AKP’nin halk için değil, kendisini kurtarmak için değiştirdiği Anayasayı 12 Eylül’de halkoylamasına götürmesi bir tesadüf değil, iyi bir tezgahtır. Yüksek Seçim Kurulu, bu tezgaha keşke alet olmasaydı.
Adalet ve Kalkınma Partisi, son üç yıldan beri hedef seçtiği ve değiştirmeyi planladığı yürürlükteki 12 Eylül dönemi Anayasasını, nihayet değiştirdi. 29 madde üzerinde yapılması planlanan değişiklik, parti kapatma maddesi Meclisten geçmeyince, toplam 28 madde şeklinde kabul edildi. Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi AKP nin esas amacı, laik düzene karşı tavırları sebebiyle her an kapatılma riski altında bulunan partilerinin kapatılmasını önlemek, daha sonra da Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’yla, Anayasa Mahkemesi’nin üye sayısını değiştirerek, bu iki kuruma hakim olmaktı. Çünkü, AKP yargıyla kavgalıydı. O sebeple Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna, daha sonra da iktidardan düşünce kendilerini Yüce Divan sıfatıyla yargılayacak olan Anayasa Mahkemesi’ne kendi adamlarını getirmek gerekiyordu. Bu iki kurumu, yeniden yapılandırmak lazımdı. İşte, Anayasa değişikliğinin esas sebebi budur. Geri kalan 26 madde ise, ağızlara birer parmak bal çalmak ya da göz boyamaktır. DEĞİŞİKLİĞE CHP’ DEN İTİRAZ Cumhuriyet Halk Partisi, yukarıda açıklanan sebeplerle bu değişikliğe, 111 üyenin imzasıyla geçen hafta Anayasa Mahkemesi nezdinde itiraz etti. Yüksek Mahkeme, değişikliği tümüyle reddederse, dosya kapanacak. Yok, bazı maddelerini reddederse, değişiklik bu defa halk oylamasına götürülecek. Anlaşılan o ki, değişikliğin tamamının reddedilmesi mümkün görülmüyor. Çünkü AKP bunu önlemek için, işe yarar bazı maddeleri de değişikliğin içine sokuverdi. HALK OYLAMASI, 12 EYLÜL’DE AKP, söz konusu değişikliğin kısa sürede halkoyuna sunulması için kanunda değişiklik yaptı ve 120 günlük bekleme süresini, 3376 numaralı kanunla 60 güne indirdi. Bu arada, Anayasayı değiştiren kanun metni de Cumhurbaşkanınca hemen onaylanıp, 13 Mayıs 2010 tarihli Resmi Gazete’de yayınlandı. Ne var ki, Yüksek Seçim Kurulu bu 60 günlük süreyi kabul etmeyip, sürenin eskisi gibi 120 gün olacağını ve halk oylamasının 120 gün sonra yani, 12 Eylül 2010 günü yapılmasına karar verdi. Çünkü, Anayasaya göre yapılan bu tür değişiklikler seçim kanunu niteliğinde olup ilk seçimde değil, daha sonraki seçimde uygulandığı için 60 günlük süre, bu değişiklik için uygulanamazdı. HALKOYLAMASINDA, “12 EYLÜL TEZGAHI” AKP, bunun böyle olacağını, yapılan değişikliğe rağmen halkoylamasının 60 gün sonra değil, 120 gün sonra yapılacağını çok iyi biliyordu. O sebeple, değişikliği hemen onaylatıp, Resmi Gazete’nin 13 Mayıs tarihli nüshasında yayınlatarak, halk oylaması için 12 Eylül tarihini garantilemiş oluyordu. 12 Eylül tarihi, 1980 askeri darbesinin yapıldığı gündü ve değiştirilen Anayasa bu darbenin ürünüydü. Bu Anayasanın bir çok maddesi halkın tepkisini çekiyor ve değiştirilmesi isteniyordu. Böylece bilende de, bilmeyende de bu Anayasaya karşı bir tepki oluşmuştu. Bu durumu çok iyi bilen AKP, halkoylamasını 12 Eylüle getirip, yıldönümünde bu fırsattan yararlanmaya çalışıyordu. Yani, halkın tepkisinden yararlanıp, yaptığı bu değişikliğin kabul edilmesini istiyordu. İşte Yüksek Seçim Kurulu, aldığı kararla bu durumu göz önüne almalıydı, ama öyle yapmadı. Kurul, oylamaya gölge düşürmemek için halkoylaması tarihini, mesela 19 Eylül olarak belirleyebilirdi. Çünkü, değişiklik Resmi Gazetenin 12 Mayıs değil, 13 Mayıs tarihli nüshasında yayınlanmıştı. Tarafsız davranması gereken Kurul, bu hatayı asla yapmamalıydı. MUHALEFET ŞİMDİ, BU TEZGAHI İYİ ANLATMALI Muhalefet, bu tezgahı şimdi halka çok iyi anlatmalıdır. AKP nin bu değişikliği kendi çıkarı için yaptığını, halkın 12 Eylül tarihinin gazına gelmemesini, değişikliğin gelecek yıl yapılacak olan genel seçimden sonra oluşacak hükümet tarafından yapılmasının uygun olacağını halka çok iyi anlatmalıdır. Halk, bu oylamada eğer, AKP ye genel seçimlerde verdiği kadar oy verirse, yani parti kendi oylarını alırsa bu değişiklik yapılamaz. Aksine iktidarın bu oltasını yutarsa kendisi için değil, sırf AKP’nin çıkarı için sandığa gittiğini çok iyi bilmelidir.
|