301 Moved Permanently

Moved Permanently

The document has moved here.

Haber Detayı
16 Eylül 2010 - Perşembe 00:17 Bu haber 1402 kez okundu
 
Bükemediğin Bileği, Öptürürler!
Köşe Yazıları Haberi


Yazının başlığına bakıp da, AKP’nin Referandum zaferinden söz ettiğimi sanmayın. Kendini “erişilmez” sanan bir Medya Patronu’nun, iktidarın karşısındaki aczinden ve nasıl diz çöküp, biat ettiğinden bahsedeceğim. Yani, yıllarca taşıdığı Ertuğrul Özkök kamburunu sırtından atan Aydın Doğan’dan.

        Bu köşeyi sürekli izleyen değerli okuyucularım, yazılarımda kişisellikten uzak durduğumu, herkesi ilgilendiren ve herkesin içinde, kendinden bir duygu ve düşüncenin olabileceği konuları dile getirmeye çalıştığımı çok iyi bilirler. Buna karşın, uzun yılların tecrübesi sonunda bire-bir yaşadığım olaylardan da bazı kesitler sunarak, onları bilgilendirmeye çalıştığımı iyi bilirler.
         İşte, daha önce bu köşede dile getirdiğim konulardan biri, bu günlerde yine günün konusu.
         1980 li yıllarda İstanbul/Sirkeci’de bir yazıhane kiralayıp yerli otomobil satan, gazetecilikle hiçbir ilintisi olmadığı halde bir gazete satın alıp medyaya giren, kısa sürede palazlanıp satın aldığı ve kurduğu diğer gazete ve dergilerle Medya Patronu olan, oluşturduğu Medya Karteli ile devlete ve siyasi iktidarlara kafa tutan, karşı koyanlara ya da nasırına basanlara  bu yayın organlarıyla çamur atıp korkutan ve sindiren, adı tehdit ve şantaj olan bu yöntemle bütün kapıları kolayca açtırıp zenginliğine yeni zenginlikler katan Aydın Doğan’dan, size biraz daha bahsetmek istiyorum.
       Daha önce de belirttiğim gibi bu kişi, gazeteciliği ve televizyonculuğu merakından ve hevesinden değil, sırf ticari işlerinde baskı aracı olarak kullanmak için yapıyordu. O kadar ki, gazete ve televizyonlarındaki köşe yazarlarıyla habercilerden oluşan tetikçi kadrosu da, kalemlerini ve kameralarını halkı bilgilendirmek için değil, öncelikle patronlarının ticari işlerinde ona daha geniş kapılar açmak için oynatıyorlardı.
        Bu kamera ve kalemler, onların kanun tanımayan çıkarlarına engel koyduğum için İstanbul Milli Eğitim Müdürü’yken, bana karşı da kullanılmıştı. Onlar bu durumu, başka televizyonlara çıkıp anlatmamı engellemiş olsalar da, bir çok gazetede haber yapılmasına ve yazı yazmama engel olamamışlardı.

             ÖNCE YAYIN İLKELERİNE (!), SONRA DA YAPTIKLARINA BAKIN
        Aydın Doğan ve Baş tetikçisi Ertuğrul Özkök, 1 Aralık 1999 günü açıkladıkları ve Hürriyet Gazetesi’nde yayınladıkları bir bildiri ile Kartelin yayın ilkelerini bir “taahhüt” ve bir “vaat” olarak “Doğan Medya Grubu Temel ve Meslek ilkeleri” başlığı ile şöyle açıkladılar.
     “Her alanda hukukun üstünlüğünü savunacaklarını, insan haklarına saygı göstereceklerini, kişilere ve kuruluşlara karşı eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren ve iftira niteliği taşıyan ifadelerde bulunmayacaklarını, suçlulukları mahkeme kararı ile kesinleşmeyenleri suçlu ilan etmeyeceklerini, kişilerin özel yaşamlarına saygı göstereceklerini, suçlunun yakını bile olsa masum insanları teşhir etmeyeceklerini, hakkında yanlış haber yazılanlara cevap ve düzeltme hakkı ya da tekzip hakkı tanıyacaklarını” böbürlenerek kamuoyuna beyan ve taahhüt ettiler, ancak bunların hiç, ama hiçbirine uymadılar ve hepsinin tersini yaptılar.
        Vaatlerini bir bir ele aldığımızda, hukukun üstünlüğünü hiçbir şekilde savunmadıkları ve insan haklarına saygı göstermedikleri görüldü. Bu gün, hakkında en çok ceza ve tazminat davası açılan, bu arada mahkum olan gazete, Hürriyet Gazetesi’dir.
        Kişilere olsun, çeşitli kuruluşlara karşı olsun yaptıkları haberler, eleştiri sınırlarının ötesinde, hep küçük düşürücü ve iftira niteliğindeki yalan haberler oldu.
        Mahkemelerde, hakkında henüz hüküm verilmemiş insanları hep suçlu ilan ettiler. O kadar ki, bu haberlerle etkiledikleri ve baskı altına aldıkları mahkemelerde beraat etmesi mümkün olan insanlar, hep hüküm giydiler.
        Hiç kimsenin özel yaşamına saygı göstermediler. Kendi özel yaşamları söz konusu olunca, hasım bildikleri kişilerin üzerine “Atmaca” gibi saldırdılar. Mesela, ikinci tetikçi konumundaki Uğur Dündar, eşi hakkında küçültücü bir haber yapılınca, eline geçirdiği haber kanalını burnundan soluyarak ve büyük bir öfkeyle kullanmaktan hiç çekinmedi. “Hukuka ve mahkeme kararlarına her zaman saygılıyız.” diyen aynı kişi, İstanbul Belediyesi’nde iddia olunan Akbil yolsuzluğu konusunda kendisine yayın yasağı koyunca, Fatih’deki Asliye Hukuk Mahkemesi’ni  de, Hakimini de en ağır sözlerle eleştirmekten, hatta şikayet etmekten de hiç çekinmedi.
       Kartel, suçluluğu kesinleşmemiş insanların yakınlarını da suçlu gibi göstermekten ve masum insanları teşhir etmekten hiçbir zaman geri kalmadı.
       Pek çok haberi, yalan ve masa başında hazırlanan düzmece haberler olduğu halde, bunlar hakkında mahkemelerden alınan tekzip kararlarını hiçbir zaman yayınlamadı. Telafi edilemeyecek biçimde mağdur olan ve şeref ve haysiyeti lekelenen hiç kimseye “Cevap ve Düzeltme Hakkı” tanımadı. Kartelin gazetelerini takip ederseniz, hiç kimsenin tekzip veya cevap yazısı’nın ya da düzeltme yazısı’nın yayınlandığını göremezsiniz.


                HERKESE “HIRSIZ” DİYEN  KARTELİN  PATRONU,
                      HER GÜN  ZEMZEM’LE YIKANMIŞ OLMALI
        Yıllardan beri hemen herkesi “hırsızlıkla” suçlayan Doğan Medya Karteli’nin Patronu Aydın Doğan’ın, her gün “zemzem”le yıkandığı sanılıyordu. Oysa onun, kartelin hırsızlıkla suçladıklarından daha da beter olduğunu, geçen yıl  iyice anladık.
       Onun, Holdinginin içinde “Petrol Ofisi” adında bir şirketi vardı ki, vergi kaçırırken kıskıvrak yakalanmıştı. Bu suçtan, Nisan 2007 de 1.2 milyar lira (eski söylemle bir katrilyon ikiyüz milyar lira) ceza alan Aydın Doğan, devletle uzlaşmaya gidip bunu 275 milyon liraya (eski söylemle 275 trilyon liraya) düşürürken, yine de uslanmıyordu.
      Aynı şirket 2008 yılında da vergi kaçırınca, bu defa tam 826.3  milyon lira (eski söylemle 826.3 trilyon lira) cezaya çarptırılmıştı.
      Bu defa, “Doğan Yayın Holding” adlı başka bir şirketi de, çok geçmeden vergi kaçırırken yakalandı ve 2005, 2006 ve 2007 yıllarında kaçırdığı vergilerden ötürü tam 3 milyar 755 milyon lira (eski söylemle 3 katrilyon 755 trilyon lira) cezaya çarptırıldı.
       Suçunu kabul edip, Maliye ile uzlaşmak isteyen Aydın Doğan, böylece hırsızlığını da kabul etmiş oluyordu.

            ADALET, AYDIN  DOĞAN’IN  YAKASINI  BIRAKMIYOR
       Oluşturduğu medya kartelinde kullandığı tetikçileri ile hemen herkesi hırsızlıkla suçlayan, şeref ve haysiyetleri ayaklar altına alan bu kişi, şimdi yargıda hesap veriyor.
         Kendisini savunan Avukatlarına bol paralar verdiği kuşkusuz. Tavuk çalarken kümeste suçüstü yakalanan hırsızın Avukatları mahkemede ne kadar etkili ise, Aydın Doğan’ın Avukatları da onu savunurken, ancak o kadar etkili olacaktır.

                 BÜKEMEDİĞİ BİLEĞİ,  ADAMA ÖPTÜRÜRLER !
        2002 öncesinde İstanbul Belediye Başkanı olan liderine, iktidar olduktan sonra da Adalet ve Kalkınma Partisi’ne sürekli saldıran Aydın Doğan Medya Karteli, artık öyle değil. Vergi hırsızlığı ile köşeye iyice sıkışan Patronları, tetikçilerine artık “Saldırın” emri veremiyor.
        Aydın Doğan yakalandıktan sonra, onu bu durumlara düşüren akıl hocası ve Baş tetikçisi Ertuğrul Özkök’ü bertaraf ettiyse de, kendisini bertaraf olmaktan kurtaramadı. O, Ertuğrul Özkök’ü yönetimden ve çevresinden uzaklaştırmakla doğru yapmıştı, ama gazetede yazmaya devam etmesine izin vermesi, başka bir yanlıştı.
        Doğan Medya Karteli, artık iktidara sataşamıyor. Çamur atamıyor. Onun gazetelerini okuyan ve televizyonlarını izleyen herkes bunu hemen fark ediyor. Referandum sürecinde, iktidara yaranmak için elinden geleni yapmasına rağmen hepsi faydasız, hepsi nafile. “Bükemediği bileği defalarca öpüyor”, ama artık yararı yok. Çünkü, o artık yargıda hesap veriyor.
         Suçluluğunu kabul edip, sürekli uzlaşma isteyen bu kişi eğer yargının elinden kurtulursa, her gün tartışılan yargıya olan güven, iyi biliniz ki büsbütün ortadan kalkacaktır.

                BU DAVADA,  BAŞBAKAN VE AKP TAM  NOT  ALDI
       Geçen yıla kadar Başbakanın yemek masasında oturan Aydın Doğan, artık masaya yaklaşamıyor. O, bükemediği bileği defalarca öpse de, artık faydası yok. Başbakan da, onunla arasına koyduğu mesafeyi koruyor.
       Bendeniz, AKP’nin bütün yanlış icraatını bu köşede eleştirdim. Ama, bu davada Başbakanı da, hükümeti de, AKP yi de, hülasa bu davadan ödün vermeyen bütün iktidar mensuplarını kutluyorum.
     Aydın Doğan’a ve tetikçilerine son sözüm şu ki, günahlarınızdan arınmadan,  bu dünyayı sakın terk etmeyin. Firavunlar da, sizin gibiydiler. Ne yaptırdıkları muhteşem piramitler, ne de o piramitlere sakladıkları servetler, Allah’ın gazabından ve azabından onları kurtaramadı.

 

Kaynak: (İHA) - İhlas Haber Ajansı Editör:
 
Etiketler:
Yorumlar
Saray Gözlem Gazetesi
Ulusal Gazeteler
Alıntı Yazarlar
Tekirdağ

Güncelleme: 24.11.2024
Bugün
5 - 9
Pazartesi
4 - 9
Salı
7 - 11
Tekirdağ

Güncelleme: 24.11.2024
İmsak
06:31
Sabah
08:01
Öğle
13:02
İkindi
15:30
Akşam
17:52
Yatsı
19:17
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
1
Galatasaray
32
32
0
2
10
12
2
Fenerbahçe
29
33
1
2
9
12
3
Samsunspor
25
24
3
1
8
12
4
Eyüpspor
22
19
3
4
6
13
5
Beşiktaş
21
19
2
3
6
11
6
Göztepe
18
19
3
3
5
11
7
Sivasspor
17
17
5
2
5
12
8
Başakşehir
16
17
4
4
4
12
9
Rizespor
16
12
6
1
5
12
10
Gaziantep FK
15
18
5
3
4
12
11
Kasımpasa
14
16
4
5
3
12
12
Antalyaspor
14
15
6
2
4
12
13
Konyaspor
14
14
6
2
4
12
14
Kayserispor
12
13
4
6
2
12
15
Trabzonspor
12
12
3
6
2
11
16
Bodrumspor
12
10
7
3
3
13
17
Alanyaspor
10
9
5
4
2
11
18
Hatayspor
6
10
7
3
1
11
19
A.Demirspor
2
9
9
2
0
11
Nöbetçi Eczane


Nöbetçi eczanlerle ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

Arşiv Arama
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı