|
||
Nankörlük Bu Kadar da Olmaz ki! | ||
SARAY Haberi | ||
Yaklaşık 10 yıldır aralıksız olarak bu gazete çalıştın? 10 yıl boyunca hayatını bu gazeteden istihdam ettin? Bu gazetenin sayesinde, ilçede bir çevre edindin? 10 yıl boyunca gazete, haberlerinden dolayı kimileri tarafından hedef alındı? Şimdi ise, gazeteyi hedef alanlarla yakınlaşıp, mağdur rolü yapıyorsun. Sizi, akıl ve mantık çerçevesinde düşünmeye davet ediyorum. Şimdi size soruyorum? İş yerinde yaklaşık on yıl boyunca çalışan, zaman geçtikçe işlere tamamen hakim olan, kurumun para-alışveriş trafiğini kontrol eden ve çalıştığı süre zarfında büyük sıkıntılar yaşamayan biri; on yıl sonra işinden ayrılınca, acaba neden şantaja ve tehdide uğradığını iddia eder? İddia ettiği gibi olumsuz olaylar yaşandıysa, on yıl boyunca nasıl olup da aynı yerde çalışır? 10 yıl boyunca bir işyerinde çalışıyorsun. Biliniyor ki, bu işyeri yerel basın olması ve basının ilçedeki bazı kamu kurum ve kuruluşların yanı sıra, siyasi partiler ile iyi veya kötü haber yapma açısından hedef haline geldiği doğal olarak görülmektedir. Ancak, siz böyle bir kurumda 10 yıl boyunca çalışıyorsunuz, ardından işyerinden ayrılmak için işyerinde huzursuzluk, geçimsizlik ve benzeri hareketlerde bulunuyorsunuz. İşyeri sahibi de hal ve davranışlarınızdan dolayı sizi işten çıkartmak zorunda kalarak, işinize son veriyor. Siz de kalkacaksınız, “Beni işten çıkardı” diye 10 yıl boyunca bu işyerindeki doneleri bir başkalarına servis yapmaya çalışacaksınız. Kaldı ki, iş sahibi sizin hal ve hareketlerinizden dolayı iki kez çıkışınızı vermesine rağmen, yine sizi tekrar işe alarak, olan bitenleri görmezden gelmiştir. İŞYERİMİZİN BELGELERİNİ, BAŞKALARINA SERVİS ETMEK Başka kusur mu soruyorsunuz? Ayrıca, firmamızın muhasebe bölümünden sorumlu olmanızdan dolayı, işten ayrıldıktan sonra işverene alacak ve verecek konusunda hiçbir hesap teslimi yapmadan ayrılarak, işvereni zor durumda bırakmak. Her iki işyerinin anahtarlarını teslim etmeden işyerinden ayrılmak. Telefonla aramamıza rağmen telefonumuzu engellemek, işveren bizzat evine giderek, hesaplarımız hakkında bilgi almak için gelene kapıyı açmamak. Yani, iş ahlakına haykırı davranarak, işyerine zarar vermek. İşten ayrıldıktan sonra ofisimizin ve matbaa bölümü anahtarlarını işverene teslim etmeden ayrılmak. İşveren tarafından anahtarları almak üzere eleman gönderdiğinde, “ben anahtarları çöpe attım” diyerek, elemanı geri göndermek. Piyasada olan alacaklarımızın tahsilatının yapılmaması karşısında, işvereni zor durumda bırakmak hangi ahlaka sığmaktadır? Anahtarlarımızı ve hesaplarımızı sizden istememiz gerekince, bu isteği de ancak bir mektupla ulaştırma gereğini duyduk. Buna rağmen halen anahtarlarımız ve hesaplarımız tarafınızdan verilmemiştir. 10 yıldır işyerinin her bölümünden sorumlu olmasına rağmen, işyerinde yaşananlardan, başından siz sorumluydunuz. Başta ofis bölümü olmak üzere, ofisimizin kamera kayıtları altında olduğunu da sizin kontrolünüzdeydi. Yanlış hal ve hareketlerinizden dolayı işten çıkarıldınız diye, işyerimizin tüm bilgilerini bir başkalarına servis yapmak ahlaka sığmaz. İddialarınıza bakınca, tutarsızlıklar ortaya çıkıyor görmek isteyenlere haksız yere işyerimizi kötülüyorsunuz.. Peki ya iddialar basına servis edildikten sonra ne oldu? Akl-ı Selim sahibi insanlar haberi ciddiye dahi almadı ve asıl niyetinizi fark etti. Neydi asıl niyet? Eski çalışanımız üzerinden kurumumuz karalanmaya çalışıldı. Bu açıklamanızı kullanmak isteyenler, kendilerini aklama yarışına girdiler. Asıl amaç, bu yalanlar üzerinden gerçekleri yazmamızı engellemek istemeleridir. Bu iddialar nedeniyle zarar göreceğimizi düşünenler, belki de olmuştur. Konunun en üzücü olan tarafı ise, eski bir çalışanımın bu oyuna alet olmasıdır. Özel yaşantısına bakmadan yıllarca işimde çalıştırdığım, yardım istediğinde yardımına koştuğum, kimi zaman hatalarını görmezden geldiğim, hakkında çıkan dedikodulara kulak asmadığım birinin, sırtımdan bıçaklaması da aklıma şu anekdotu getirdi: Hz Ali'ye demişler; Filanca adam seni öldürecek!. Hz Ali; “Hayır” demiş ve devamla; “Ona hiçbir iyilik yapmadım ki, beni öldürsün!" Bu kirli oyun, en kısa sürede aydınlanacaktır. Saray gibi ufak bir yerde, üstelik gazeteciysen ve gerçekleri yazdığın için hasım olarak görülüyorsan, o iddialarda ki gibi davranmak ne kadar doğrudur diye sorarım? Halkımız, bu küçük yerde herkesi tanıyabiliyor. Yakın zamanda işin seyrinin değiştiğini, sizler de göreceksiniz. Kazdıkları kuyuya, hep beraber düşecekler. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.