|
||
Başbakanın Yaptığı, Düpedüz Bölücülük ! | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
“Kürt Sorunu” bu ülkenin başından def’edilmeden, bir “Dersim Sorunu” yaşamak istemiyoruz. Durduk yere bunu kaşımak, yeni bir bölücülüktür. Konuyu Başbakan açtığına göre, yine o kapatmalıdır. OLAYIN ÖZETİNİ, BİR DE BENDEN DİNLEYİN Yeni Türkiye Devleti, bilindiği gibi din kurallarını benimseyen ve medeni hükümlerden çok İslam’ın muamelat hükümlerini öne çıkaran 623 yıllık bir devletin toprakları üzerinde kuruldu. Devletin kurucusu Mustafa Kemal, başlangıçta “Hilafet”e dokunmadıysa da bu kararı, yeni devletin kimi kesimlere benimsetilmesi için yeterli olmadı. Mustafa Kemal, bu kesimlerin kimi önderlerini Meclise sokmasına mesela bunlardan, öteki adı “Dersim” olan Tunceli’li Diyab Ağa’ya büyük yakınlık göstermesine rağmen, tepkilerden bir türlü kurtulamadı. Hala unutulmayan ve sevenleri çok olan Bediüzzaman Said Nursi’ye de kucak açmasına ve onu Ankara’ya davet edip, ağırlamasına rağmen Mustafa Kemal’in, onun desteğini sağlaması da mümkün olamadı. Cumhuriyetle Hilaf etin yan yana olamayacağını anlayan ve Hilafeti kaldıran Mustafa Kemal, artık o çevrelerle bağlarını tamamen koparmış oldu. İşte, ne olduysa ondan sonra oldu. Cumhuriyetin ilanından iki yıl sonra Şeyh Sait adındaki bir kişi yandaşlarını toplayıp, devlete başkaldırdı. Bu başkaldırı sadece fikir düzeyinde değil de, silahlı olunca devlet de buna silahla karşılık verdi. İsyan kısa sürede bastırılıp, Şeyh Sait ve adamları Diyarbakır’da asılarak idam edildiler. Bu çevrelerin Cumhuriyete karşı direnmesi, bu olayla sınırlı kalmadı. Olaydan bir yıl sonra Mustafa Kemal, İzmir’de düzenlenen bir suikast’tan “kıl payı” kurtuldu. Bu olayın üzerinden dört yıl geçmişti ki aynı çevreler, Cumhuriyeti savunan öğretmen Kubilay’ı, İzmir’in Menemen İlçesinde, kafasını keserek öldürdüler. OLAYLAR BASTIRILDI, AMA ÖNLENEMEDİ BAŞBAKANIN SÖYLEMİ, BÖLÜCÜLÜK Olayı, yukarıda aynen özetledim. Olanların hepsi bundan ibaret. Şimdi kalkıp da, buradan siyasi bir kazanç sağlamaya çalışmak bölücülük olur ve bu memleketin birlik ve bütünlüğüne büyük zarar verir. Başbakanı bu konuda yönlendirmek isteyenler, yanlış yapıyorlar. Kapanmış bir yarayı kaşımak ve tekrar kanatmak, vücuda zarar verir. Burnun “getirisi - götürüsü”nü karşılamaz. Ben, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Avukatı filan değilim. Ancak, bu günün CHP’si ve mensupları ile bu olayların bir ilintisi yoktur. Aksini düşünmek, öküz altında buzağı aramaktır. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidar oluncaya kadar hiç imse, bu memlekette “Kürt Sorunu” diye bir lafı ağzına almamıştır. Başbakanın Diyarbakır’da dillendirdiği “Kürt Sorunu”, bu memleketin başına büyük dert olmaya devam ediyor. Başbakanın bu söyleminden sonra, ülkemiz dönüşü olmayan bir yola girmiştir. Şimdi aynı hatayı yapıp, yeni bir bölücülük sorunu yaşamak istemiyoruz. “Dersim Sorunu” diye bir sorunun tartışılması ve kaşınması, ülkemize büyük zarar verecektir. Konu, Başbakan tarafından açılmış, yine Başbakan tarafından kapatılmalıdır. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.