301 Moved Permanently

Moved Permanently

The document has moved here.

Haber Detayı
25 Mayıs 2011 - Çarşamba 19:30 Bu haber 2806 kez okundu
 
Abdullah Hoca yla Gezmenin Keyfi
Köşe Yazıları Haberi


Tur Operatörü Abdullah Ürkmez Hoca, iyi bir seyyah. Onun düzenlediği gezilere katılanlar, yenilerini merakla bekliyor. Onlardan biri de benim.

 

          Abdullah Hoca, Tekirdağ’lı “kadim” bir dost. Orada görev yaptığım yıllarda o, Merkez Softaoğlu Camii’nin İmam-Hatibi’ydi. Belagat-tı düzgün, görevine düşkün, çevresi yoğun, seveni de çok olan bir din adamıydı.

         Çalıştığım okulda görev yapan bir arkadaşımsa, din işlerine biraz uzak duruyordu. Bir gün onu Cuma Namazı’na götürmeye ikna ettim. Ve yolumuzun üzerindeki Softaoğlu Camii’ne gittik. Namaza, yarım saat kadar bir süre vardı. Abdullah Hoca, kürsüde “Cehennem”i anlatıyor, cemaat de dikkatle dinliyordu. Dinleyenlere biz de katıldık.

        Hocanın anlatımına gelince, sözleri hem korkutuyor, hem de ürkütüyordu. Hocaya göre, yanlış adım atıp tökezleyen herkes, Cehennemi boyluyordu. Bu konuşma, arkadaşımı da ürküttü. Namaz çıkışı, “Bir daha, katiyen camiye gitmem.” dedi.

        İlk görüşmemizde, durumu Abdullah Hoca’ya anlattım. Hoca, “Merak etmesin, gelecek hafta Cenneti anlatırım.” dediyse de, bu arkadaşımı bir daha camiye getirmem mümkün olmadı.

                            ABDULLAH HOCA “TURİZMCİ” OLUYOR.

        Abdullah Hoca, uzun yıllar başarıyla yaptığı bu görevden emekli olduktan sonra, bir Turizm Şirketi’yle ortaklaşa Hac ve Umre Organizasyonu yapmaya başlıyordu. Daha sonra da, kurduğu “Hicret Tur” adlı şirketle, bu işi kendi başına yapmaya başlamıştı.

         Bu işi de çok iyi yapıyor ve onun turlaraına katılan herkes, son derece memnun kalıyordu. Nitekim, 2004 yılında Suudi Arabistan’a biz de onunla gittik. İşindeki başarısını ve konuklarını nasıl memnun ettiğini, gözlerimle gördüm.

        Abdullah Hoca, Hac ve Umre Turları’ndan başka, iç ve dış seyahatler de düzenliyor ve katılımlar her zaman büyük oluyordu. Bu turların bir-çoğuna biz de katıldık. Son seyahatimiz, Orta ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne oldu.

                             MERAKLI  VE  KEYİFLİ BİR  GEZİ

        Gezimiz, İstanbul Seyahat’in son model lüks otobüsleriyle Çorlu’dan başladı. Bolu-Ankara bağlantılı yoldan ve Kırıkkale üzerinden Orta Anadolu’ya açıldık.

        Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Aksaray, Kayseri ve bu illerin kimi ilçeleri derken, kendimizi Adana üzerinden Gaziantep’te bulduk. Akşam olduğunda, bulunduğumuz il’de konaklıyorduk.

       Oteller önceden seçilmiş ve lüks olanlar tercih edilmişti. Nevşehir Kozaklı’daki 5 yıldızlı  Termal Otel’in yıldızları bir yana, kaplıcaları emsalsiz güzellikteydi. Adına “Kapadokya” denilen ve Aksaray, Kayseri, Nevşehir üçgeninde yer alan bölgenin Ürgüp yöresindeki “Peri Bacaları” nın ise, dünyada başka bir benzeri yoktu. Çünkü, yabancılar sadece Peri Bacaları’nı görmek için ülkelerinden kalkıp, buraya geliyorlardı.

                           GAZİANTEP, ÇOK MODERN BİR ŞEHİR

         Gaziantep’e daha önce de gitmiştim. Hem de birkaç defa. Her gidişimde olduğu gibi, bu gidişimde de şehri daha gelişmiş ve daha güzel buldum. Onu, sadece gündüzleri değil, geceleri de gezdim.

        Türk yemeklerinin inanılmaz lezzeti, sanki sadece Gaziantep’teydi. Gıda maddesi üretilen ve satılan çarşıya girenin, yemeklerden sadece tatmak suretiyle karnını doyurması, işten bile değildi. Ben de, öyle yaptım.

         Gezdiğimiz bütün şehirlerin birbirleriyle olan bağlantı yolları mükemmeldi. Çoğu “otoban” a dönüşen yollarda, araçlar rahatlıkla seyrediyor, yolcular çok keyifli ve huzurlu yolculuk yapıyorlardı.

         Gaziantep’ten sonraki durağımız, Şanlı Urfa oldu. Bilindiği gibi, Fransız işgaline karşı şehirlerini kahramanca savundukları için Urfa’ya “Şanlı”, İngiliz ve Fransızlara karşı yaptıkları başarılı savunma için de Antep’e TBMM kararıyla “Gazi” unvanı verilmişti.

         Peygamberler Şehri olarak bilinen Şanlı Urfa’da iki gece kaldık. Son gece, “Sıra Gecesi” için ayrılmıştı ki, gece sadece bizim için yapıldı. Urfa’nın “Sıra Geceleri” gerçekten görülmeye değerdi.

       Şehir, baştan başa bir tarih hazinesiydi. Balıklı Göl’ün (Halil-ül rahman) kenarındaki Bediüzzaman Naid Nursi’nin boş kabri, beni duygulandırdı. Hatırlanacağı üzere, 27 Mayıs 1960  askeri darbesinden 2 ay önce vefat eden ve cesedi buraya defnedilen Said Nursi, darbeden hemen sonra buradan alınmış ve ceset, konduğu uçağın kuyruk kısmından atılarak, Akdeniz’de balıklara yem olmuştu.

      Muhteremin evliyalaştırılmasından korkan askeri yönetimin verdiği bu emri yerine getiren askerse, daha sonra Çorlu’da 5.Kolordu Komutanlığı yapan General Faruk Güventürk’tü. Olayı, İstanbul’da beni ziyaret eden o Paşadan dinlemiş ve o zaman öğrenmiştim.

                                     MARDİN’İ, ÇOK BEĞENDİM

       Şanlı Urfa’dan sonra Mardin’e geçtik. Mardin, “Eski ve Yeni Mardin” diye ikiye ayrılmıştı. Girişteki yeni Mardin, çok modern bir şehir görünümündeydi.

       Kaldığımız zamanın önemli bölümünü, eski Mardin’de geçirdik. Eski Mardin’in tarihi Çarşısı, Müzesi, tarihi Camiler ve diğer tarihi yapılar, ziyaretçileri tarihin derinliklerine götürüyordu.

        Sadece Hz.Ali döneminde kullanılan “Kufi Yazısı”nı, ilk defa Mardin Ulu Cami’nin minaresinde gördüm. 850 yıllık Caminin minaresinde bu yazı ile “Ve Men Tevekkele Al-Allah, Ve Huve Hasbuhin.” yani “Her kim Allaha tevekkül ederse, Allah ona yeter” diyordu.

                  DEMİREL, GAP’I  KAPTIRMAMAKTA  HAKLIYDI.

       Adana’da Seyhan Nehri’nin, iki bölgede Kızılırmak’ın ve yine iki bölgede Fırat Nehri’nin üzerinden meraklı bakışlarla geçtik. Ama, Fırat’ın üzerindeki Gap Projesi olarak bilinen “Atatürk Barajı”, “Gap’ı Gaptırmam.” diyen Süleyman Demirel’in haklı olduğunu gösteriyordu.

       Bu muazzam eser, bizler için bir övünç ve gurur abidesiydi. Demirel’in de, bu ülkedeki en büyük eseriydi.

       Anadolu, yalnız tarihiyle değil, doğal güzellikleriyle de halkımızın gurur kaynağıydı. Adana yaylaları (Çukurova) ve dağları, Nevşehir, Kırşehir, Aksaray ve Niğde dolayları ve Harran Ovası, tabiat harikalarıyla doluydu.

                          ANADOLU HALKI İŞ İSTİYOR, AŞ İSTİYOR

        Gezdiğimiz yerlerde halk, işsizlikten yakınıyordu. Geçim sıkıntısı çektiklerini söylüyorlardı. Belli yerlerde kurulan Sanayi yetersizdi. Diğer bütün şehirler, Kayseri ve Adana gibi Sanayiye sahip değillerdi.

       Dönüşümüz, Kahraman Maraş ve Kayseri üzerinden oldu. Dondurma ve pastırmasından özellikle tattığımız gelişmiş bu iki şehirde bile, halkın şikayetleri vardı.

        Siyaset için değil, gezmek için gitmiştik, ama siyaseti de konuştuk. Hemen gittiğimiz bütün şehirlerde bir-iki kişiyle konuşurken halk etrafımızı çevirdi. Beni, sorduklarıma bakarak, gazeteci ya da televizyoncu sananlar oldu.

        İktidar partisi, şiddetle eleştiriliyordu. “Peki, oyunu kime vereceksin?” dediğimde, “Tabii ki AKP ye. Onu beğenmiyoruz, ama ondan fazla güven verenini de göremiyoruz.” diyenler çoğunluktaydı.

                     ABDULLAH HOCA,  İYİ BİR “GEZİ REHBERİ”

        Abdullah Ürkmez Hoca, sıkça gittiği bu yerleri iyice ezberlemişti. O, aynı zamanda iyi bir araştırmacıydı. Yolcularla çok iyi diyalog kuruyordu. Şakayı ve nükteli konuşmaları seviyor, her sorulana kolayca cevap veriyordu. Oğlu Abdülkadir, hocanın en iyi yardımcısıydı.

         Hoca, herkesle ayrı ayrı ilgileniyor ve herkesin bu geziden keyif almasını ve bir şeyler öğrenmesini istiyordu. Otobüsün önündeki mikrofonu eline alınca, “Efendiler” diye söze başlıyor, cevapsız soru bırakmıyordu.

         Gezimiz, gece yarısı sona erdi. Hoca, hepimizi gideceğimiz yerin yakınına bıraktı. Uyku saatlerinin dışında, zamanımızın tamamı gezmekle geçti.

         Yorulduk, ama yorulduğumuzu doğrusu hiç anlamadık.

         Hoca, önümüzdeki ayın sonuna doğru “Baştan başa Karadeniz Gezisi” düzenliyor. Son durak, Artvin olacak. Artvin’den sonra Batum, yani Gürcistan geliyor. Gürcistan’la aramızdaki “vize uygulaması” kaldırıldı. Pasaportlarımızı da yanımıza aldığımız takdirde “Günü-birlik” de olsa, Gürcistan’a (Batum’a) geçebileceğiz.

         Düzenlediği turları ticari amaçtan öte bir “hobi” olarak benimseyen Abdullah Hoca’ya, katılanlar adına buradan teşekkür ediyor, ona sağlıklı ömürlerle, başarılarının artarak sürmesini diliyorum.

Kaynak: (İHA) - İhlas Haber Ajansı Editör:
 
Etiketler:
Yorumlar
Saray Gözlem Gazetesi
Ulusal Gazeteler
Alıntı Yazarlar
Tekirdağ

Güncelleme: 24.11.2024
Bugün
5 - 9
Pazartesi
4 - 9
Salı
7 - 11
Tekirdağ

Güncelleme: 24.11.2024
İmsak
06:31
Sabah
08:01
Öğle
13:02
İkindi
15:30
Akşam
17:52
Yatsı
19:17
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
1
Galatasaray
32
32
0
2
10
12
2
Fenerbahçe
29
33
1
2
9
12
3
Samsunspor
25
24
3
1
8
12
4
Eyüpspor
22
19
3
4
6
13
5
Beşiktaş
21
19
2
3
6
11
6
Göztepe
18
19
3
3
5
11
7
Sivasspor
17
17
5
2
5
12
8
Başakşehir
16
17
4
4
4
12
9
Rizespor
16
12
6
1
5
12
10
Gaziantep FK
15
18
5
3
4
12
11
Kasımpasa
14
16
4
5
3
12
12
Antalyaspor
14
15
6
2
4
12
13
Konyaspor
14
14
6
2
4
12
14
Kayserispor
12
13
4
6
2
12
15
Trabzonspor
12
12
3
6
2
11
16
Bodrumspor
12
10
7
3
3
13
17
Alanyaspor
10
9
5
4
2
11
18
Hatayspor
6
10
7
3
1
11
19
A.Demirspor
2
9
9
2
0
11
Nöbetçi Eczane


Nöbetçi eczanlerle ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

Arşiv Arama
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı