafta ağzındaki baklayı çıkardı. Ve, “Kürtlere, haklarını vereceğiz.” dedi. Bu memlekette, Osmanlı’dan bu yana –azınlıklar dahil- bütün vatandaşlara eşit haklar verildiği ve vatandaşlar arasında hiçbir ayırım yapılamayacağı bir Anayasa emri olduğu halde, Başbakan Yardımcısı Kürt vatandaşların bugüne kadar hangi haklarının gasp edildiğini ve bunların geriye nasıl verileceğini söylemedi. İşte, bu hakların (!) ne olduğunu ve nasıl verileceğini, hükümetin yeni “Demokratik açılım” paketi açıldığında öğreneceğiz. Paket açılmadan, ben size söyleyeyim. Paketten, Kürtlere “bölgesel özgürlük (özerklik) ve bölücülük” çıkacak. Doğrudan olmasa da, bu iş dolaylı yolla kotarılıp, arzulanan hedefe varılacak. Ağız alışkanlığı olduğu için söylüyorum. Yapanlar için, şimdiden hayırlı olsun. Bitkisel İlaçlar, Ortalığı Kasıp Kavuruyor ! Televizyonlarda, “Bitkisel İlaçlar”ın tanıtımı ve pazarlanmasından geçilmiyor. Adam, ottan ilaç yapmış. Tam, 9 çeşit hastalığı tedavi ettiğini söylüyor. Bir başkası çıkıyor, “Bizim ilaç, daha çok hastalık için bire bir” diyor. Bir birlerine “sahtekar” ya da “şarlatan” diyenler de var. Ne var ki, biri çıkıp da onlara “Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatınız var mı?” diye sormuyor. Onlar da söylemiyor. Çünkü, yok! Mamafih, Tarım Bakanlığı’ndan izin aldıklarını söyleyenler çıkıyor. Sağlık Bakanlığı ise, ara sıra yaptığı açıklamalarda, bu ilaçları toplattığını söylese de, bu şarlatanların umurunda bile değil. Her gün ve gece boyunca onlar, televizyonlarda tanıtımlarını ve satışlarını yapmaya devam ediyorlar. “KDV si bizden” diyorlar. “Kargo ücreti de bizden” diyenler var. Hatta, yanında, ilacın küçük bir kutusunun da bedava olduğunu söylüyorlar. Geçen gün, diyabet ilacı satanlardan biri, “Bizim rakibimiz samanı öğütüp, markamızı kullanarak ilaç diye satıyor. dedi. Sağlık Bakanı, “Bakan” olarak bu rezalete “bakıyor” ama, herhalde “görmüyor.” Değerli okuyucularım, bu rezaleti, bari siz görün. Dört Kilogram Bal, Yüz Lira ! Bitkisel ilaç furyasına, şimdi bir de “4 kilo bal, 100 lira furyası” eklendi. Türkiye’de tahşiş denilen, yani içine yabancı madde katılarak üretilen gıdaların başında bal’ın geldiği, geçen yıl devlet organları tarafından açıklandı. Aslında hakiki, yani katkısız balı bulmak çok zor. Bal hakiki de olsa, belli zamanlarda arılara mutlaka şeker şerbeti veriliyor. Verilen şeker, arılara yaşamları için besin olurken, balın oluşumuna da katkı sağlıyor. O sebeple % 100 (hakiki/saf) çiçek balı bulmak mümkün olamıyor. Hal böyle iken, 4 kilo hakiki balı bulup da, yanına bir de hediye katıp, üstelik alıcıya kargo ücreti bile ödetmeden 100 liraya satmak, katiyen mümkün değil. Alıp yediyseniz, afiyet olsun. Yediğiniz bal olmasa da, niyetiniz önemli. Sözümüz, meclisten dışarı. Biliyorsunuz, Nasrettin Hoca da, eşeğine yeşil gözlük takıp, kuru samanı yeşil ot diye yedirmedi mi? Bankadan Kredi Alırken, Dikkat! Vatandaşlar, dara düşünce Kredi Kartları kadar, bankaların verdikleri düşük faizli kredilere de son zamanlarda oldukça sarılıyorlar. Ve, gösterdikleri teminatlarla, ihtiyaçları kadar parayı alabiliyorlar. Parayı almayı biliyorlar da, ödeyemedikleri takdirde başlarına nelerin geleceğini bilmiyorlar. Çünkü, anlaşma yapılırken, imzaladıkları sözleşmeyi hiç okumuyorlar. Nasıl okusunlar ki? Karınca bacağından bile daha küçük harflerle, kitap gibi hazırlanmış sözleşmeyi öyle kısa zamanda okumak, hiç mümkün mü? Okusa da, okuduklarını kaç kişi anlayabilir? O sözleşmede öyle hükümler var ki, borcu ödemeyip “dara düşmek”, “dar ağacına düşmek” ten beter. Benden söylemesi… “3 Al, 2 Öde” Aldatmacası
Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, “katakulli”nin girmediği yer yok. Son yıllarda, Süper Marketlerde de, “kandırmaca” amaçlı uygulamalar, almış başını gidiyor. Market, 3 ürünü bir pakete koyuyor. Birinin fiyatı x lira ise, üçünün fiyatı tabii ki 3x lira. Ama, “Siz 3x değil, 2x lira vereceksiniz.” Yani “Üç alıp, ikisinin parasını ödeyeceksiniz. Böylece, biri bedavaya gelecek.” diyorlar. Bu, tamamen kandırmaca. Çünkü, üzerine koydukları fiyat, yani aldıkları para, zaten 3 ürünün parası. “Birini bedava verdik.” demeleri, tamamen kandırmaca. Tabii, yerseniz. Değerli okuyucularım, bu memlekette “katakulli”nin girmediği yer kalmamış. Öncelikle, devleti yönetenlerin vatandaşlara “iyi örnek” olması gerekirken, görüyorsunuz esas “katakulli”yi onlar yapıyorlar.
|
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.