|
||
Edepsiz, Ahlaksız, Alçak ! | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Yarım asırdan beri siyaseti izliyorum. Bugüne kadar hiçbir Başbakanın ya da Bakanın ağzından bu sözleri duymadım. Başbakan Erdoğan’ın, CHP lideri için söylediği bu sözler, bana neredeyse küçük dilimi yutturacaktı. Geçen hafta Başbakan Tayip Erdoğan’ın, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu için söylediği bu sözler, beynime kurşun gibi saplandı. Yarım asırdan beri siyaseti izliyorum. Bu güne kadar hiçbir Başbakanın ya da Bakanın ağzında bu sözleri duymadım. Başbakan bu sözleri, CHP lideri kendisine “Rüzgar eken, fırtına biçer.” dediği için söylüyordu. Şimdi, Bir Kılıçdaroğlu’nun sözlerine, bir de Başbakanın cevabına bakın. Gerçi Kılıçdaroğlu, “Başbakan, kendisini tarif etmiş.” dese de, bu sözler söylenemez. İmam Hatip Okulları, çocuklara bu sözleri öğretmiyor. Nerede kaldı senin İmam Hatip eğitimin? Yazıklar olsun !.. GELELİM SEÇİMLERE Seçime, sadece iki gün kaldı. Anketler, seçim sonuçları hakkında az bir yanılgıyla, gerçeğe yakın bir tahmin ortaya koyabiliyor. Görünen o ki, Adalet ve Kalkınma Partisi, dayak yemeye alışmış olan mazoşist seçmenlerin sayesinde, yine tek başına iktidar olacağa benziyor. “Mazoşist” sözcüğü dilimizde yaygın olmamasına rağmen, kullanılıyor ve “acı çekmeye alışmış, horlanmaktan hoşlanan” anlamına geliyor. Öyle ya, AKP iktidarından çok çektiğini haykırdığı, işsiz ve büyük bir geçim aczi içinde olduğunu söylediği halde, vatandaşlarımızın pek çoğu “Oyumuz, yine AKP’ye “ diyebiliyor. Ve Başbakan, parti lideri olarak meydanlarda her ağzına geleni söylediği ve millete meydan okuduğu halde, oy’lar yine AKP ye gidiyor. Bence, bu vatandaşlara “mazoşist” demek yerine, daha başka bir tanımlama yapmak gerekiyor. “BÖLÜNMEK”, EN BÜYÜK KORKUMUZ ! Geçen hafta, yine bu köşede yayınlanan “Sandık Kapıda, Bölücüler Tetikte” başlıklı yazımda da belirttiğim gibi, çıkardıkları bazı küçük olaylara rağmen, pusuya yatmış olan bölücü odaklar seçimi bekliyorlar. AKP tekrar iktidar olduğu takdirde, kendilerine verilen sözlerin yerine getirilmesini isteyecekler. Bölücü odakların sessizliği, bunu açıkça gösteriyor. Vatandaşlarımızın, bunun bilincinde olup olmadıklarını anlamak zor. Yeni bir AKP iktidarının bu ülkeyi nerelere götüreceğini, ülkemizin ve halkımızın halinin ne olacağını kestirmek daha da zor. Katiyen “kötümser” bir insan değilim. Her hangi bir “siyasi yandaşlığım” da yok. Yok, ama iktidarın ülkeyi getirdiği “geriye dönüşü olmayan nokta” insanı kötümser yapıyor. AKP’NİN VAATLERİ KANDIRMACA Adalet ve Kalkınma Partisi, bu seçim kampanyasında da yeni vaatlerde bulunuyor. Memleket bölündükten, atalarımızın can vererek kurtardıkları bu topraklar, bir “miras yedi”nin yaptığı gibi elden çıktıktan sonra, o vaatlerin hepsi boş. Geçen sayıda yaptığım tahminlerimin, hepsinin boşa çıkmasını diliyorum. Savlarımda “haksız” olmayı, onlarınsa “haklı” olmalarını istiyorum. Ancak, vaziyet öyle görünmüyor. İktidarının, bu güne kadar yaptığı faydalı işleri katiyen inkar etmiyorum. Ne var ki, memleket “talan” edildikten sonra, o işleri babam da yapardı. Anavatan Partisi iktidarının yolsuzlukları, meşhur Rüstem Paşa dönemini aratmıştı. Şimdi, AKP iktidarının yolsuzlukları, o Anavatan iktidarını bile mumla aratıyor. “Çalıyor, ama iş yapıyor.” düşüncesi, yolsuzlara iyi bir kılıf olmuş. Oysa, devlet yönetiminde, böyle bir yaklaşım asla olamaz. Hüseyin Çelik’in Bakanlığı döneminde “parasız ders kitabı” basımı ve dağıtımıyla başlayan büyük yolsuzluklar, her türlü ihalelerle ve özelleştirmelerle hız kazanmış ve TOKİ’nin marifetleriyle, iyice şahlanmıştı. AKP’nin seçim vaatlerini, dikkatle izliyorum. İktidarların dürüst olmayan icraatları, halkın boynuna zümrütten gerdanlık olsa, katiyen makbul değildir. İktidar sözcüleri, seçim söylemleriyle hiç olmasa bundan sonrası için “dürüst” bir yönetim vaat etselerdi. Mesela, adi suçlara bulaşan Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının olmayacağını vaat etselerdi. Hiç olmazsa, mal beyanlarının açık olacağını ve hırsızlık yapanların artık yaşatılmayacağını söyleselerdi. Ülkenin bölünmeyeceğini, kalan milli varlıklarımızın yerli-yabancı hiç kimseye peşkeş çekilmeyeceğini, adaletin tarafsız, Ordumuzun yurt savunmasında daha güçlü olacağını, baskıcı dış güçlere asla boyun eğilmeyeceğini söyleselerdi. Ama, ne gezer? CHP VE MHP NE DİYOR ? MHP 4 ay önce, CHP ise, 2 ay önce seçim vaatlerini açıkladılar. Her iki muhalefet partisinin, kimi ayrılıklarına rağmen vaatleri bire-bir örtüşüyor. Anketler, lider değiştiren Cumhuriyet Halk Partisi’nin oylarının arttığını, MHP’ nin ise, baraj civarında, yani “bıçak sırtında” olduğunu gösteriyor. Milliyetçi Hareket Partisi’nin seçim barajına takılması, ülkenin geleceği için çok üzücü olur. Çünkü, iktidarın yanlışlarını ciddi biçimde frenleyebilecek bu partinin Meclise girmemesi ve aldığı oyların AKP ye kayıp, mevcut iktidarın daha da güçlenmesi, ülkemiz ve halkımız için herhalde iyi olmayacaktır. CHP, 134 sayfalık “Seçim Bildirgesi”nde özetle, yeni ve sivil bir Anayasa hazırlayacaklarını, iktidarın ele geçirdiği Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nın yeniden düzenlenip, yargının “tarafsız” ve “adil” hale getirileceğini, seçim barajının % 10’uin altına çekileceğini, Kürt Sorunu’nun iktidarın düşündüğü gibi değil, ülke yararına ve ülkenin bütünlüğü bozulmadan çözüleceğini, faili bilinmeyen suçların faillerinin bulunacağını, iktidar gücünü kullanıp kamu kurumlarına adlarını yazdıranların adlarının kaldırılacağını, Alevi yurttaşların inançlarına saygılı davranılacağını, yüce dinimizin, devlet işlerinde bir sömürü aracı olarak kullanılmayacağını, Vekillerin adi suçlarının dokunulmazlık kapsamından çıkarılacağını, çıkarılacak “Siyasi Ahlak Yasası” ile mal edinmedeki gizliliğin kalkacağını, yolsuzlukların mutlaka önlenip, yapanlara hesap sorulacağını, 18 yaşına kadar herkesin zorunlu eğitime tabi tutulacağını, son zamanların yolsuzluk ve katakulli şampiyonu olan ÖSYM nin yeniden düzenleneceğini, YÖK’ünse tamamen kaldırılacağını, Üniversite harçlarının kaldırılıp, öğrencilerin barınma ihtiyaçlarının karşılanacağını, askerliğin önce 9, daha sonra 6 aya çekileceğini, her yıl 800 bin işsize iş bulunacağını ve nihayet “Aile Sigortası” sisteminin uygulamaya konarak, yoksul ailelere aylık 600 liraya kadar sürekli gelir sağlanacağını ve bütün vatandaşların sosyal güvencelerinin olacağını ifade ediyor. MHP nin seçim vaatlerine bakıldığında, CHP ile önemli bir çelişki görülmüyor. ACABA, CHP-MHP KOALİSYONU OLUR MU? Her iki partinin vekil sayısının toplamı 276 yı aştığı takdirde, AKP 276 nın altında kalacağı için, böyle bir koalisyon “bal gibi” olur. AKP’den yaka silkenler, şimdi bunu merak ve heyecanla bekliyorlar. Bekliyorlar ama, geçiminden aciz, geleceğinden karamsar olan o mazoşistler olmasa. Tabii, seçimler de hilesiz ve dürüst yapılırsa… |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.