Haber Detayı
26 Kasım 2010 - Cuma 08:01 Bu haber 1452 kez okundu
 
Öğretmenler Günü Ve Öğretmenlerimiz
Köşe Yazıları Haberi


      Kuru laflarla kutlanan ve öğretmenleri mutlu ve hoşnut etmeyen bu gün ya yeniden düzenlenmeli, ya da kaldırılmalıdır. Bir kasabanın Kurtuluş Günü, bu günden daha iye ve daha anlamlı kutlanıyor.

      Öğrenci, nasıl ki “öğrenici ya da öğrenen” anlamına geliyorsa, Öğretmen de “öğreten” anlamına geliyor. Yani, öğrenci “bilmeyen”, öğretmense “bilen” konumunda oluyor. Her ikisinin konumları farklı olsa da, bir elmanın iki yarısı  gibi birbirlerine bağımlı görünüyorlar.
           Öğretmen, her ne kadar “bilen” anlamına gelse de, öyle “her şeyi bilen” demek olmuyor. Çünkü, sınırları belli olmayan bilginin tamamını bir beyinde toplamak hiçbir zaman mümkün olmamış, olamazda. Ne var ki, bizim toplumumuzda öğretmenlerimizin çoğunun, bilmesi gerekenleri bile tam bilemediği ve bilmek için de hiçbir gayret göstermediği görülüyor.
          Bunu biraz daha açmadan önce, yılda bir defa kutlanan şu” “Öğretmenler Günü” ne gelelim.
                                 24 KASIM, “SENEDE SADECE BİR GÜN”
        1928 yılında, Büyük Atatürk’ün başlattığı “Harf Devrimi”nden sonra o büyük insan, kurduğu Millet Mektepleri’nin “Başöğretmeni” sayılıyor. Bu anlamlı gün 24 Kasım’a rastladığı için, 12 Eylül askeri yönetimi, bu günü Türkiye’de ilk defa “Öğretmenler Günü” olarak kabul ve ilan ediyor.
         Bendeniz, o tarihlerde hem İstanbul Valiliği’nin, hem de aynı yıl kutlanan Atatürk’ün 100 ncü Doğum Yılı’nı Kutlama Üst Kurulu’nun Genel Sekreteri idim. Bütün bu çalışmalar İstanbul’da gerçekleştirilip,  Ankara’dan ilan edildiği için, bütün etkinliklerin içinde hep bir sorumlu olarak bulundum.
        Gün, çok iyi düşünülmüştü. Amaç, öğretmenlerimizi mesleğe motive etmek, aralarındaki birlik ve bütünlüğü sağlamak, mesleki sorunların çözümü için o gün çeşitli toplantılar düzenlemek, daha iyi yetiştirilmeleri için plan ve programlar hazırlamak ve mesleğe yeni katılanlara da, bu bütünlük içinde meslek aşkını aşılamak vb. gibi bir takım hedefler düşünülmüştü.
         Türkiye’nin en büyük İli olan İstanbul’un bu önemli güne ait Kutlama Programları’nın uzun yıllar hazırlanmasına Başkanlık ettim. Bu çalışmalar sırasında iki hedefim vardı. Birincisi, öğretmenlerimizin hem öğrenimleri sırasında, hem de mesleklerini icra aşamasında çok iyi yetişmiş olmaları, ikincisi ise, bu meslek mensuplarının hiçbir maddi sıkıntı çekmeden hayatlarını ve mesleklerini sürdürebilmeleriydi.
       Nitekim, yaptığımız programlarda bu iki unsuru, her seferinde birer temenni olarak programa almış ve her gelen Eğitim Bakanı’na da anlatmış olmamıza rağmen, kısa sürede hiçbir sonuç alamadık.
        Ancak, daha sonraki yıllarda öğretmen yetiştiren kurumların bir çatı altında toplanması, Anaokulundan Lise’ye kadar bütün okullarda görev alan öğretmenlerin, kurulan 4 yıllık Eğitim Fakülteleri’nde okuma imkanlarının sağlanması, önemli bir kazanç oldu.
         Öğretmenlerimizin öğrenim düzeyi artmasına rağmen özlük haklarında, yani onlara sağlanan maddi imkanlarda, hemen hiçbir değişiklik olmadı. Kısmi düzelmelere rağmen, onların geçim sıkıntıları devam etti ve hala devam ediyor.
                                   DİPLOMA YETERLİ OLMUYOR
         Eğitim Fakülteleri’nin çeşitli branşlarında eğitildikten sonra diplomalarını ceplerine koyan öğretmenlerimizin pek çoğunun, meslekleri süresince kendilerini yetiştirip,  geliştirmedikleri, öğrencilerinin karşısında ciddi biçimde bocaladıkları, eğitimin kaybolduğu okullarda öğretimin de artık kaybolmaya yüz tuttuğu, Özel Dershaneler olmasa, okullardaki öğretmen ayıplarının daha çok ortaya çıkacağı, artık iyice belli oldu.
          Bu da gösteriyor ki, kendilerini yenilemeyen öğretmenlerin, birer diploma sahibi olmaları yeterli olamıyor.
         Bu durum, 1-5 Kasım 2010 tarihlerinde toplanan 18 nci Milli Eğitim Şurası’nın gündeminde olmasına rağmen, konu birkaç dilek ve temenni ile geçiştiriliyor ve yine ciddi hiçbir tedbir düşünülmüyordu.
                                    MESELA, TEDBİR  ŞU  OLABİLİR
         Bilindiği gibi öğretmenler dahil, kamu hizmetine ilk defa atanacaklar, adına kısaca KPSS denilen Kamu Personeli Seçme Sınavı’na katılıyor ve belli bir puanın üstünde başarı gösterenlerin atamaları yapılıyor.
        İşte bu sınav, öğretmenler için ayrı yapılmalıdır. Sınıf öğretmenleri genel bilgilerden, branş öğretmenleri ise, kendi branşlarından sınava alınmalıdır. Bütün öğretmenlerin ayrıca genel bilgileri de ölçülmek isteniyorsa, sınava böyle bir bölüm de pekala  ilave edilebilir.
         Bütün öğretmenler, öğretim yılı içinde bir defa olsun bilgi ve mesleki tatbikat yönünden mutlaka denetlenmeli, terfileri buna göre yapılmalıdır.
         Öğretmenler ayrıca, periyodik olarak 3 yılda bir mesleki sınava da tabi tutulabilirler. Bu iş, sınavları yüzüne gözüne bulaştıran YÖK yerine, özel ve ciddi başka bir kuruluş tarafından ya da doğrudan Bakanlık tarafından yapılabilir.
  Bu denetimlerin ve sınavların sonunda, öğretmenlik için yeterli görülmeyenler, kamunun başka birimlerine memur olarak nakil edilmelidirler.
         Başarılı öğretmenlerse, maddi yönden mutlaka tatmin edilmelidir.
                 ÖĞRETMENLERİN  İSTİHDAM YASASI, AYRI OLMALI
         Bu gün ülkemizde kamunun en büyük kesimini oluşturan ve sayıları 700 bine yaklaşan öğretmenlerimizin, başta özlük hakları olmak üzere bütün hak ve ödevleri ayrı bir yasayla ele alınmalıdır.
         İstanbul Milli Eğitim Müdürü iken, bu konu üzerinde İstanbul’da ciddi çalışmalar yaptık. Bakanlığın isteği üzerine, bir “Öğretmen Personel Yasa Taslağı” da hazırladık. Bu taslakta, öğretmenlerimizi hem mesleki yönden, hem de özlük hakları yönünden iyi duruma getirecek tedbirler sıraladık.
         Daha sonra da, durumu bizzat Milli Eğitim Bakanı’na anlatıp, bütün öğretmenlerin aylıklarında bu kanunla ya da başka özel bir kanunla artışlar yapılmasını ve bunun sağlam ayaklar üzerine oturtulmasını önerdim.
         Bakan, önerimi ve gerekçelerini uygun bulup, durumu Başbakanla görüştükten sonra, Başbakanın konuya olumlu baktığını ancak, öğretmen sayısının çok fazla olması sebebiyle bütçenin buna imkan vermediğini belirtti. Böylece, arzular yine başka bahara kalmış oldu.
         Öte yandan, uzunca süren görevi sırasında Milli Eğitimi “berbat” eden önceki Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in uygulamaya koyduğu,“Öğretmen, Uzman öğretmen, Başöğretmen ...” gibi, öğretmenleri sınıflayan yasa hiçbir işe yaramadı. Çünkü, geçen 5-6 yıla rağmen kimin bu unvanları aldığı ve neyi hak ettiği ve de nasıl bir göreve tabi oldukları anlaşılamadı.
         Şimdiki Milli Eğitim Bakanı’nın ise, tamamen bürokratların güdümünde olduğu ve doğrudan hiçbir karar alamadığı söyleniyor. Demek ki, 335 AKP li Milletvekilinin içinden yine de, bu Bakanlığa en uygun olarak bu kişi görülmüş.
                        DÖNELİM YİNE “ÖĞRETMENLER GÜNÜ”NE”
       Yaklaşık 30 yıldan beri her yıl 24 Kasım günü kutlanan “Öğretmenler Günü”, tıpkı bir kasabanın “Kurtuluş Günü” nü kutlamaktan öteye gitmiyor.
       Şehir ve kasaba merkezlerindeki çelenk sunumundan ve okullarda yapılan kısa toplantı ve gösterilerden sonra, atılan nutuklar gün bitmeden boşlukta kaybolup gidiyor.
        Gün, anlamını ve önemini kaybetmiş durumda. Bütün öğretmenler, bu durumdan rahatsızlar. Öğretmenler, bu günü artık eski istek ve heyecanla kutlamıyorlar.
         Hiçbir anlamı kalmayan bu gün ya kaldırılmalı, ya da yeniden ele alınıp önemine, anlamına uygun, öğretmenleri mutlu ve hoşnut edecek bir konuma getirilmelidir.
       

Kaynak: (İHA) - İhlas Haber Ajansı Editör:
 
Etiketler:
Yorumlar
Saray Gözlem Gazetesi
Ulusal Gazeteler
Alıntı Yazarlar
Tekirdağ

Güncelleme: 23.05.2024
Bugün
15 - 23
Cuma
14 - 22
Cumartesi
12 - 20
Tekirdağ

Güncelleme: 23.05.2024
İmsak
14 Zilkade 1445
Sabah
03:49
Öğle
05:39
İkindi
13:12
Akşam
17:09
Yatsı
20:34
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
1
Galatasaray
99
89
2
3
32
37
2
Fenerbahçe
96
93
1
6
30
37
3
Trabzonspor
64
65
13
4
20
37
4
Başakşehir
58
51
13
7
17
37
5
Beşiktaş
56
51
13
8
16
37
6
Kasımpasa
53
60
14
8
15
37
7
Alanyaspor
51
52
10
15
12
37
8
Sivasspor
51
45
12
12
13
37
9
Rizespor
50
48
15
8
14
37
10
Antalyaspor
48
43
13
12
12
37
11
A.Demirspor
44
52
13
14
10
37
12
Samsunspor
43
41
16
10
11
37
13
Kayserispor
42
43
14
12
11
37
14
Gaziantep FK
41
49
18
8
11
37
15
Konyaspor
41
39
14
14
9
37
16
Ankaragücü
40
44
13
16
8
37
17
Hatayspor
38
43
15
14
8
37
18
Karagümrük
37
46
18
10
9
37
19
Pendikspor
37
42
18
10
9
37
20
İstanbulspor
16
27
26
7
4
37
Nöbetçi Eczane


Nöbetçi eczanlerle ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

Arşiv Arama
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı