|
||
Çocuklara Af, Bahane | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Bu memlekette, 87 yılda tam 53 genel af çıkarıldı. Katili, hırsızı, tecavüzcüsü, gaspçısı ve her türlü pisliğe bulaşanlar af edildiler.Bu aflar çıkarılırken, mağdurlarına hiç sorulmadı. O sebeple, Türk halkı artık yeni bir affı katiyen istemiyor. Öteden beri bir af söylentisi, ortalıkta dolaşıp duruyor. Hükümetin istediği ancak, muhalefetten destek beklediği af, galiba çıkacak. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 90 ncı yılını bahane ederek, çocuklar için af istemesi, şimdi hükümetin de gündemine girdi. Sözlü teklifin üzerine balıklama atlayan hükümetin Adalet Bakanı, Bahçeli’nin teklifini ciddiye aldıklarını ve üzerinde çalışacaklarını söylüyor. Af, muhtemelen “Deniz Fenerciler”le birlikte, hemen herkesi kapsayacak. Ceza, işlenen suçun karşılığı olarak verilir ve suça meyilli olanlara karşı caydırıcı bir ibret olur. Af ise, belirli ve çok kere istenmeden işlenen suçlar için kullanılır. O da, bu suçu işleyenlere bir daha işlememeleri için bir ibret ve ders olur. Ama, biz de çıkarılan aflarda bu durum gözetilmediği gibi, afların hemen hiç biri ne topluma, ne de suçu işleyene pek bir hayır getirmedi. HİÇ BİR AF, HAYIR GETİRMEDİ 87 yıllık Cumhuriyet döneminde TBMM tarafından tam 53 defa “genel af” çıkarıldı. Bunlardan en ilginci, Bülent Ecevit’in Başbakanlığı sırasında ve 1974 yılında çıkarılan aftı. Belli bazı suçları af eden kanun Anayasa Mahkemesi’ne gidince, bütün hapishaneler boşaldı. Çünkü, yüksek mahkeme kanunu Anayasaya aykırı bulup, kapsamını genişletti. Ve, mahkeme kararıyla herkes için af çıkarılmış oldu. İkinci önemli af, yine Bülent Ecevit’in Başbakanlığı sırasında ve eşi Rahşan Ecevit’in isteği üzerine, 2000 yılında çıkarıldı. Bu affın da, 1974 affından pek bir farkı olmadı. Çünkü, Bayan Ecevit’in söylemi ile Cezaevinde çocuğuyla birlikte yatan bir anneye acıyan Rahşan Hanımın isteği üzerine çıkarılan bu afla, bütün azılı mahkumlar ve nice can yakanlar cezadan kurtuldular. Diğer aflarla, sözünü ettiğimiz bu aflara bakıldığında, affın hiçbir işe yaramadığı, suçlunun zulmüne uğrayanlar için yeni bir zulüm olduğu, af edilenlerin bundan ders almadıkları, çoğunun tekrar aynı suçları işleyip, yine hapishane yolunu tutukları görüldü. AFLAR, SADECE HAPİSHANEDEKİLERİ KAPSAMIYOR Çıkarılan aflar, sadece hapishanede yatanları kapsamıyor. Af için önce bir tarih belirleniyor. O tarihe kadar işlenmiş, ancak yargılanıp henüz ceza almamış suçlar da böylece af ediliyorlar. Yani, önemli bir suç işleyen, devletin ya da vatandaşın canını yakan bir suçlu, hakim önüne çıkarılmadan af ediliyor. Ve, işlediği bu büyük günah yanına kar kalıyor. Vatandaş, mal ve can güvenliği konusunda sadece devleti korumacı olarak görüyor. Devlet de halkına, “Bana güven. Çünkü, sana karşı suç işleyenin cezasını mutlaka ben veririm.” diyor. Mahkemeler de, zaten bunun için var. Var, ama aynı devlete bakıyorsunuz, mağdura sormadan ona karşı suç işleyeni bir kalemde af edebiliyor. İşte, vatandaşın devletine olan güveni böylece ortadan kalktığı gibi, adalet de yerle bir oluyor. HALKIMIZ, ARTIK AF İSTEMİYOR Türk halkı yeni bir af çıkarılmasını katiyen istemiyor. Edinilen bilgilere göre, sadece çocuklar için bir af düşünülse de, yaşı 18 den küçük olduğu için Münevver Karabulut’un katili ile Hrant Dink’in katili ve bu durumda olan niceleri af edilecektir. Hele, kanun Anayasa Mahkemesi’ne giderse, af edilmeyen kalmayabilir. O sebeple, halkımız artık af istemiyor. MHP lideri, partisi için buradan bir prim beklemesin. Tam tersi olabilir ve partisi sırf bu sebeple oy kaybına uğrayabilir. 1974 affında, ırzına geçilen bir kadının tecavüzcüsü de af edilince, kadının ortaya çıkıp, “Acaba devletin mi, yoksa benim mi ırzıma geçildi?” demesi, henüz unutulmadı. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.