|
||
Elini Veren İktidar, Kolunu Alamıyor ! | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
“Kürt Açılımı” girişimi, iktidarın başına büyük dert oldu. İktidar, artık ondan ne vazgeçebiliyor, ne de üzerine gidebiliyor. Ödün koparan bölücülerse, azdıkça azıyor. Kimi Arap ülkelerindeki kalkışma ve son Van depremi Türkiye’nin gündemine otursa da, ülkemizi bölmek isteyenlerin gayretlerini katiyen unutturmuyor. Hele hızına ara vermeyen terörün son kurbanları, içimizdeki ateş giderek büyütüyor. AÇILIM GİRİŞİMLERİ, BÖLÜCÜLERE UMUT VERDİ İktidarın önce “Kürt açılımı” daha sonra “Demokratik açılım” adını verdiği söylemleri, bölücülere hedeflerine ulaşma yönünde büyük umut verdi. Dahası, iktidarın “Bölücübaşı”nı muhatap alıp, onun peşine düşmesi, onunla devlet temsilcilerinin yaptığı görüşmeler hatta pazarlıklar, bölücüleri iyice azdırdı. Sözün kısası, elini veren iktidar, artık kolunu alamıyor. Bütün bunlardan sonra, terör hız kesmiyor ve hız kesmeyeceğe benziyor. İşin çarpıcı ve hazin yanı, bölücüler Mecliste de temsil ediliyor. Bu kişiler hem de, devletin kesesinden her ay 11 bin lira maaş alarak ve diğer bütün haklardan yararlanarak, bu vatana ve millete ihanet ediyorlar. Bir ülkeye, o ülkede yaşayanların daha nasıl ihanet edebileceklerini ise, hiç anlamıyorum. Atatürk’ün, bu tür bölücüler için çıkardığı “İhanet-i Vataniye (Vatana İhanet) Kanunu” nun, Turgut Özal tarafından neden kaldırıldığını da anlamıyorum. MEDYA, ADETA BÖLÜCÜLERDEN YANA Siyasi iktidar, girdiği yanlış yoldan bir türlü çıkamıyor. “Açılım” lafları artık söylenmese de, dönüşü olmayan bir yola girilmiş gibi. Ya da, iktidar öyle sanıyor. Oysa, ülkemizin bölünmez bütünlüğü için, dönüşü olmayan hiçbir yol olamaz. İspanyollara uzun yıllardan beri kan kusturan “Bölücü Eta Örgütü” bile pes edip, silah bıraktı. Devlet, yeryüzünde Tanrı’nın gölgesidir. Hiç bir güç, devlet kadar güçlü olamaz. Türk halkı, olaylara şimdilik “sessiz” gibi görünse de, bu ülkenin bölünmesine asla ve asla razı olmaz, olmayacaktır. Bir-ikisinin dışında iktidara teslim olan ve onun borazanlığını yapan Medya,iktidarı destekleyeyim derken, terörün ekmeğine yağ sürüyor. Bölücüler, parayla yaptırmak isteseler bile, kendilerini ve faaliyetlerini bu kadar tanıtamazlar. Bütün bunlar, medyamız sayesinde oluyor. Hatırlanacağı üzere 12 Eylül darbesinden önce de, teröre ait haberleri her gün ve her akşam yayınlayan basın yayın organlarının sayesinde terör iyice azmış ve ülkeyi 12 Eylül darbesine götürmüştü. DOSTLARIMIZ, GERÇEK DOST DEĞİL Avrupa’da olsun, ABD de olsun bize karşı dost görünenler, gerçek dostumuz değiller. Teröre her kurban verdiğimizde sadece üzüntülerini (!) bildiriyorlar. Önlenmesi için, kıllarını kıpırdatmıyorlar. ABD istese, PKK terörü bir günde biter. Görevi, ülkelerin iç işlerine karışmak olmadığı halde, Kaddafi’nin üzerine saldıran ve onu imha eden NATO, istese bir yolunu bulup, bu konuda bize de destek olabilir. Arap ülkeleri, özellikle Irak, acı tecrübelere rağmen bize destek değil, hep köstek oluyorlar. Kırmızı Türk Pasaportu verip, bağrımıza bastığımız Barzani ve Talabani, bize tam anlamıyla düşman oldukları halde, hala onlara güvenmeye ve onlardan yardım almaya çalışıyoruz. Bütün bu yazdıklarım ve daha fazlası, bilinmeyen şeyler değil. Benim yaptığım bilinenleri tekrar etmek ve ne kadar önemli olduklarını halkımızın bilincinde canlı tutmaktan ibarettir. Testi, henüz kırılmış değil. “Hele bir kırılsın da, ondan sonra bakarız.” derseniz, o kırılan testiden bir daha testi olamaz. Ziyaeddin Akbulut’a, Açık Çağrı Gazetemizin geçen sayısında, Tekirdağ Milletvekili hemşerimiz Ziyaeddin Akbulut’la ilgili, resimli bir haber yayınlandı. “Milletvekili Akbulut’tan Müjde” başlıklı haberde Akbulut’un, bölgesine en çok hizmet yapan Milletvekili olarak tarihe geçtiği, yapımı akamete uğrayan Kapaklı-Saray Çevre Yolu’na da el attığı ve kısa sürede, onu da yaptıracağı yazıyordu. Bu haberi okuyunca., Tekirdağ merkezdeki dostlarımla konuştum. Hiç kimse, Sayın Akbulut’un yakınlarına destek vermekten öte, Tekirdağ için kalıcı bir eserin üretimine destek vermediğini ve bölgesine hizmet veren bir kişi olarak anılmayacağını söylediler. Sayın Akbulut, üç dönemden beri İlimizin Milletvekilliğini yapıyor. Onun seçilmesinde, benim de oy’um var. Partisinin tüzüğüne göre, gelecek seçimde aday olmaya hakkı yok. Yani, partisinden tekrar seçilmesi mümkün değil. O sebeple, artık ondan hizmet beklemek de mümkün değil. Ama, o bizi yanıltabilir. Şimdiye kadar yapmadıklarını, gider-ayak yapar ve tarihe lafla değil, gerçekten hizmet üreten biri olarak geçebilir. Nasıl mı? Mesela, yirmi yıla yakın bir süreden beri, ilçemizin Güngörmez Köyü yolu üzerinde iskelet halinde bekleyen Kapalı Spor Salonu’nu tamamlatabilir. Keza, Lisemizin yarım kalan Kapalı Spor Salonu’nun inşaatını bitirebilir. Yine, altı yıldan beri iskelet halinde tamamlanmayı bekleyen Öğretmen Evi nin inşaatını tamamlatabilir. İlçemizin, yılan hikayesine dönen Küçük Sanayi Sitesi’nin eksiklerini de tamamlatabilir. “Ziyaeddin Akbulut, bütün bunları yapar mı acaba?” derseniz, isterse neden olmasın? “Beni, güldürmeyin” diyeceğimi sandınız, ama Sayın Akbulut’tan bunları ben de bekliyorum. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.