Halkımız, otlardan yapılan ilaçlarla kandırılıyor. Hayrettir, bitki ve hayvan sağlığı ile uğraşması gereken Tarım Bakanlığı, bu ilaçlara (!) ruhsat veriyor. Sağlık Bakanlığı ise, denetlemek yerine sadece seyrediyor.İlaç sahtekarları böylece, ortalıkta cirit atıyor.
Eskiden kendilerine “Herbalist” adını veren kimi sahteciler, otlardan ilaç yaptıklarını öne sürüp, tıbba karşı “Alternatif tıp” yarattıklarını, ürettikleri bitkisel ilaçların her derde deva olduğunu söyleyip, halkımızı bir güzel kandırırlardı. Bu sahtekarlar şimdi işi biraz daha ileri götürüp, iyice organize oldular. Ve görünen o ki, “şifalı bitkiler” sloganıyla, bilimsel tıbbın yerini almanın peşindeler.
OLAYIN ELEBAŞISI “ÖMER COŞKUN” Son yıllarda, bu konuda adını en çok “Ömer Coşkun” adlı bir kişi duyuruyor. Sırf unvan yaratmak için, Üniversitelerde asistan konumundaki kişilere yani, mesleki kariyer yapmanın henüz başındakilere “Yardımcı Doçent” denmesinden sonra, bu kişiye de hak etmediği bu uyduruk unvan veriliyor. Bu unvanı kullanıp, bitkisel ilaç ürettiğini söyleyen ve salt para kazanmak için kimi arkadaşlarıyla yola çıkan bu kişi, şimdi ortalığı kasıp kavuruyor. Önce, “Orjin” adını verdiği bir ağrı kesici merhemi ürettiğini söyleyen bu kişi, işi o kadar ileriye götürüyor ki, artık her derdin ilacı onda. Sırf bu sebeple Üniversiteden atılmasına rağmen, kurduğu satış ağı ile, ürettiği bütün bitkisel ilaçları (!), peynir-ekmek gibi satıyor.
SAHTECİLİĞİNE, TELEVİZYONLAR DA ORTAK ! Ömer Coşkun adlı bu kişi ve arkadaşları, her gün televizyonlarda. Kanserden tutun da, her çeşit ağrılara, şeker, tansiyon, beyin ve kalp hastalıklarına, cinsel bozukluklara ve akıla gelebilecek ve gelmeyecek her türlü hastalığa karşı ilaç ürettiklerini söyleyip, inanan halkı soyup soğana çeviriyorlar. Kullandıkları yöntem çok basit ve çok çarpıcı. Bu kişi, bilimsel unvanını kullanıp, bu ilaçları kanıtlanmamış metotlarla tanıtıyor. Herkese yüzde yüz garanti veriyor. Yüksek fiyat koyarak sattıkları bu uydurma ilaçlar için mesela “Sadece 219 lira” diyerek, pahalıyı ucuz gösteren ifadeler kullanıyorlar. Yanına küçük bir ilaç daha ekleyip, “Bu da hediyesi” diyorlar. “İlaç, evinize teslim edilecek” deyip, bir de kargo parası istiyorlar ve alıyorlar. Konu mankeni yaptıkları birkaç kişiyi televizyonlara çıkarıp, ilacın etkili olduğunu ve her derdi tedavi ettiğini söylüyorlar ya da söyletiyorlar. Ve, daha neler, neler !
TELEVİZYLONLAR, NEDEN ALET OLUYOR ? Başta, ulusal yayın ağına giren bir çok yerel televizyon ve ötekileri, bu sahteciliklere alet olup, bu ilaçların tanıtımını her gün ve her saat ekranlarında yapmaya devam ediyorlar. Belli ki, bu sahteciler çok kazanıyor ve bol miktarda reklam ücreti ödeyebiliyorlar. Kimi televizyonlar ise, reklamı normal programa dönüştürüp, bu ilaçları bilimselliği kanıtlanmış gibi tanıtmaktan hiç çekinmiyorlar. Önceden hazırlanmış sorular ve cevaplarla izleyicinin karşısına çıkarılan bu programlarda, sahtecilik iyice sırıtıyor, ama halkımızın çoğu bunu fark edemiyor.
SAĞLIK BAKANLIĞI UYUYOR MU? Bilindiği gibi bütün tıbbi ürünlerin üretim, satış ve dağıtımı Sağlık Bakanlığı’nın denetiminde. Eczanelerde satılan bütün ilaçlara “Ruhsat” veren bu Bakanlık, ot’tan yapılan bu ilaçlara ise ruhsat vermiyor. Vermiyor, ama bunların hiçbir şekilde denetimini de yapmıyor. Bu sahtecilerin bazıları, bu ilaçlar için Tarım Bakanlığı’ndan izin alabiliyorlar. Buna güvenip, satışlarını Eczanelerde de yaptırabiliyorlar. Hayvan ve bitki sağlığı ile uğraşmaya yetkili ve görevli olan Tarım Bakanlığı’nın, bu ilaçlara nasıl ruhsat verdiğini ise anlamak imkansız. Anlaşılır bir ifadeyle ve açıkça söylüyorum. Tarım Bakanlığı’nın bu uygulaması, insanı “hayvan” yerine koymaktır. Bu durum, Sağlık Bakanlığı’nın denetim görevini yapmamasının bir sonucudur.
BU İLAÇLARI KULLANANLARDAN ÖLENLER VAR! Basına yansıyan haberlere bakıldığında, peynir-ekmek gibi satılan bu ilaçlardan (!), kimi kullananların hastalıklarının arttığı, kimilerinin sakat kaldığı ve hatta öldükleri bildiriliyor. Halk sağlığı konusunda önemli atılımlar yapan ve halkı memnun edip tekrar seçim kazanan AKP iktidarı, bu sahtecilerle her halde baş edemiyor. Çünkü, denetimsizlik ve sürüp giden bu başı-bozukluk, akıllara hemen bunu getiriyor. O halde, devletin sahip çıkmadığı bu konuya vatandaşların duyarlı olması gerekiyor. Vatandaş, bilimselliği kanıtlanmamış ve tıbbi yetkililerin ruhsatına bağlanmamış hiçbir ilacı almaması ve kullanmaması gerekiyor. Daha çok gıdalara ve tarım ürünlerine ruhsat veren Tarım Bakanlığı’nın da, yetki sınırını aşmaması lazım. Eğer, bu Bakanlığın ilaçlara ruhsat verme gibi bir yetkisi varsa, bu derhal kaldırılmalıdır. Bu memlekette, kimlere nasıl ruhsat verildiğini ve verilen ruhsatların (izinlerin) nasıl alındığını, halkımız artık çok iyi bilmelidir. Televizyonlarda tanıtımı yapılan bu ilaçlara, sakın itibar etmeyin. Bu sahtecilere paranızı kaptırmayın. Bunu, eş/dost ve yakınlarınıza da söyleyin. Ve para verip, canınızdan olmayın. |