301 Moved Permanently

Moved Permanently

The document has moved here.

Haber Detayı
17 Kasım 2011 - Perşembe 22:38 Bu haber 1564 kez okundu
 
Atatürk Düşmanları nın, Allah Cezasını Versin!
Köşe Yazıları Haberi


      Bir çok ülkenin kurtarıcısı var. Halkları, onları gözleri gibi koruyor. Biz ise, Büyük Atatürk’ü kanunla koruyoruz. Onun kurtardığı bu ülkede refah içinde yaşayarak, Atatürk düşmanlığı yapanların, Allah cezasını versin.

       Ülkemizde öteden beri, kimi odakların tahrikiyle bir “Atatürk Düşmanlığı” sürüp gidiyor.
       Atatürk, bu kişiler ya da odaklar tarafından neden sevilmiyor ve istenmiyor, anlayabilmiş değilim. Eğer, “Atatürk, İslam dininin düşmanıydı” demek isteniyorsa, bu katiyen doğru değil.
       Atatürk’ün din düşmanı olmadığı, bilgili ve yetkili ve de taraf olmayan ağızlar ve kalemler tarafından defalarca söylendi, yazıldı, çizildi.Yeri geldiğinde hep yazılıyor ve söyleniyor.
         “Atatürk, içkiye fazlaca düşkündü.” Demek isteniyorsa, içkinin sağlığa zararı ve günahı tamamen içenlere ait. Kendine zarar verip de, etrafına ve topluma zarar vermeyen içkiciden bize ne?
        Kaldı ki Atatürk, içkide ölçü tanımayan ve bu sebeple çevresine zarar veren ve de içkinin etkisinde kalıp da, kararlarında isabetsizlik olan bir kişilik değildi ki.
        Tutulduğu “Siroz” hastalığı içtiği içkiye bağlansa da, içkinin mutlaka siroz hastalığı yaptığı ispatlanmış değil.
        Atatürk’ü sadece bu iki noktada eleştiren ve ona düşman olan kimi çevreler, onun bu milletin ve ülkenin aleyhine olabilecek hiçbir söz ve davranışını söyleyemiyorlar, gösteremiyorlar.

    ATATÜRK, OKUL KİTAPLARINDA OKUTULDUĞU GİBİ DEĞİL
     Özellikle İlköğretim yıllarında ve daha sonraki yıllarda okullarda okutulan Atatürk, gerçek Atatürk değil.
      Onu bize öncelikle, 1881 yılında Selanik’te doğup, Askeri Okullarda okumuş, daha sonra Ordu’ya katılıp çeşitli cephelerde görev yapmış, üstün başarıyla terfi etmiş bir kumandan olarak tanıtmışlardı.
     Bu tanıtımdan başka, Osmanlı Devletinin son Mondros Anlaşması ile çökmesi ve ardından gelen Sevr Anlaşması ile ülkenin bölünüp parçalanması sonrası ortaya çıkıp, kurtuluş mücadelesini başlatan biri olarak bize öğretmeye çalışmışlardı.
      Bütün bunlardan sonra da, Kurtuluş Savaşını kazanıp, yeni Türkiye Devletinin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olarak tanıtıp, anlattılar.
      Bunların, özetle hepsi doğru,  ama doğrular sadece bunlarla sınırlı değil.

                    ATATÜRK’Ü, FLORYA KÖŞKÜ’NDE TANIDIM
      1980 yılı Eylül ayının 12 sinde yapılan askeri darbeden üç buçuk ay sonra gelen 1981 yılı, Atatürk’ün doğumunun 100 ncü yıldönümüydü.
       Darbeyi kotaran Milli Güvenlik Konseyi çıkardığı özel bir kanunla, yıldönümünün yurt içinde ve dışında önemle kutlanmasına karar verdi.
          Kutlama Komitesi’nin Genel Koordinatörlüğüne Ankara’da, sonradan Devlet Bakanı olan Yılmaz Karakoyunlu, Üst Kurul Genel Sekreterliği’ne de İstanbul’da beni seçmişlerdi.
         Çalışmak için bana tahsis edilen Florya Köşkü’nde gördüklerim ve okuyup incelediklerim, işte bana gerçek Atatürk’ü tanıtmıştı.
          Onun okuduğu kitapların, onun meşgul olduğu konuların, onun yazdıklarının ve böylece düşüncelerinin farklılığını, derinliğini ve doğruluğunu okullarda değil, işte orada ve  o zaman öğrenmiştim.
         Filvaki, o kaynaklardan yararlanıp, onun şeceresini de ortaya çıkaran bir kitap yazmıştım, ama o ortama bugünkü aklımla ve düşüncelerimle yeniden girmeyi ne kadar arzu ettiğimi, burada anlatamam.

              KUTLAMA YILINDA, DAHA ÇOK ŞEYLER ÖĞRENDİM,
       1981 yılı, hayatımın adeta bir dönüm noktası gibiydi. Bundan tam 30 yıl önce idrak ettiğimiz bu kutlama yılında, Atatürk’le beraber olmuş, onunla çalışmış, onun toplantılarına ve yemeklerine katılmış pek çok kişiyi de tanıdım.
       Atatürk’ü anlatmak ve ellerindeki belgeleri göstermek, böylece kutlamalara katkıda bulunmak için yanıma gelen çok sayıdaki kişi, böylece bana gerçek Atatürk’ü tanıtmışlardı.
         Bugün hayatta olmayan bu değerli insanların sakladığı ve bize tevdi ettiği hatıralar, birçok Atatürk Müzesi’nin zenginleşmesine de sebep olmuştu.

                      HEMEN HER MİLLETİN BİR “ATASI” VAR
       Dünyada irili ufaklı, 194 ülkenin varlığı kabul ediliyor. Çoğunluğu Afrika’da olmak üzere, bu ülkelerin bir kısmı kimi emperyalist ülkelerin sömürgesi konumundaydı.
        Atatürk olmasaydı, ya da ortaya çıkmasaydı, bugün “Türkiye” diye bir devlet olmayacak, Türk halkı ya asimile olup gidecek, ya da ülkemiz bir sömürge konumunda olacaktı.
        Milletlerin geçmişine baktığımızda, hemen her ülkenin bir “Kurtarıcısı” ya da bir “Atası” var. Yugoslavya’nın Tito’su, Libya’nın Ömer Muhtarı, Arnavutluk’un Zogu’su, Hindistan’ın Gandhi’si, Yunanlıların Venizelos’u ilk akla gelen kurtarıcılar olarak görülüyor.
        Hiçbir ülkede bu “Kurtarıcılar”ın ya da “Atalar”ın muhalifi bulunmuyor, onlara karşı hiçbir düşmanlık beslenmiyor.
        Bizde ise, bunun tersi oluyor.

                 ŞİMDİ Kİ  SİYASİ İKTİDARIN,  ATATÜRK’E BAKIŞI
          Bu iktidarın mayası olan Refah Partisi, Fazilet Partisi ve öncelerinde bir “Atatürk Düşmanlığı”nın varlığı hep söylendi durdu. Mesela, Refah Partisi Kayseri Belediye Başkanı’nın “Resmi görevimiz mecbur ettiği için, Atatürk törenlerine katılıyoruz.”dedikten sonra hapse mahkum olması, bu zihniyetin niyetinin ve düşüncesinin ne olduğunu göstermeye yetiyordu.
         Aynı partinin bir başka mensubunun, “İktidar olduğumuzda Anıt Kabri yıkıp, oraya apartmanlar dikeceğiz.” demesi de, aynı düşüncenin tezahürü oluyordu.
        Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının, somut bir “Atatürk Düşmanlığı”na henüz rastlanmış değil. Parti ve hükümet yetkililerinin, Atatürk’e karşı göze batan bir saygısızlığı da görülmedi.
         Ne var ki, “Gençlerin, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda yetiştirilmesi ilkesinin, Milli Eğitim’in amacı olmaktan çıkarılması” önemli bir kuşku yarattı.
          Keza, Atatürk öldüğü zaman Aşık Veysel’in onun için yazdığı “Ağlayalım Atatürk”e” başlıklı şiirinden Atatürk’ün adının çıkarılması ve Milli Eğitimin internet sitesinde bu değişikliğin yayınlanması, yine yeni kuşkular yarattı.
         Bir Milli Eğitim Müfettişi’nin geçen hafta ortaya çıkıp, “Atatürk beni kurtarmadı. Çünkü, ben onun zamanında henüz dünyada yoktum.” Diyerek Atatürk’e dil uzatması, kişisel bir kusur olsa da, dikkati çekti. Oysa, onun anası, babası ya da dedesi kurtulmasaydı, acaba bu kişi bugün olabilecek miydi?
         Lafı, daha fazla uzatmadan diyebiliriz ki, bu ülke, bu devlet ve bu toplum, Atatürk’ün sayesinde vardır. Geçmişte ve bugün, bu bağımsız ülkeyi yönetenler ve onun her türlü imkanından yararlananlar, iyi bilsinler ki Atatürk’ün sayesinde bu imkanları kullanıyorlar.
         Hiçbir ülkenin Atası ya da kurtarıcısı, kanunla korunmuyor. Ama, Atatürk ne yazık ki, bu ülkede 1951 yılından beri, 5816 numaralı bir kananla korunuyor. Bu ayıp, acaba ne zaman ortadan kalkacak?
         Türk halkı olarak, Atatürk’ü çok seviyoruz. “Onun düşmanlarının, Allah cezasını versin.”

Kaynak: (İHA) - İhlas Haber Ajansı Editör:
 
Etiketler:
Yorumlar
Saray Gözlem Gazetesi
Ulusal Gazeteler
Alıntı Yazarlar
Tekirdağ

Güncelleme: 02.05.2024
Bugün
10 - 16
Cuma
12 - 15
Cumartesi
12 - 17
Tekirdağ

Güncelleme: 02.05.2024
İmsak
22 Şevval 1445
Sabah
04:22
Öğle
06:01
İkindi
13:12
Akşam
17:03
Yatsı
20:13
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
1
Galatasaray
93
80
1
3
30
34
2
Fenerbahçe
89
89
1
5
28
34
3
Trabzonspor
58
60
12
4
18
34
4
Başakşehir
52
46
12
7
15
34
5
Beşiktaş
51
45
13
6
15
34
6
Kasımpasa
49
56
13
7
14
34
7
Rizespor
49
45
13
7
14
34
8
Alanyaspor
48
49
10
12
12
34
9
Sivasspor
48
41
10
12
12
34
10
Antalyaspor
45
39
11
12
11
34
11
A.Demirspor
41
49
11
14
9
34
12
Kayserispor
40
39
13
10
11
34
13
Samsunspor
39
37
15
9
10
34
14
Ankaragücü
38
42
12
14
8
34
15
Karagümrük
36
41
16
9
9
34
16
Konyaspor
36
34
14
12
8
34
17
Gaziantep FK
34
39
18
7
9
34
18
Hatayspor
33
38
15
12
7
34
19
Pendikspor
30
38
18
9
7
34
20
İstanbulspor
16
26
23
7
4
34
Nöbetçi Eczane


Nöbetçi eczanlerle ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

Arşiv Arama
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı