Herkesin bildiği ve kabul ettiği şekli ile muhtarlık kurumları demokrasilerin hücresidir. Hücreler, dışarıdan gelecek her türlü tehlikeye karşı kendini korur ve gereken savunma mekanizmasını harekete geçirir. Bundan daha doğal ve mantıklı bir başka alternatifte mevcut değildir. Bunun aksini ne hücrenin kendisi, ne de hücrelerin meydana getirdiği doku ve organlar kabul edebilir. Zaten aksini iddia edip, gerekli savunmayı yapmıyor ise o demokrasi hücresinde bir hastalık veya zafiyet olduğu anlamı ortaya çıkar. Birey odaklı ve kurumsal bir iktidar partisi olan Teşkilatımızda bunu savunmakta ve halen yaşanmakta olan güncel olaylarda da bunun dolayısıyla demokrasinin savaşını vermektedir. Seçilen kişinin adını herkes aynı ölçüde kabul etmeyebilir veya sevmeyebilir ama demokrasiye inanan erdemli insanlar, o kişinin adından ziyade temsil ettiği makamın kutsallığı ve ağırlığı nedeniyle gereken saygıyı göstermek zorundadır. Hele hele seçimle işbaşına gelmiş olan kişiler, bunu tüm incelikleri ile bilmeli, kabul etmeli ve aksini savunanlarla gerekli mücadeleyi verebilmelidir. Son yaşanan olayı üzülerek öğrenmiş bulunmaktayım. Her şeyden önce insan olarak sonra da aynı misyonun kongre kararı ile İlçe Başkanlığını yapmış bir üyesi olarak, ilgili muhtarımız ve maalesef İlçe Başkanının bu gerginliğin giderilmesi için gereken çalışmaları yapması beklenirken, aksine değerli muhtarımıza sinkaflı tehditler savurması yanan ateşi daha da harlandırmıştır. Bunun sonucu olarakta kendisini, bizleri ve Teşkilatımızı daha da zor bir duruma sokmuştur. Kendisi de seçimle işbaşına gelmiş bir kişi olarak, yine kendisi gibi seçimle işbaşına gelmiş ve bir kesimi temsil eden birini aşağılayıcı ve rencide edici çabalar içinde bulunmasını anlamak mümkün değildir. Eğer bir kişi seçilmişliğin verdiği ayrıcalığı bilmiyor, savunmuyor ve temsil ettiği kurumun misyonunu düşünmüyor ise bana göre o kişi, kendi seçiminin gerçekleri ile yüzleşiyor ve bunun ezikliğini hissediyor demektir. İlgili kişi olarak bunun muhasebesini yapmak doğru ve erdemli bir davranış olsa da, bu muhasebe hesabına ilgisiz kalemleri katmak ve hesabı iyice karıştırmak ne beşeri ilişkilerde ne de demokrasinin gerçeklerinde haklı bir yer bulabilir.Yaşanan bu gelişmeler öncelikle bu misyonun Başkanlığını yapmış bir üyesi olarak, sonra da demokrasiye sonsuz inancı ve bağı olan bir yurttaş olarak beni fazlasıyla üzmüştür. Teşkilatımız olarak, gerek Milletvekillerimizle gerekse normal ziyaretlerde hangi köyümüze hangi yüz ile gideceğimizi ve misyonumuzu nasıl anlatıp, savunacağımızı inanın bilemiyorum. Bildiğim tek gerçek, biran önce bu gerginliğin sona erdirilmesi ve ikili ilişkilerin normalleştirilmesidir. Her ne kadar mesele Teşkilatımızdan ziyade kişisel boyutlu olsa da, bu durum hepimizin endişeye kapılmasına sebep olmuştur. Yaşanan bu olaydan dolayı kendi adıma, demokrasinin hücresi olarak algıladığımız bu kurumlardan ve bu kurumların çekirdeği olarak gördüğümüz değerli muhtarlarımızdan özür diliyorum. Yakın zamanda yaşanan Teşkilatımıza mensup bir Milletvekili ile görevli kamu personeli arasında yaşanan bir olay karşısında, Genel Merkezimizin takındığı durum herkes tarafından görülmüş ve takdir ile karşılanmıştır. Bahsi geçen ve bölgemizi ilgilendiren bu olay karşısında da Genel Merkezimizin ve değerli Milletvekillerimizin gerekeni yapacağına; gerek seçilmiş, gerek bürokrat ve gerekse Teşkilat üyeleri ile ilişkilerinde gerekli balans ayarını yapamayan/yapmayan bu kişi hakkında da doğru kararı vererek, gerekli balans ayarını yapacağına olan güvenim ve inancım tamdır.Bu vesile ile özellikle mağduriyeti yaşayan değerli muhtarımızdan, diğer tüm Muhtarlarımızdan ve o muhtarlarımızın temsil ettiği değerli halkımızdan bir kez daha özür dilerken, yapmış oldukları bu kutsal görevlerinde Teşkilatımızın bir bütün olarak, her zaman olduğu gibi yine arkalarında ve destekçileri olduğunu bilmelerini ister, saygılarımı sunarım.
|