|
||
HERKES SUÇLU! | ||
SARAY Haberi | ||
İlçe Belediyesi, Siyasi Partiler, Sivil Toplum Kuruluşları, Devlet Daireleri yani yöneten ve Saray'a değer katması gereken ne kadar kamu, kurum ve kuruluşlar varsa hepsinin derdi olmaktan çıkmış Saray. Burada erk sahibinin sürekli yanlışlarını dile getirirken onun yanlışlarına dur diyecek, ondan halk adına hesap soracak bir kurum yok. Saray'a muhalefet partisi vekili gelip iktidar partisine haklı ve haksız eleştirilerini dile getirdi. Fakat ilçe başkanlığı çıkıp her hangi bir açıklama yapmadı veya yapamadı. Zaten elinde bu kadar malzeme olup susan bir ilçe başkanlığı görebilir miyiz bilmiyorum. Muhalefet eksikliği de güç sahibinin istediği gibi at koşturmasına olanak sağlıyor. Herkes bir şeyden şikayetçi ama şikayetini dile getirme konusunda ne yazık ki başarılı olunamıyor. Toplumsal ve siyasi muhalefet olmadığı sürece Saray'ın düzelmesini beklemek hayalden öte değil. Muhalefetin olmayışının temel sorunu nedir diye bakıldığın da ise Ak Partililerin ne iş ile uğraştığına bakmak yeterli olacaktır sanırım. TABELADAN İBARETLER Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ise tabela kurumu olmaktan öte değil. Sadece ismi olan kendi haklarını korumayan sade bir kuruluş. Aklıma ilk gelen Saray Kent Konseyi. Saray Kent Konseyi ne iş yapıyor? Yoksa sadece para aklamakla mı meşgul. Devamında Saray Engelliler Derneği. Bu derneğin bir çok engelli üyeleri var. Bu üyeler ilçe içerisinde nasıl ve hangi şartlarda gezebiliyorlar. Bunu düşünen yönetici var mı? Bu her iki dernek yöneticileri görevlerini biliyorlar mı? Sağlıklı vatandaşların dahi yaşamakta zorluk çektiği Saray da engelli vatandaşların karşılaştığı zorluklar empati yapılarak anlaşılacak bir durum değil. Geçtiğimiz günlerde gazetemizde birkaç defa gündeme getirdik. Yeni kaldırımlara işaret taşı konulmamasını. Görme engelli vatandaşlar içi zaruri olan bu uygulamanın eksikliğini belirtmemize rağmen biri de çıkıp, "Evet haklısınız biz engelli vatandaşlara şu zorlukları da yaşıyoruz bunları da gündeme getirirseniz seviniriz" demedi. Şöyle Bir baktığımda kaldırımın az olduğu Saray'da tekerlekli sandalye ile kaldırıma çıkabilecek rampaların olmamasına rağmen buna bir tepki göstermemek, kendi hakkını savunmamak, saçma geliyor bana. STK'ların asli görevlerini yerine getirmediğini gösteriyor bu eksiklikler. SÖYLENECEK PEK BİRŞEY YOK Devlet daireleri ise tam bir muamma varlıkları ile yoklukları arasında kalan ince çizgide duruyorlar. İmza vermek, belge çıkarmak gibi işler dışında başka ne yapıyorlar bilmiyorum. En ufak sorunları bile büyütüp kendilerini manşete taşıyorlar sonra da bu durumdan şikayet ediyorlar. Bize kızıyorlar. Bu paradoks içinde kaldıkları sürece haklarında bir şey konuşmaya gerek yok diye düşünüyorum. YÖNETİLMİYORUZ Gelelim siyasi güce. Hep duyuyorum 'Belediyeye gir kim ne yaptığını anlamazsın kafan karışır' diye. Açıkçası buna pek ihtimal vermiyordum. Her ne kadar işlevsiz olsa da ciddi bir kurumdu gözümde Saray Belediyesi. Fakat Saray Belediyesi Ekim Ayı Meclis Toplantısında gördüm ki Saray yönetilmiyor. Bir gazeteci olarak, daha önce çalıştığım gazetelerde, başka belediyelerin meclis toplantısını takip ettim. Fakat bu gördüğüm toplantı değil kahvehane muhabbetiydi. Ciddiyetten uzak, alınan kararların sorumluluğu yok, kim ne yapıyor, belli değil, kısacası yaptık oldu düşüncesinde yürüyen geyik muhabbetlerin yapıldığı bir toplantıydı. Ve bu lakayt ortamda Saray'ın sorunları "tartışılıyor" gelin siz düşünün. Hatta düşünmek yerine Kasım Ayı Meclis Toplantısına gelin takip edin ve görün nasıl "yönetildiğimizi". Velhasıl Saray'ı ayakta tutan halktır, esnaftır. Gerisi lafügüzaf. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.