|
||
Baz İstasyonları, Öldürmeye Devam Ediyor ! | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Saray’da Çarşı içine ve Pazarcık Mahallesi’ne kurulan Baz İstasyonları, ölüm saçmaya devam ediyor. Ölüm, yavaş ve sessiz geldiği için fark edilmiyor. Gelince de, çaresi bulunamıyor. En iyi çare, bu istasyonları acele kaldırmak. Cep telefonlarına çekim alanı yaratan ve adına “Baz İstasyonu” denilen kurulumlar, ölüm saçmaya devam ediyorlar. Yurdumuzun her köşesine yayılan GSM Operatörleri, daha geniş çekim alanı kazanabilmek için, bu istasyonları kurmaya devam ediyorlar. DEVLET TEHLİKEYİ BİLİYOR, AMA …
Devlet, bu istasyonların tehlikesini çok iyi biliyor. Tehlike dediğimiz, yaydıkları “radyasyon”dan başka bir şey değil. Radyasyon da, bilindiği gibi ölümcül “kanser” hastalığına sebep olan radyoaktif ışınlar. O ışınlar ki, çıktıkları yerden çok geniş alanlara kolayca yayılabiliyorlar. Sağlık Bakanlığı’nın yetkili elemanlarıyla, basın ve televizyonlarda görüş bildiren sağlık otoriteleri, bu tehlikeyi açıkça söylüyorlar. Ama, tedbir almak bir yana, devlet adeta ölüm saçan bu istasyonları destekliyor, teşvik ediyor, tehlikelerini ise, görmezden geliyor. Geçen yıla kadar, devletin önemli bir kurumu olan Diyanet İşleri Başkanlığı bile - tehlikeyi göre göre- salt para kazanmak için minareleri bu istasyonlara kiraladı. Ve bu istasyonların bazıları, minarelerin üstüne kuruldu. Neyse ki, vatandaşın tepkisi artınca, bundan vazgeçildi. Devlet (Sağlık Bakanlığı) saklı tutsa da, bu istasyonların saçtığı radyasyondan ölen ve halen ölümü bekleyenlerin sayısı, olayı izleyen başka kurumlarca çok iyi biliniyor. Hastanelerin “Onkoloji” bölümlerine gelen hasta sayılarında çok ciddi artışlar var. Bunların en büyüğü ve en donanımlısı olan İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi’ndeki merkezden yapılan açıklamalar, dehşet verici. Tıp, erken teşhis edilen kansere karşı çare üretse de, ilerlemiş olanlara hiçbir şey yapamıyor. Erken teşhis ise, her zaman mümkün olamıyor. Bugün, insan vücudunda kanser yapan başka etkenler de var. Bilim adamları, yediğimiz gıdalardan tutun da, daha başka bir çok nedenin olduğunu söylese de, Baz İstasyonları’nın yaydığı radyasyon, göz göre göre bu hastalığı getiriyor ve insanlarımızı alıp götürüyor. ÖNCE TEPKİLER YOĞUNDU, AMA ŞİMDİ AZALDI Baz İstasyonları’nın ilk kurulduğu zamanda, tehlikeyi öğrenen halk hemen tepkisini gösterdi. Gösterdi, ama zaman içinde istasyon sayısı artarken, bu tepkiler giderek azaldı. Hatta o yıllarda, kimi vatandaşlar mahkemelerde kişisel davalar açarak, dava konusu olan istasyonların sökülmesini bile sağladılar. Bu konuda mahkemelerden alınmış ve Yargıtay’ca onanış kararlar var. Bu kararların gerekçelerinde, bu istasyonların kanser hastalığı yaydığı, Bilirkişi Teknik Raporlarına dayanılarak, açıkça ifade ediliyor. Örnek vermek gerekirse, ilk dava 2003 yılında Ankara 9.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılıyor ve mahkeme bu istasyonların kanser hastalığı yaydığını kabul ediyor. Karar, Yargıtay 4.Hukuk Dairesi tarafından 2004 yılında onanıyor. GSM Operatörleri, çalışmalarını insan sağlığını gözeterek ve hazırlanan yönetmeliğe uygun olarak yürüttüklerini ifade ediyor ve bu karara karşı çıkıyorlar. Bunun üzerine, yeni davalar açılıyor. Yerel Mahkemelerin, bu defa Baz İstasyonları lehine verdikleri kararlar, tekrar Yargıtay’a gidiyor. Dosyaları ele alan Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2009 yılında verdiği kararında, “İstasyonlar, yönetmeliğe uygun çalışsalar dahi, meskun mahallerde Baz İstasyonu kurulamaz.” diyor ve olaya son noktayı koyuyor. SARAY, RADYASYON RİSKİ ALTINDA İki yıl önce, ilçemizin Küçükyoncalı köyü’nün Muhtarı ile anlaşan bir GSM Operatörü, köyün tam ortasına bir Baz İstasyonu kurmuştu. Ancak, tehlikenin farkında olan köylülerin sert tepkisi ve istasyonu kuranlara karşı direnmesi üzerine, kurulan istasyon yerinden söktürüldü. Söktürüldü, ama bu defa köyün kenarına taşınan istasyon, köye yansıması % 100 olan yakın bir tepeye kurularak, tehlike yine de önlenemedi. Köylüler şimdi, Muhtarın sayesinde “radyasyon” depolamaya devam ediyorlar. Ne var ki, Saray İlçe merkezinde de aynı tehlike kol geziyor. Belediyenin tam karşısındaki bir çatının üzerine kurulan Baz İstasyonu’ndan başka, Pazarcık Mahallesi’ne kurulan bir başkasıyla da, Saray halkı “radyasyon” depolamaya devam ediyor. Lafı uzatmadan, buradan halkımıza ve yöneticilerimize çağrımı yapıyorum. Hasta sayısı artmadan ve ölüm kapıya dayanmadan bu istasyonları buradan kaldıralım. En azından, yansıması “minimum” olan bölgelere nakillerini sağlayalım. Cep telefonu ile daha az konuşarak yaşamamız mümkün, ama kanser olunca yaşama şansımız yok. Hele, küçük çocukların şansı hiç yok. Yetkililer ilgisiz kalırsa, mahkemelerde bireysel ya da toplu davalar açalım. Yaşamak varken, ölüme boyun eğmeyelim.
|
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.