|
||
Tayyip Bey Acaba Kaçar mı? | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Kaçar gibi görünüyor. Çünkü, olaylar artık boyut değiştirdi. “Gezi Parkı Meselesi” olmaktan çıktı. Açık söylüyorum, ülkemizde sanki bir “Türk Baharı” yaşanıyor. Başbakan ve iktidarı için, tehlike çanları çalıyor. Hem de, yüksek sesle çalıyor. 3ncühaftaya giren olaylar, bir “Gezi Parkı Meselesi” olmaktan çıktı. Halkın, iktidara olan kini giderek taştı ve lastik patladı. Olaylar, geri dönülmez bir yola girdi. Bütün bunlara rağmen Başbakan’ın halkla inatlaşması, “Ben, her istediğimiyaparım.” şeklindeki dayatması ve halkı aşağılamaya devam etmesi, onun sonunu getirdi. Başbakan, çıkarcı çevresinin kurbanı oldu. O çıkarcılar ki, onu şişirip adeta bir Frankeştayn yarattılar. Onun önüne, hep bir “Dev Aynası” koydular. Sürekli gaza getirdiler. Kısacası, onu tam bir “Diktatör” yaptılar. Onu bu hale getiren yandaşları, böylece Arap Baharı rüzgarlarını bize doğru estirip, bize de bir“Türk Baharı” getirdiler. O yandaşlar ki, onun ne Saddam’dan, ne Kaddafi, ne Mübarek ya da ötekilerinden ibret almasına imkan vermediler. Onları örnek göstermediler. BU BÜYÜKLÜK, ACABA NEDENDİ? Başbakanın, kendini dev aynasında görmesinin bir değil, birkaç nedeni var. Birincisi, sırtını ABD ve AB yedayayıp, önce askeri darbe korkusunu bertaraf etti. Onunla kalmayıp, Komutanlara yüklediği çeşitli suçlarla, Orduyu iyice pasifize etti. ABD ve AB’ ye karşı verdiği tavizlerle, ülkemize büyük zararlar verdi. Buna karşın verdiği tavizlerle, sürekli destekleneceğini sandı, ama olmadı. Başbakanın yakın çevresi ile sindirdiği medya, onu şişirdikçe şişirdi. Onun, kendisini büyük görmesini, daha çok bu çevreler sağladı. Bir başka neden de,karşısında güçsüz bir muhalefetin olması, onun megaloman bir kişi olmasını tetikledi. HALK, NİHAYET PATLADI! Her konuda bir diktatör gibi davranan Başbakan, halkakarşı da sertleşince çekilmez bir hal aldı. Beton yığınlarının arasındaki İstanbul halkına, Taksim’de ki bir karış çimeni ve birkaç ağacı çok gördü. Oraya hem bina, hem de yandaşları için bir ticari merkez yapmaya kalkınca, sonunu hazırlamış oldu. Aslında,“Kürt Açılımı” dediği ülkeyi bölme projesi bardağı doldurmuş ve taşma noktasına getirmişti. Ve, bardak taştı. TAYYİP BEY, KAÇAR MI? Kaçar gibi görünüyor. Çünkü, üç haftadan beri halk direniyor ve onun gitmesini istiyor. Ondan kurtulmak istiyor. Onun artık bu ülkeyi yönetmesini istemiyor. Onun hiçbir sözüne, artık inanmıyor. Halk, iktidarın adam kayırma ve yolsuzluklarından iyice bıkmış durumda. Hırsızlık ve kayırmacılıklar zirveye çıktığı halde, hiç kimseden hesap sorulmuyor. Yargı bağımsızlığı ortadan kalkmış ve iktidarın emrine girmiş durumda. Hiç kimse, kendini güvende hissetmiyor. Başbakan, hiçbir açıklamasında doğruları söylemiyor. Yüce dinimizi, sömürdükçe sömürüyor. Oysa,İslam dini onun tavırlarını kabul etmiyor. O, her konuda halkı ikiye bölüyor. Bütün bu örnekler ve daha nicelerinin yanında, Başbakanın güvenilecek hiçbir yanı kalmadı. Bu durumda, olayların önlenmesi ve o gitmeden sükunetin sağlanması mümkün görünmüyor. Ve, ona yol görünüyor. Onun gidişi, iki türlü olur. Birinci yol, 9 ay sonra yapılacak olan yerel seçimlere genel seçimler de eklenirse, kaybeder ve gider. İkinci yol ise, iktidarı geçici bir hükümete teslim edip, ülkeye ve siyasete veda eder. Türkiye’de kalıp da, hesap vermeden yaşaması hiç mümkün görünmüyor. O da, herhalde hesap vermekten korkuyor. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.