|
||
Tayyip Bey, "Yeniçeri Ordusu" mu Kuruyor? | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Paralı askerlerden oluşan Yeniçeri Ordusu, zaman içinde Osmanlı Devleti’nin başına büyük bela olmuştu. Eğer, Padişah II. Mahmut tarafından kaldırılmasaydı, devletin başına daha büyük belaların gelmesi kaçınılmazdı.
“Açılım” yapayım derken, terör belasına iyice bulaşan iktidar, bu beladan kurtulabilmek için, şimdi yeni arayışlar peşinde. Başbakanın aklına en son gelen fikir, terörü kurulacak özel bir Orduyla bitirmek. Çünkü, başta Fransa olmak üzere, bunun dünyada başka örnekleri de var. Var, ama Özel Ordu ile bütün savunma ihtiyaçlarının giderildiği ya da iyi bir savaş gücü oluşturulduğu fikri henüz ispatlanmış değil. Yurt savunmasında ve bir savaşta para karşılığı savaşacak olan asker, önce aldığı paraya, sonra da yaptığı işe bakacaktır. Ve kuşkunuz olmasın ki, aldığı para kadar savaşmak isteyecektir. Maddi çıkarın ağır bastığı bu olayda, manevi duygular örselenecek, bizim çok sık kullandığımız “Vatan, Millet, Sakarya” gibi, biraz mizahi ancak, bu duyguları çok iyi yansıtan parolamız, boş bir laftan ibaret kalacaktır. YENİÇERİ OCAĞI, BU DÜŞÜNCEYE ÇOK İYİ ÖRNEK Tarihte, paralı asker fikri ilk defa Selçuklular zamanında ortaya atıldı. Ancak, bu konuda düzenli bir Ordu kurulmadı. Osmanlı’da ise, Sultan I.Murat’a kadar, böyle bir düşünce hiçbir şekilde söz konusu olmadı. Ünlü Kosova Savaşı dahil, bütün savaşlara eli silah tutan herkes katılmak istedi ve onların arasından seçilenler katıldılar. I.Murat’tan sonra, bu düşünce daha iyi gelişti ve önce, paralı askerlere kaynak olmak üzere Acemi Ocakları kuruldu. Daha sonra kurulan paralı Orduya da “Yeniçeri Ocağı” denildi. Edirne’nin fethinden sonra Ocağın ilk kurulduğu yıl olarak kabul edilen 1362 den, dağıtıldığı 1826 yılına kadar geçen 464 yıl içinde,Yeniçeri Ocağı hep imtiyazlı bir sınıf olarak kabul edildi. Yeniçeri Ağası’nın komutasındaki Ocak, Cemaat Ortaları, Ağa Bölükleri ve Sekbanlar diye üç önemli guruba ayrıldılar. Yıldırım Beyazıt’ın Ankara Savaşı yenilgisine rağmen Ocak, İstanbul’un fethinden sonra da itibar gördü. Yeniçeri Ağaları, Padişah nezdinde ve toplumda, Vezirlerden bile daha fazla itibar görürlerdi. Divan toplantılarına bile katılan Yeniçeri Ağası, 19 kişilik bir maiyeti ile dolaşır ve herkese görkemli bir biçimde havasını atardı. Yeniçeri Ocağı’nın ihtişamını göstermek için, Ağalara geniş yetkiler ve imkanlar sağlanırdı. Mesela, Saray’a yakın bir mahalde özel tahsisli köşkünde oturan Ağa, sadece Padişahın kullandığı Daire-i Hümayun, özel izinle girilen Tekeli Köşk, Kış Çarşamba Dairesi, Yaz Çarşamba Dairesi, Divan Dairesi, Silahtar Odası, Vekilharç ve Falakacılar Dairesiyle, Özel Hapishane ve Akşemseddin Makamı’na, kolayca girebilirdi. Yeniçeri Bölükleri’nde bulunan ve içinde yemek pişirilen kazan “kutsal” sayılırdı. Yeniçeriler, önemli kararları bu Kazan’ın etrafında toplanarak alırlar, isyan ettikleri zaman da, “Kazan kaldırma” anlamında, kazanı ortaya çıkarırlardı. Adına, ”Kazan-ı Şerif” denilen bir başka Kazan vardı ki, Yeniçeriler bu Kazan’ın kaldırılıp yerine bir kova su dökülse, dünyanın altüst olacağına inanırlardı. KUDRETİN VE İSYANIN KAYNAĞI “PARA” Devlete ve millete karşı yükümlülüklerini parayla yerine getiren Yeniçeriler, ücretlerinin artırılmaması durumunda mutlaka isyan çıkarırlardı. İsyanlar, istekleri yerine getirilerek bazen hemen bastırılsa da, bazen de uzun sürebilirdi. Ancak, sonuç mutlaka Yeniçerilerin istediği gibi olurdu. Son zamanlarında, halk Yeniçerilerden iyice bıkmıştı. Ocağın kaldırılması fikri daha önce oluşmasına rağmen, II.Mahmut döneminde çıkardıkları ve tamamen menfaat içeren son isyan, Yeniçerilerin de sonu oldu. Nihayet, 1826 yılında Padişahın emriyle iyi bir hazırlık yapılarak, Ocak ortadan kaldırıldı. Komutanları da bir bir yakalanarak idam edildiler ve cesetleri Gülhane Parkı’nın karşısındaki çınar ağacında, uzunca bir süre asılı kaldı. TARİH, TEKERRÜR EDER Eskiler çok iyi bilirler ki, ibret alınmadığı için tarih daima tekerrür (yani tekrar) eder. Bu kısa tarih bilgisinden sonra, iktidarın kurmak istediği paralı Özel Orduya gelince, kanaatimce bu Ordu da, Yeniçeri Ocağı’ndan farklı olmayacaktır. Terörün şiddetlendiği 1990 lı yılların başında bir “Özel Harekat Dairesi” kurularak, bu uygulama bizde de denendi. Dairenin başına vekaleten atanan İbrahim Şahin ve ekibinin yaptığı çıkara dayalı yanlış işler ve halka verdiği zulüm, hala unutulmadı. Bu kişi ve kimi arkadaşları, işlediği iddia edilen suçlardan ötürü, hala mahkemelerde yargılanıyor. İktidarın kurmak istediği, paralı askerlerden oluşan Özel Ordu ile, Asker bir millet olan Türk milletinin, yurt savunmasındaki milli duygularının yitip gitmesine sebep olacaktır. Öte yandan Türk Milleti, aldığı paranın karşılığı kadar hizmet verecek olan Özel Ordu ile yurdunu savunamaz ve böyle bir uygulamayı kabul edemez. TAYYİP BEY, GALİBA VAZGEÇİYOR Başbakan Tayyip Erdoğan, son yaptığı açıklama ile Özel Ordu fikrinden vazgeçmiş gibi görünüyor. Özel Ordu ya da Özel Güvenlik Kuvvetleri yerine “Sınır Birlikleri”nden bahseden Başbakan, netice olarak aynı düşüncede ısrarlı. İç ve dış düşmanlara karşı Ordumuzun en büyük gücü, modern silahlardan önce “moral gücü” dür. Bu güç, AKP iktidarında iyice örselenmiştir. Son gelen haberlere göre, Ordunun en üst komutanlarından Astsubayına kadar tam 245 muvazzaf Subay tutuklanmış, bir kısmı salınmasına rağmen hepsinin yargılaması sürüyor. İşin ilginç yanı, bunların içinde terörle mücadelede görevli olanların bir kısmı, terör örgütü üyesi olarak yargılanıyor. Böyle bir Ordudan, yüksek moralle yurt savunması beklenebilir mi? İktidardan şimdi, bütün bu durumları iyi değerlendirmesi, ülkemizi gerişi dönüşü olmayan yollara sokmaması, milletimizin göz bebeği ve yegane güvencesi olan Ordumuzu yıpratmak değil, gücünü ve moralini yükseltmek için gayret göstermesi bekleniyor. Aksi halde, ortaya çıkabilecek olan zararın faturasını yalnız millet değil, iktidar da ödemek zorunda kalacaktır. Büyükyoncalı Belediye Başkanı’na “Bravo”
Büyükyoncalı Belediye Başkanı Necati Sezer, bu görevi ikinci dönem olarak yürütüyor. Daha önce bu görevi yürüten Nurettin Yılmaz, Beldeye önemli hizmetler getirdi ve gözle görülür eserler bıraktı. Ne var ki, Nurettin Yılmaz’ın, iktidar partisinden olma avantajı vardı. Necati Sezer’se öyle değil. O, CHP li ve iktidarın avantajlarından yararlanamıyor. Seçildikten sonra kendisiyle yaptığım görüşmede, Belediyeyi büyük borçlarla devraldığını, bir çok işin yarım bırakıldığını, kasada ise harcanacak tek kuruşun bulunmadığını söylemişti. Esasen, borç içindeki bir Belediyenin, kasasında zaten para olamazdı. Sezer, görevine sıkı sarıldı. Ortaya henüz gözle görülür bir hizmet ya da eser koymadıysa da, o yine de bir şeyler yapmamın derdinde. Önümüzde, daha 4 yıla yakın bir süresi var. Necati Sezer’in, halkın hoşuna giden en önemli uygulaması, kendi başlattığı “Bozaba Şenlikleri”ni, bir “Festival”e çevirmesi oldu. Geçen yıl ilkini yaptığı festivalin, bu yıl yapılanı çok gösterişli ve çok eğlendirici oldu. Halk, festivalden çok memnun kaldı. O nedenle, Başkan Sezer’e “Bravo” demek lazım. FESTİVAL BİTTİ, DEDİ-KODUSU SÜRÜYOR ! Geçtiğimiz hafta 4 gün süren ve başarıyla sonuçlanan festivalin, dedikoduları henüz devam ediyor. En büyük dedikodu, festivale katılan sanatçılara ödenen ücretler üzerinde yapılıyor. Söylenenlere göre, başta Sibel Can olmak üzere, sanatçılara büyük paralar ödendiği, bu kadar büyük paraların borç içinde yüzen bir Belediye için doğru olmadığı ve Başkan Sezer’in bu davranışıyla suç işlediği konuşuluyor. Kanaatim o ki, yapılacak harcamalar için Başkan mutlaka önceden gerekli yasal kararları almış ve parayı da bulmuştur. Yapılan ödemelerin miktarını bilmediğimiz için, fazlaca bir şey söylemek doğru olmaz. En iyisi Başkan, gizliliği olmayan bu durumu kamuoyuna açıklamalı ve yaptığı ödemeleri Belde halkına duyurmalıdır. Festivalden çok memnun olan halk, böyle bir açıklamadan da mutlaka memnun olacaktır. Başkan da böylece, yönetimde “açıklık” (şeffaflık) ilkesini, bir kere daha ortaya koymuş olacaktır. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.